Türkiye’mizin hiç batmayan güneşi Mustafa Kemal ATATÜRK tarihimizde parlak sayfalar açan koşusunu 101 yıl önce (yarın) Samsun ufkunda parlayarak başlattı. Cumhuriyet atılımı güç koşullara, yoksunluklara, engellemelere karşın zaferle sonuçlanınca Türk Devrimi adı verilen atılımlar dizisi, ulusal yaşamımızın sonsuza değin bağımsız yaşama olgusunu gerçekleştirme çabalarına girişti. Kısa zamanda tüm olumsuzluklar ve dönemin sorunları aşılarak kıvanç duyuran düzeye ulaşıldı. ATATÜRK’ün öncülüğünde seçkin ve değerli arkadaşlarının birlikteliğinde saygın, güvenilir ve çağdaş Türkiye mutluluğu hepimizi birleştirdi, kaynaştırdı. Günümüzün kimi ayrılıkları bu gönenci duymayan, Osmanlı ve gerici artıklarının karşıtlığından kaynaklanmaktadır. Atatürk ve arkadaşlarının sağladığı olanaklardan yararlanıp onlara kötü gözlerle bakıp yaptıklarını yadsıyan değerbilmezlerin hiçbir önemi yoktur.

Osmanlı döneminin son yıllarının ağırlıkla yaşattığı olumsuzlukların Kurtuluş Savaşı ile önlenip yepyeni cumhuriyetin kurulması tarihin övgüyle söz ettiği bir şahlanıştır. Padişahlık ve halifelik önerilerini duraksamadan çiğneyip atarak lâik ve çağdaş cumhuriyeti ulusuna armağan eden Atatürk’ü izinden yürüyüp ilkelerini ve devrimlerini koruyup güçlendirerek sürekli kılma yükümlülüğümüz bizim onur koşulumuzdur.

Anafartalar kahramanı genç generalin öncülük ederek yönettiği Kurtuluş Savaşı’ nın sonuçları bir ulusun yaşam değerleri için yepyeni bir açılım olmuştur. Karanlıktan aydınlığa geçişin kıvancı ve gücü 19 Mayıs temeline dayanmaktadır. Ulusumun yeni yaşam ortamı 19 Mayıs’ ın açtığı alandır. Dünya koşullarında benzeri güç bir atılımın kaynağını oluşturan 19 Mayıs, örnek cumhuriyetimizin beşiğidir. İnanç sömürüsü ve çıkar güdüsüyle demokrasiyi sıkıdüzene çevirme oyunları ve dinselleştirme kurnazlıkları sonuç vermeyecektir.

Koronovirüs nedeniyle evde tutuklu gibi geçirdiğimiz günlerde bile ayrımcı, suçlayıcı, siyasal konuşmalar sürüyor. Kimilerinde öyle sert, öyle katı bir anlayış izleniyor ki bırakınız kendilerine karşı olanları, yansızları değil yurttaşı insan olarak bile görmüyorlar. Bu ilkellik, bu bağnazlık, bu yobazlık yönetim becerisi ve başarısı sanılıp savunuluyor. Kendilerinin sakat ve hastalıklı anlayış ve uygulamalarını dayatmak çabasındaki aymazların ulusal yapıya verdikleri zarar büyüktür.

20 bine yakın köy okulu kapatılmış, eğitimdeki çağdaşlık ve özellikle Atatürk ilkeleriyle Türk Devrimi gözardı edilmiş, demokratik düzen TBMM’ nin ötelenmesi ve tek adam yönetiminin ağırlaştırılıp genişletilmesiyle niteliğini yitirmiş, rejimin rengi bozulmuştur.

Ancak, 23 Nisan belli bilinenlerin soğukluk ve uzaklığına karşın balkonlardaki ışıklı, bayraklı coşkuyla kutlanmışsa, 19 Mayıs’ ın 101. yıldönümü de artan coşkuyla kutlanacak, ATA’ mız ve arkadaşları saygıyla, özlemle anılacak, yollarından ayrılmama andımız bir kez daha yinelenecektir.