Ağabeyiyle pazarcılık yaparken o yıllarda popüler ve kazancı iyi olan süpürgeciliğe 1972'de akrabasının yanında başlayan Salim Öztürk, vatani görevini tamamladıktan sonra kendi iş yerini açtı.
"Üretilen hiçbir ürünün satılmaması mümkün değil"
Öztürk, mesleğin daha ileri gitmesi, teknolojiye yenilmemesi ve yurt dışı pazarına açılabilmesi için elinden geleni yaptığını söyledi.
Bu meslekte 1980-90'lı yıllarda 650 kayıtlı esnafın bulunduğunu, sonra bu sayının yavaş yavaş düşmeye başladığını belirten Öztürk, elle yapılan süpürge otunun hasadının zor olması nedeniyle genç nüfusun ilgi göstermediğini anlattı.
Öztürk, hasadın diğer tarım ürünleri gibi makineli yapılamadığını dile getirerek, "Süpürgenin otu, ham maddesi aynı zamanda şeker kamışı familyasından. Otun insan ve hayvan sağlığına zararı yoktur. Doğayı kirletmesi söz konusu değil, kolaylıkla tekrar toprak olan bir ottur. Hasadın zor olmasından dolayı genç nüfus ilgi göstermeyince arz talep dengesizliği başladı" diye konuştu.
Yaptıkları çalışmalarla mesleğin gerilemekten kurtarıldığını ve süpürgenin yurt dışına gönderilebildiğinden bahseden Öztürk, şöyle devam etti:
"İstanbul'da önceki yıllarda düzenlenen fuardan sonra ABD, Almanya, Orta Doğu ülkeleri, Rusya ve Moğolistan'dan bize ziyarete gelip talep ettiler. 8 sene önce ithalat ve ihracatın önü açıldıktan sonra ürettiğim süpürgenin ihracatını ilk olarak Suudi Arabistan'a yaptım. Dış ülkelerde çok güzel potansiyeli var. Üretilen hiçbir ürünün satılmaması mümkün değil. Dünyada her yerde satılabilir."
Öztürk, mesleğin üniversite ve liselerde ele alınması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyada çok güzel pazarı var, bunu tespit etmiş durumdayız. Mesleğin tekrar ayağa kaldırılacağına inanıyorum. Genç yaşlarda emekli olan kardeşlerimiz, buradan ek gelir elde edebilir. Emeklilere istihdam açılabilir, gençler de tekrar buraya yönlendirilebilir" ifadesini kullandı.