Darbeyi bilenler:
CIA...
Üst akıl...
Nazlı Ilıcak...
Baklava imalatçıları...
Halk TV...
Tabii ki İsmet İnönü...

*

Bu kadar gözaltı ve tutuklama, ancak “silahlı terör örgütü” olduğunu bilmekle olası... Yani bilmeyen birisinin, bilmediği bir şeyden sorumlu tutulması, hem evrensel hukukta, hem bizim hukukumuzda mümkün olmadığına göre...
O zaman; çiçekçi, kır bekçisi, 100 bin öğretmen ve memur, 20 bin polis, 3000 asker, tapu müdürleri, ambar memurları da biliyorlardı...
Kim bilmiyordu?...
Cumhurbaşkanı...

*

“Eniştem haber verdi” demesi...
Bir algı taktiğidir; devletin haberi
yoktu demeye getiriyor...
MİT bilmiyordu da, MİT Müsteşarı niye hâlâ orada tutuluyor?...
Öğretmen kalmadı memlekette...

*

Bizim Şefika biliyordu...
Temizlikçiydi, attılar...
Siverek’teki polis memurları
biliyordu, atıldılar...
Gece bekçisini attılar...
Ama ta 2004 yılında Milli Güvenlik Konseyi’nin 481 sayılı kararında;
“Fetullah Cemaati tehlikelidir,
önlem alınsın” şeklindeki kararın
altında imzası bulunan Tayyip
Erdoğan’ın haberi yoktu...

*

Gerçekler detaylarda gizlidir...
Darbeden bir gün önce:
Putin’in özel temsilcisi Aleksandr Dugin adında birisi 14 Temmuz günü Ankara’daydı... 15 AKP milletvekili ile yaptığı yemekli toplantıda “Dikkat edin, ilgililere haber verin,
ordunuzun içinde ciddi hareketlilik var” dedi...
Ertesi gün de Melih Gökçek ile görüştü ona da söyledi...
Ama Melih Gökçek birkaç gün önce “Kemal Kılıçdaroğlu’nun haberi vardı” deyip çıktı...

*

Ruslar gelip “Ordunuzun içinde hareketlilik var” dediği halde,
bizimkilerin haberleri yoktu...
Tekerlekli sandalyedeki hastayı
götürdüler, haberi vardı...

*

Ben bir tek İsmet İnönü’nün
haberinin olduğuna inanırım...
Olacakları bildiği için şöyle demişti rahmetli:
“Bu gidişle sizi ben bile
kurtaramam...”