Üniversite ve göl kenarında başıboş köpekler büyük sorun

Zaman zaman işlerim ya da gerek kendimin, gerekse yakınlarımın sağlık problemleri ya da ziyaretler amacıyla yolum Çukurova Üniversitesi’ne düşüyor.

Ve burada gördüğüm başıboş köpek bolluğu beni dehşete düşürüyor.

Özellikle Üniversite’nin arka taraflarında köpekler sürü halinde geziyorlar.



Ben deyim 50 tane, siz deyin 100 tane…

Abarttığımı sanmayın.

Abarttığımı sananlar Çukurova Üniversitesi’nin sakin bölgelerine sabah erken saatlerde ya da akşamları giderlerse bu köpeklerin çokluğunu görürler.

Bu kadar başıboş sokak köpeğinin bir arada olması elbette tedirgin edici bir durum.

Yanlış anlaşılmasın ben hayvansever bir insanımdır.

Benim de yıllardır beslediğim iki tane köpeğim vardır.

Bakımlarını, aşılarını, beslenmelerini hiç ihmal etmem.



Çünkü hayvan beslemenin sorumluluklarını harfiyen yerine getirilmesine inanan bir kişiyim.

Bu arada Adana’nın en önde gelen hayvan hakları savunucusu sevgili Nesrin Çıtırık hanımla bu konuda birçok kez haber yaptım, yazılar yazdım.

Nesrin Çıtırık’ın mücadelesini takdir eden ve destekleyen bir kişiyim.

Ancak kabul etmek zorundayız ki hayvanseverler olduğu kadar sevmeyenler de var.

Daha doğrusu sevmeyen değil de hayvanlardan korkanlar, ürkenler diyelim…

Bu kişiler bu taraflara gittikleri zaman çok tedirgin oluyorlar.

Bu konuda çok sayıda okurumdan şikayet mesajı almaktayım.

Şimdi pandemi döneminde öğrenci sayısı biraz azalmış olsa da öğrencilerin ve hastanenin yoğun olduğu zamanlar, insan kalabalığı da artıyor ve köpeklerin verdiği rahatsızlık oranı da bununla birlikte artış gösteriyor.

Bu nedenle bununla ilgili olarak Çukurova Üniversitesi’nin değerli yöneticilerini arayıp, bu konudaki görüşlerini almak istedim.

Gazeteci sorumluluğu bunu gerektirir çünkü.

İyi ki de aramışım.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlter Ünlükaplan’dan bu konuda yaptıkları çalışmaları dinleme fırsatım oldu.

Sayın İlter hocam, bu konuda çok duyarlı, ilgili ve gerekli çalışmaları yapmış bir kimse.

Bana şikayetlerimde elbette haklı olduğumu ve köpeklerden çekinen insanlara hak verdiğini söyledi.

Üniversitedeki hayvanlarla ilgili çok kapsamlı çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. İlter Ünlükaplan bu konuda yapılan çalışmalardan söz etti.



Ünlükaplan’ın verdiği bilgilere göre; Çukurova Üniversitesi Rektörlük Senato Salonunda sahipsiz hayvan sorunlarıyla ilgili kurumlar ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı bir toplantıda düzenlenmiş.

Bu toplantıya Çukurova Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Çelik ile Fen Edebiyat Fakültesinden öğretim üyesi Prof. Dr. İlyas Dehri, rektörlükte konuyla ilgili yöneticiler, Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Dr. Erhan Ayna, Adana Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı Müdürü Dr. Ramazan Özdemir, Kimsesiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği (KİHAYKO), Sokak Canlılarını Koruma Derneği (CANKODER), Çukurova Üniversitesi Hayvan Dostları Kulübü yetkilileri de katılmışlar.

Prof. Dr. İlter Ünlükaplan, şunları söyledi:

- Bu toplantıda bizler Üniversitedeki sahipsiz hayvan popülasyonunun pandemi döneminde yüksek boyutlara ulaşmasının yarattığı sorunları masaya yatırdık.. Elbette ki burada bizlere de belediyelere de hayvanseverlere de görevler düşüyor. Kampüsümüzdeki sahipsiz hayvanlar her zaman gündemimizde tuttuğumuz önemli bir konudur. Biz  bu  konuda gerek Adana Büyükşehir Belediyesiyle ve veteriner hocalarımızla gerekse de sivil toplum kuruluşları ve üniversitemizdeki gönüllü öğrencilerimizle sürekli bağlantı halindeyiz. Ancak sahipsiz hayvanları besleme konusunun farklı boyutları olduğunu unutmamalıyız. Koordinasyonsuz bir besleme yapılması sağlıklı bir uygulama değil. Düzensiz ve aşırı beslemeler sahipsiz hayvanların erken ve sık aralıklarla üremesine neden oluyor.

