Yeni bir araştırma, kadın ve erkek kalpleri arasındaki genetik ve yapısal farklılıklara ışık tutarak, kalp hastalıklarının tedavisinde önemli bir değişim vaat ediyor. Hamburg-Eppendorf Üniversite Hastanesi'nden Lars Harbaum liderliğindeki ekip, kadın kalbinin benzersiz özelliklerini ve erkek kalbinden nasıl ayrıldığını ortaya koydu.

Kadın kalbi küçük ama daha verimli

Araştırma, kadınların kalbinin erkeklerinkine göre daha küçük olduğunu ancak sağ ventrikülünün daha verimli çalıştığını gösterdi. Sağ ventrikül, vücuttan gelen oksijensiz kanı akciğerlere pompalamaktan sorumlu. Kadınların sağ ventrikülü, erkeklerinkinden daha küçük bir hacme sahip olsa da orantılı olarak daha fazla kan pompalayabiliyor.

Bu sonuçlar, kalp büyüklüğü, kan basıncı ve akciğer fonksiyonu gibi diğer faktörlerden bağımsız olarak gözlemlendi. Araştırmacılar, bu durumun kadınların pulmoner hipertansiyon gibi hastalıklara duyarlılığını etkileyebileceğini belirtiyor.

Genetik farklılıklar var

Kadın ve erkek kalpleri arasındaki farkları daha iyi anlamak için yapılan genetik analizlerde, iki cinsiyet arasında altı farklı genetik bölge tespit edildi. Kadınlarda keşfedilen bir genetik varyantın, sağ ventrikülün pompalama aşaması olan sistol sırasında kalp hacmini etkilediği belirlendi.

Bu genetik varyantların, kadınların kalp fonksiyonlarının farklı çalışmasına neden olduğu düşünülüyor. Erkeklerde ise aynı genetik özellikler gözlemlenmedi.

Yaşlandıkça kadının kalbi küçülüyor

Araştırmanın sonuçları, kadın ve erkeklerde farklı genetik yolların devrede olduğunu ve bu durumun kalp hastalıklarının tanı ve tedavisinde dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. Kadınların kalpleri, daha fazla hücreye sahip olmasına rağmen erkeklerinkinden daha küçük ve hafif. Fakat, yaşlandıkça kadın kalpleri küçülürken, erkeklerin kalpleri ağırlaşıyor.