“Bugün Türkiye, 7 Haziran seçimleri sonucunda Meclis’te tek başına iktidar olamayan zihniyetin, kaybettiği oyu yeniden kazanmak uğruna oynadığı oyunu ‘şehitler vererek’ izliyor!
Uyan Türkiye, bu boyuna gelmeyelim!
Terör bir ülkeyi esir almışsa, ülkede ‘yönetim zafiyeti’ var demektir. Devlet, yönetimde zafiyet kaldırmaz! Sorumluları bulmak, ‘dur’ demek, sorunu çözmek gerekir.”
***
“Cumhurbaşkanı, sorumluları tespit etmiştir. Ona göre ‘Suçlu aranacaksa, bakılacak yer Kandil’dir. Sorumluları hükümette değil, örgütün güdümündeki partilerde aranmalıdır.”
Evet, terörün kaynağı Kuzey Irak’ta ‘Kandil’dedir. Arkasındaki PKK, KCK’dır. Üst akıl ABD ve Avrupa Birliği’dir!
Evet, HDP terörle arasında mesafe koymamış, sıkışınca Brüksel’i Ankara’ya tercih etmiş, Türkiye partisi olması için kendisine ‘verdirilen’ oyların ve şansın değerini kavrayamamıştır. Sorumludur!
Evet, Meclis’teki muhalefet partileri de, 7 Haziran sonrası aralarında anlaşarak bir Meclis Başkanı seçip Meclis’i çalıştıramadıkları, yolsuzluğa, hukuksuzluğa batmış olan geçmiş iktidardan hesap soramadıkları için sorumludurlar!”
ANCAK ASIL SORUMLU:
-90’lı yıllar sonunda askeri mücadele ile etkisiz hale getirilen terörle mücadeleden vazgeçip, müzakere yolunu açan ve bir yandan içeriği Türk Milleti’nden gizlenen Oslo, İmralı ve Dolmabahçe görüşmeleri çerçevesinde ‘Çözüm-Barış’ adları altında yürütülen açılım politikaları ile ülkeyi bölmenin eşiğine getiren,
-Diğer yandan, Balyoz-Ergenekon gibi siyasi davalarla ordunun yönetim kademelerini ve içini boşaltıp mücadele gücünü kıran, terörle mücadele yerine onu kışlasına kapatan, polisi karakollara hapseden, PKK’nın güçlenmesine, ülkeyi bugünlere getiren, silahlanmasına, Doğu ve Güneydoğu’da özerk bölgeler ilan etmesine göz yuman, kısaca ülkeyi bugünlere getiren 13 yıllık AKP iktidarı sorumludur.
-Bugünün Cumhurbaşkanı da, tam 12 yıl hükümetin başı ve Bakanlar Kurulu ile birlikte ülkenin genel siyasetinin yürütülmesinden (Anayasa’nın 112’nci maddesi gereğince) sorumlu kişidir.
-Devlet ciddiyet ister. Bundan böyle her konuda ‘yanılıp’ politika değiştiren, bu yolda ülkeyi kaosa sürüklemekten çekinmeyenlere halk 1 Kasım’da yönetimi teslim etmemelidir.” (Tansel Çölaşan - ADD Genel Başkanı)
Öfkeli liderin kurbanı!
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin en sevilen kişilerinden Meral Akşener’i bozuk para gibi harcadı.
Akşener ne büyük günah işledi de milletvekili aday listesine konulmadı?
Sebebi, yukarıdaki ilk cümlenin içinde var.
Meral Hanım’ın çok sevilen kişi olması Devlet Bahçeli’yi kızdırdı, öfkesini böyle aldı. Beyefendi, parti tabanında fazla sevilenlere tahammül edemiyor!
Bu kişilerin ileride kendisine rakip olmalarından korkuyor!
Devlet Bahçeli’nin talimatıyla MHP içinde yapılan ankette “Kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz?” sorusuna, yüzde 90 oranında ‘Meral Akşener’ cevabı çıkmıştı.
Partide, Bahçeli’nin buna öfkelendiği, Meclis Başkanı seçimlerinde de Meral Hanım ilgi odağı olunca onun biletini kestiği söyleniyor.
Zaten Bahçeli’nin, Meclis Başkanlığı seçimi sırasında Meral Akşener’e öfke kusması onu milletvekili aday listesine koymayacağını belli etmişti.
***
MHP’nin en büyük handikabı “Devlet Bahçeli problemi”dir
O yıllardır, iktidar partisi AKP’nin yedek kuvveti gibi davranıyor ve AKP ne zaman zora düşse Meclis’te onu güç durumdan kurtarıyor. Bu nedenle Bahçeli’ye “AKP’nin stepnesi” veya “AKP’nin koltuk değneği” diyen çok sayıda partili var.
AKP, son Meclis Başkanlığı seçimini bile Devlet Bahçeli sayesinde kazandı.
Oysa, onun herkesi şaşırtan bu falsolu davranışları olmasa, MHP oylarını çok arttırabilir.
Haksızlığa uğradığı belirtilen Meral Akşener’in “Sayın Genel Başkan’ın takdiridir” şeklindeki sözleri de hiç hoş değil.
Bir aczin ifadesidir bu!
Genel Başkan kimdir? Peygamber midir ki ‘Onun takdiri’ olsun?
Böylesine bir teslimiyet, onurlu siyasetçilere yakışmaz!
Günün Sözü
Her insan hata yapar ama sadece akıllı insan bunlardan bir şey öğrenir
