Ulusal varlığımıza yönelik Batı’nın yıkıcı ve yokedici saldırıları karşısında yok’tan var edercesine örnek çabalarla örgütlenip Ulusal Kurtuluş Savaşı Zaferi’yle yaşamamızı karanlıktan ve kandan kurtaran Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’le ve O’nun çocukları olmakla gururluyuz, kıvançlıyız. İnsanlığın, bağımsızlığın, özgürlüğün, uygarlığın, hukukun, ahlâkın, bilginin, kültürün ve çağdaşlığın tüm olanaklarını bize kazandıran eşsiz büyüğümüzün saygın anısı önünde eğilerek O’nun bize emanet ettiği değerleri koruma, yüceltme ve sonsuza değin sürdürme andımızı içtenlikle ve güçlü biçimde yineliyoruz. Atatürk’le övünüyoruz, göneniyoruz, yaşıyoruz.

Ne yazık ki O’nun Türk Ulusu’na ve insanlığa hizmetlerini gözardı eden, O’nu, ilkelerini ve eserlerini unutmak, unutturmaya çalışmak yetmiyormuş gibi karalayıp suçlayan gericiler, sapkınlar (hainler), çıkarcılar, sözde siyaset kumarbazları, ahlâktan ve bilgiden yoksun kişiliksizler türedi. O’nun ve arkadaşlarının sayesinde konum, yer, sıfat, olanak, kazanımlar elde edenler hiçbir değerbilirlik, utanma ve insanlık duygusu olmadan, yalanlarla, ilkellik belirtisi terbiyesizliklerle çirkinlikler sergilemeye başladılar. Ulusunun sevgi, saygı ve bağlılığını hiçe sayan düzenbazlar, bizi birbirimize bağlayan özelliklerimize aykırı tutum ve davranışlarıyla ülkeye, ulusa zarar veren toplum mikropları durumundadırlar. Atatürk’e dil uzatanlar aymaz ve sapkındır.

Bağımsızlık ve özgürlükle birlikte eşitlik ve adaletin açtığı yolda güzel geleceklere açılımları engellemeye çalışan insanlık ve inanç sömürücülerinin, bozguncu ve yıkıcıların çıkar oyunlarına, aşağılık yöntem ve söylemlerine gereken yanıtlar soyluluk, hukuk ve gerçeklerle örülen insanlık örnekleriyle verilecektir. Atatürk’ün adına, anısına saygı duymayanların; ilkelerine, devrimlerine, eserlerine, ülküsüne, emanetine sahip çıkmayanların; önerilerine, vasiyetine uymayanların; karşıtlık ve nankörlükle kararanların milliyetçiliğine ve yurtseverliğine asla inanmıyoruz. Dönemini-devrini gereksiz, gerçekdışı sözlerle eleştirmekle, 1932-1950’de Türkçe okunan ezan için karalayıp suçlamakla bir şeyler söylediğini sanan, Öğrenci Andı için suçlayan, Kemalistlere saldıran kendini bilmezler, Atatürk’ü suçlamaya kalkışanlar bağışlanamaz.

BÜYÜKLÜK

Günümüz güçlüklerini gözetirsek Osmanlı’nın son zamanlarının yarattığı acıları daha iyi değerlendiririz. Onurlu ve çok başarılı askerlik hizmetleriyle birlikte cumhuriyet önderliği ATATÜRK’ü ölümsüzleştiren tarihsel bir şahlanıştır. Kurtuluş Savaşı’nın aşamalarını yadsıyan, O’nu ve arkadaşlarını hiçbir şey yapmamış gösteren, kimi yalanlar ve saldırılarla halkımızın sevgi ve saygısından uzaklaştırmaya çalışan inanç bezirganı, yabancı kökenli, ahlâk yoksunları asla unutmamalıdırlar, Türkiye Atatürk’tür, Atatürk Türkiye’dir. Atatürk’ü olmakla, Atatürkçü olmakla ne kadar övünsek azdır. Dünyanın önünde saygıyla eğilip andığı Kurtarıcı ve Kurucumuzu ufkumuzun güneşi biliyoruz.

İNÖNÜ

Atatürk’ümüzün en yakın silâh ve görev arkadaşı İsmet İNÖNÜ de komutanlığı ve devlet adamlığıyla asla unutulamaz bir büyüğümüzdür. O da bir döneme adını vermiş ulusal kahramanımızdır. Atatürk cumhuriyet, İnönü de demokrasi güneşidir. Herkesin İnönü’yü sevgi ve saygıyla anması gerekirken kimi siyaset adamları O’nu yalanlarla karalayıp suçlayarak oy toplama peşindedir. Aslında Atatürk’e bu yolla saldırmaktadırlar. 1950’den sonra doğanlardan kimilerinin O’nu yakıştırma ve olumsuz yorumlar, kötü amaçlarla unutturma çabaları çirkin birer kalkışmadır. Partizanlıkla kin kusanlar, insanlık dışı tutum ve davranışlarla O’na saldıranlar, kendilerinin kim olduğunu unutan ve unutturmak isteyen aymazlardır.

O da saygıyla, sevgiyle, övgüyle, şükranla, minnetle anılır. O’nu sevmek de kişilik, yurtseverlik, bilgi ve terbiye belirtisidir. Atatürk’ün adını unutturmaya çalışanların, spor ve hava alanlarından silenlerin bu adın “Adımız ve andımız” olduğunu gözardı etmeleri kendi zayıflıklarıdır.

Bu iki örnek, çok büyük, unutulmaz insanlık anıtı Türk insanının tanımlanamaz ve ölçülemez değerlerini yansıtan İNÖNÜ’nün 21 Kasım 1938 günlü “Türk Milletine Beyanname” sinden şu tümceyle yazımızı dokuyoruz: “...Devletimizin kurucusu, ulusumuzun özverili ve içtenlikli hizmet vereni, insanlık ülküsünün âşık ve seçkin yüzü, eşsiz kahraman ATATÜRK, vatan sana minnettardır!”

ATATÜRK bizim için manevî kişiliği çok saygın, çok değerli bir kurumdur. İlkedir, ülküdür, erektir, amaçtır, ulusal simgedir. Ölümsüz bir değerler anıtıdır. ATATÜRK’ü karalayan suçlayanların, unutup unutturmaya çalışanların, hakkında yalan-dolanlarla dedikodu yapanların yalnız Türklüğünden değil, insanlığından kuşku duyulur. Yineliyorum: Türkiye Atatürk’tür, Atatürk Türkiye’dir.