Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz artırım sürecini ocak ayı itibarıyla tamamlayacağı kanaatinde olduğunu belirterek, "Son çeyrek içerisinde ülkemizde de faiz indirim sürecine doğru gidileceğini düşünüyorum." dedi.
Çakar, Ziraat Bankasının İstanbul Finans Merkezi'ndeki genel müdürlük binasında düzenlenen toplantıda, ekonomi ve bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi, 2024'e ilişkin beklentilerini paylaştı.
Enflasyonun bu yıl yüzde 40-45 bandında şekilleneceğini düşündüğünü aktaran Çakar, "Enflasyon, mayıs ayında en üst düzeye gelip düşüşe geçecek. Mevcut uygulanan politikalarda bence asla acele etmemek lazım. Bence enflasyonun yüzde 40-45'lere inmesi zaten olağan, bu olacak. Önemli olan enflasyonun yapışkan olmadan, kalıcı hale gelmeden düşürülmesidir. Orada bizim daha dikkatli olmamız, mevcut politikaları daha olgunlaştırarak devam etmemiz önemli" diye konuştu.
FAİZ TAHMİNİ
Alpaslan Çakar, yarın Merkez Bankasının faiz kararı toplantısı olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Ben de herkes gibi düşünüyorum. Piyasa faiz oranlarını çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Mevduat piyasasında şu anda faiz oranları TL cinsinden yüzde 45-50 bandında. Kredi faiz oranları yüzde 45-55 arasında bir bantta gidip geliyor.
Dolar faiz oranları kredilerde yüzde 9'lar civarında, Euro faiz oranları da yüzde 7,5-8 bandında. Yıl sonuna kadar faiz oranlarının çok daha artarak devam edeceği kanaatinde değilim. Merkez Bankasının, faiz artırım sürecini piyasa beklentisi doğrultusunda muhtemelen ocak ayı itibarıyla tamamlayacağı kanaatindeyim.
Bizim alacağımız kararlar yurt dışından bağımsız olmayacak. Fed'in mayıs, haziran itibarıyla faizleri yavaş yavaş aşağı doğru çekeceğini düşünüyorum. ECB de faizleri düşürecek. Bütün dünyada faiz artırım sürecinin sonuna gelindiğini söyleyebiliriz. Onlar faizi indirdiklerinde biz de onların ardından, makro verilerin de ışığında onları takip edeceğiz diye düşünüyorum.
Bizdeki faiz indirim süreci, onlardan bir süre sonra olacaktır. Bu ne zaman olabilir? Takvim söylemem çok doğru değil ama son çeyrek içerisinde ülkemizde de faiz indirim sürecine doğru gidileceğini düşünüyorum. Tabii burada Merkez Bankasının, veri setiyle hareket edeceğini tahmin ediyorum, enflasyon oranına göre hareket etmesini bekliyorum. Yapışkan enflasyonun yönetimi hayati önemde ve ona çok dikkat edilmesi gerekir."
TÜRK LİRASI TAHMİNİ
Alpaslan Çakar, TL'nin çok cazip olmaya başladığını belirterek, "Yurt dışı yatırımcılar, önce tahvil ve hisse senedi piyasasına girer. Bu talebin de oluşmaya başladığını görüyoruz. Seçim sonrası dönemde tahvil piyasasına 2 milyar dolarlık, hisse senedi piyasasına 2,5 milyar dolarlık bir giriş var. Kredi piyasasında da giriş var. Dolayısıyla önümüzdeki süreç itibarıyla bu anlamda, daha doğrusu sermaye hareketleri anlamında rahat olduğumuzu, daha pozitif bir geleceğin bizi beklediğini söyleyebilirim" ifadesini kullandı.
Kredi büyümesinin bu yıl yüzde 40 civarında olacağını düşündüğünü aktaran Çakar, kurun (Dolar/TL) da bu yıl enflasyondan fazla artmayacağı kanaatinde olduğunu, doların 39-40 lira olacağını düşündüğünü söyledi.
'KREDİ KARTLARI İÇİN DÜZENLEME BEKLİYORUZ'
Çakar, bankacılık sektöründe kredi kartlarının, toplam kredilerin üç katı büyüdüğünü belirterek, enflasyonu yönetmek adına kredi kartlarında kısıtlayıcı bir düzenleme beklediklerini söyledi.
Çakar bu adımların, taksit sayısı azaltma, limit kontrolü ya da faiz gibi araçları içerebileceğini ifade etti.
12 aylık değişime bakıldığında toplam kredilerde yüzde 54'lük bir büyümenin olduğunu ancak kredi kartlarının yüzde 159 büyüdüğünü belirten Çakar, "Bu alanda bir regülasyon ihtiyacı gerektiği açıkça görülüyor. Kredi kartlardaki enflasyon etkisini de yönetmek adına burada bir düzenleme olacağı kanaatindeyim. Bu sene bir aksiyon alınacağı kanaatindeyim" dedi.
ZORUNLU KARŞILIKLARA FAİZ ÖDENMESİ TALEBİ
Çakar getirilen önlemlerle, zorunlu karşılıkların (ZK) banka bilançolarında %15-16 büyüklüğüne ulaştığını ve ciddi bir maliyet yarattığını belirterek, bu maliyetin hafifletilmesi için Merkez Bankası'ndan ZK'lara faiz ödemesi talep ettiklerini de söyledi.
Sektörün likit varlıklarının 5 trilyon lira civarında olduğunu belirten Çakar, likit varlıkların bu kadar yüksek olmasının temelinde zorunlu karşılıkların olduğunu, zorunlu karşılıkların banka bilançolarının %15-16'sına karşılık geldiğini belirterek şunları söyledi:
"Zorunlu karşılıklar, bankacılık sektörü için net bir maliyettir. Maliyet üstlenerek, faiz vererek aldığımız mevduatı şu anda Merkez Bankası'nda zorunlu karşılık tuttuğumuzda herhangi bir faiz almıyoruz. Zorunlu karşılıklarda en azından bir miktar faiz verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu konudaki talebimizi de ısrarla iletiyoruz. O konudaki müzakerelerimiz devam ediyor."
TCMB, Kasım ayında KKM için uygulanan ZK oranlarını ve yabancı para ZK oranlarını artırırken, seçimlerden bu yana atılan zorunlu karşılık adımlarıyla piyasadan fazla likiditeyi çekiyor.