AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın hükümet-cemaat çatışmasına benzin dökmeyecekleri yolundaki açıklaması ve Gezi sürecindeki tavrını överek, “Öcalan, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yerde duruyor” dedi.

Rusya’nın Sesi’ne konuşan Mehmet Metiner, 17 Aralık operasyonu ve cemaat-AKP çatışmasının sorulması üzerine, “Cemaatle hükümetin çatışması söz konusu değil. Cemaatin üst yönetiminin hükümetimize karşı başlatmış olduğu bir kavga var. Emniyet ve yargı içindeki elemanlarını harekete geçirerek bizi diz çöktürmeye, AKP’nin siyasetini belirlemeye çalışıyorlar. Biz bu yapıya, ‘paralel yapı’ diyoruz. Devlet içinde devlet olmak istiyorlar. Bu paralel yapıyla hükümetimizin demokrasi mücadelesi var ve bunları tasfiye etme konusunda kararlıyız” dedi.

“KCK davasındakiler de, ‘paralel devlet’ iddiasıyla içeri atıldılar. Balyoz, Ergenekon davalarında da benzer iddialar vardı yine…” şeklindeki anımsatma karşısında, “Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz” ifadesinin kullanan Metiner, şunları kaydetti:

“Çünkü paralel devlet, devlet içinde devlet yapılanmasıdır. KCK devlet içindeki bir devlet yapılanması değildir. KCK, mevcut devlete alternatif bir devlet yapılanmasının yaratılmasını isteyebilir. Kendi tüzüklerinde de var bu zaten. Ama bizim sözünü ettiğimiz paralel devlet, devletin kritik makamlarında olduğu halde, emri sivil otoriteden, kendi sıralı amirlerinden değil bağlı oldukları bir başka yapıdan alarak hareket eden ve gerektiğinde sivil hükümeti alaşağı etmekten kaçınmayan bir yapı. Dolayısıyla KCK’nın paralel yapılanmasıyla, bizim sözünü ettiğimiz yapılanma birbirinin tam tersi.

KCK operasyonlarını çok sağlıklı bulmuyoruz. Dolayısıyla buna imkan sağlayan Terörle Mücadele kanunlarını da çok demokratik bulmuyoruz. Evet Ergenekon sürecinde de bir darbeyle hesaplaşılmıştır ama pek çok insanın da mağdur edildiğinden artık kuşku duymuyoruz. Dolayısıyla KCK operasyonlarının, top yekün Ergenekon yargılamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.



Haşhaşiler diye, Türkiye’nin badem bıyıklı Neoconları olarak tanımladığımız bu paralel yapı, hükümetin demokrasiye doğru olan yürüyüşünü engellemek ve demokratik hamlelerini önemsizleştirmek için pek çok yanlışlıklar yaptı. Bugün artık bunu kabul ediyoruz. Bu bir özeleştiriyse, evet bu bir özeleştiri.”

“KİŞİSEL YOLSUZLUKLARI, RÜŞVETLER YERYÜZÜNÜN HER YERİNDE VAR”

Metiner, yolsuzluk iddialarını kabul etmezken, “Biz, yolsuzluk kılıfı altında bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu söylüyoruz” dedi. “Bence yolsuzluk yok” diyen Metiner, kişisel yolsuzlukların, rüşvetlerin yeryüzünün her yerinde olduğunu savundu. AKP hükümetinden kaynaklı, doğrudan hükümetin bilgisi dahilinde yapılan bir yolsuzluk olayından söz etmenin iftira olacağını savunan Metiner, “Ama herhangi bir insanın, bu bir bakan oğlu da olabilir, birisine bir işlem yaparken aldığı şeyleri hükümete bağlamak büyük bir iftiradır. Hükümetimiz böyle bir iftirayla karşı karşıya. O yüzden yolsuzluk kılıfına büründürülmüş bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu söylüyoruz” dedi.

Metiner, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusunda değerlendirmede bulunurken, bu mahkemeleri kaldırırken, bu mahkemelerin yol açtığı mağduriyetlerin de giderilmesi gerektiğine inandıklarını aktardı. Sadece bu mahkemeleri kaldırmanın yetmediğini belirten Metiner, “Bu mahkemelerin yol açtığı mağduriyetler var. Bunların da giderilmesi gerekir” diye konuştu.



 

"HEDEFİMİZ, SİLAHLARDAN ARINDIRILMIŞ BİR TOPLUMSAL BERABERLİK ABİDESİ DİKMEK"

Çözüm sürecinde gelinen aşama hakkında da konuşan Metiner, “Abdullah Öcalan, bu yapıyla ilgili Başbakan’a bir yıl önce bir mektup yazdığını açıkladı. Bu yapının darbe hazırlığı içinde olduğu konusunda uyardığını belirten Öcalan, ‘Biz öyle bir çatışmaya benzin taşımayacağız’ demiş. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Nevruz sürecindeki tutumu, Gezi süreci ve hükümete karşı şimdiki darbe girişimine karşı almış olduğu tutumu çok anlamlı ve değerli buluyorum. Öcalan’ın aslında durduğu yer, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yer. Öcalan’ın gösterdiği bu istikamete yönelik bir siyasetin henüz yürütülemediği kanaatindeyim. Öcalan İmralı’da çok anlamlı, çok değerli şeyler söylüyor. Türkiye’nin demokratikleşmesine de katkı sunabilecek çok anlamlı şeyler söylüyor. Paralel yapıyı görüyor. Paralel yapının aslında hükümeti alaşağı etmeye, çözüm sürecini sabote etmeye dönük eylemselliklerini de görüyor. Ama Öcalan adına siyaset yapanların, henüz bunu yeterince gördükleri kanaatinde değilim. Görüyorlarsa da ideolojik barajları nedeniyle buna yönelik bir siyaset üretemedikleri kanaatindeyim.

TMK’da değişiklikler yapılıyor. ÖYM’leri kaldırıyoruz. Hukuk alanında çok önemli reformlara imza atacağız. Seçim sonrasında da bizim nihai hedefimiz, silahlardan arındırılmış bir toplumsal beraberlik abidesi dikmek. Yani silahlarını bırakmak isteyip de gelip siyaset yapmak isteyenlerin önünü açmak. Bu konuda yasalardan kaynaklı engeller varsa bunları da ortadan kaldırmak istiyoruz. Tabi bunları Öcalan söylediği için yapmıyoruz. Böyle bir algının oluşması, bizi de, Türkiye toplumunu da rahatsız eder."

“ÖCALAN SAĞLAM DURUYOR”

Sürecin çok istekli ve kararlı bir şekilde yürüdüğünü dile getiren Mehmet Metiner, "Öcalan sağlam duruyor. Hükümetimiz kararlı bir biçimde bu sürecin arkasında duruyor. Paralel yapının ortaya çıkmasından sonra da bu sürecin Kürtler için de, herkes için de elzem olduğu görüldü. Belki de bu şerden böyle bir hayır doğdu. Birileri ısrarla Türkiye’nin bu sorunu çözerek güçlenmesini istemiyor. Türklerin, Kürtlerin birlikte kazanmasını istemiyorlar. Paralel yapının doğrudan bir hedefinin de çözüm süreci olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla çözüm sürecini başarıya ulaştırmak, hükümetimizin olmazsa olmaz görevleri arasındadır. Biz çözüm sürecinin tam arkasındayız. Yol temizliği için ne gerekiyorsa da sonuna kadar yapacağız. Ama bunun için biraz daha sabra, biraz daha zamana ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

ANKA