Bugün sizlere son zamanlarda çok sık şikayet maili ve telefonları aldığım bir konuyu aktarmak istiyorum.

Şikayet edilen kurum PTT…

PTT bizim kuşağın hafızalarında çok önemle yer etmiş bir kurumudur.

Eskiden en güvenilir kurumların başında gelirdi.

Kargo firmaları yaygınlaşmasına yeni yeni firmalar çıkmasına rağmen halen de PTT, ulaştırma konusunda en güvenilir kurumların başında gelir ve benim de bilgim birçok insan diğer kargo firmaları yerine PTT’yi tercih eder.

Aslında PTT dememek lazım.

Çünkü PTT’nin T’si yani Telekomünikasyon (telefon) kısmı bildiğiniz gibi çoktan satıldı.

1840 yılında Posta Nezareti’nin kurulması 1855 yılında ise Telgraf Müdürlüğünün tesis edilmesi, 1909 yılında ise telefon hizmetlerinin de bünyesine alınmasıyla Posta, Telgraf, ve Telefon İdaresi olarak 165 yıl hizmet veren kurum 2005 yılına geldiğinde ayrılık yaşandı.

2005 yılında özelleştirme çalışmaları nedeniyle Telekomünikasyon kısmının hisselerinin çoğunluğu hatırlayacağınız gibi Suudi Arabistan merkezli Oger grubuna satıldı.

Zaten PTT’de 2013 yılında Anonim Şirket haline dönerek  Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi unvanını aldı.

Gördüğünüz gibi PTT’nin yine iki T’si oldu.

Fakat bir farkla, artık PTT’de en çok kazandıran ve en sürükleyici faktör olan telekomünikasyon, telefon kısmı yoktu.

İşte bu gelişmelerden sonra PTT eski günlerini arar oldu.

Aramak ne kelime, son zamanlarda da birçok şikayet bile almaktayım.

PTT tebligatları çok geç gönderiyormuş.

Adliyelerden, mahkemelerden, avukatlardan, bankalardan, çeşitli kamu ve özel kurumlardan gönderilen tebligatlar çok geç ulaşıyormuş.

Vatandaş bundan şikayet ediyor. Etmekte de çok haklı.

Çünkü geç gelen tebligat vatandaşı çok güç duruma sokabilir. Mesela itiraz süresi varsa onu kaçırmasına yol açabilir ya da bir dava gününü, bir ödeme gününü kaçırmış, geciktirmiş olabilir.

Yani bunlar iki kişi arasındaki normal yazışmalar değil ki.

Resmi yazışmalar bunlar.

Bu gecikmeden oluşan sakıncaların faturasını kim ödeyecek?

Buradan vatandaşın uğrayacağı zararı kim karşılayacak.

Böyle bir durumda vatandaş karşısında muhatap bulabilir mi?

Hayır.

PTT’yi dava mı etsin böyle bir durumda.

Kim bilir kaç ay, yıl sürer.

Olan vatandaşa olur.

Bu konunun ne kadar önemli olduğunu PTT yetkilileri bilmiyor mu?

Bilmez olurlar mı, fakat önlem almak işyerlerine gelmiyor.

Tabi PTT eskiden böyle değildi.

Bu özelleştirme sonrası böyle oldu, şikayetler bu özelleştirmelerden sonra yoğunlaştı diyorlar.

Buradan PTT yetkililerini seslenmek istiyorum.

Vatandaşlara gönderilen tebligatların gecikmesine izin vermeyin, sorun neredeyse bulun, aksaklık neredeyse giderin.

PTT zaten telekomünikasyon kısmı satılmış, eğer hâlâ adının başında Posta ibaresi varsa işte bunun için var.

Yani Posta görevini yerine getirmeyecekse, aksatacaksa PTT’nin başındaki Posta ibaresini çıkartalım o zaman.

Bırakın resmi tebligatları da kargo şirketleri yapsın o zaman.

Biz hâlâ devletin kurumuna güvenmek istiyoruz.

Ancak ne yazık ki bu konuda şikayetler çok fazla.

Özellikle bu pandemi döneminde de bu şikayetler arttı.

Eleman sayınız az ise çoğaltın kardeşim. Hem işte ülkedeki işsizliğin giderilmesine de bir katkınız olur.

Eğer eleman sayınız yeterliyse de işinizi doğru dürüst yapın, vatandaşı sıkıntıya sokmayın.