- Bu noktada kısırlaştırma ve rehabilitasyon büyük önem kazanıyor. Belediye ekipleri geldiğinde farklı yerlerde besleme yapılmasından hareketle bu hayvanları aşı ve kısırlaştırma için yakalamak zor oluyor. Bu yüzden bir hayvan besleme alanı oluşturduk. Böylece belediye ekiplerinin aşı ve kısırlaştırma için hayvanlara ulaşması kolay olacaktır. Fakat sonuçta dediğim gibi, bu sorunun çözümü üniversite, belediyeler ve hayvanseverlerle birlikte ortak ve sabırlı bir çalışma gerektiriyor. Bizler bu konudaki çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Hatırlatmam gerekir ki 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun temel ilkeleri konulu 4. Maddesi (a) ve (b) bendlerinde  "Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde  yaşama  özgürlüğüne  sahiptir. Sahipsiz  hayvanların  da, sahipli  hayvanlar  gibi  yaşamları desteklenmelidir."  hükümleri de yer almaktadır…



Gördüğünüz gibi bu konuda üniversite gereğini yapmış ve yapıyor.

Aslında bu çalışmaları belediyelerin yapması lazım. Başta Büyükşehir belediyesi olmak üzere Üniversite ve Göl kıyısı hizmet yükümlülükleri içinde sahalar arasında bulunan Sarıçam ve Çukurova Belediyeleri bu konuda daha sıkı çalışmalılar.

Tabi sadece üniversitede, sadece Seyhan Baraj Gölünün karşı kıyısı değil Adana’nın birçok bölgesinde sokak hayvanları sorun olmaya devam ediyor.

Belediyeler bu hayvanlarla ilgili zamanında yeterli aşılama ve kısırlaştırma çalışmaları yapmamış ve üredikçe üremişler.

Aslında yıllardır bu sorun devam ediyor ve köpek sayısındaki üremeyle birlikte artarak devam ediyor.

O zaman burada Büyükşehir Belediyesi’nin, Sarıçam, Yüreğir, Çukurova ve Seyhan Belediyelerinin Adana’daki sokak hayvanlarının kontrol altına alınmasıyla ilgili daha etkili çalışmalar yapması lazım.

Bu işler belediyelerin görevi.

Ama ne yazık ki belediyeleri burada yeterli çalışma içinde görmüyoruz.

Çünkü hayvan sayısı nedeniyle belki Çukurova Üniversitesi ve Göl kıyısındaki kadar sürü halinde değil ama yine de 5’erli 6’şarlı gruplar halinde Adana’nın her semtinde, Çukurova’da, Yüreğir’de, Sarıçam’da, Seyhan’da sokak köpeklerini görmek mümkün.

Özellikle akşamları mahalle aralarında yürümek ve dolaşmak riskli olabiliyor.

Önlem alınmazsa yakında buralarda gezmek, dolaşmak, yürümek çok daha zorlaşabilir.

Başıboş hayvanların beslenmesi, kısırlaştırılması, aşılanması daha düzenli bir seviyede olmalı.

Ben belediyeleri bu konuda daha sorumlu ve titiz davranmaya davet ediyorum.

Gerçekten de başıboş hayvan varlığı bu yörede daha yoğunlukla olduğu gibi aslında

Adana’nın 5 tane belediyesi var. Hepsinin hayvanlarla ilgili birimi, elemanları, araçları, ekipmanları, veterinerleri ve hatta bazılarının da barınakları var. Bu beş belediye, Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde bir araya gelseler, güçlerini birleştirseler, düzenli ve planlı bir biçimde bu işin üstüne gitseler bence Adana’da sokak köpeği sorunu ortadan kalkar.

Burada eksiğimiz bence belediyelerin bu konuda güçlerini birleştirerek planlı bir çalışma yapmaması.

Öyle sokak köpeklerine ‘gel mama at git’ yaparak bu işler olmaz.

Bunların yerlerinin ve sayılarının belirlenmesi, gerekirse numaralandırılması, aşılanının ve kısırlaştırma işlemlerinin yapılması, hasta olanların tedavi edilmesi ve salgınlık eğilimi gösteren köpeklerin diğerlerinden ayrıştırılması gerek.

Belediyeler, Üniversite ile Veteriner Hekimleri Odası ile hayvanseverlerle el ele vererek uzun vadeli çözüm planları yapmalı ve bu sorunu çözmelidir.

Adana’da bu işi yapacak ve çözecek, imkan, bilgi birikim ve eleman vardır.

Aksi halde sorun, gelecek kuşaklara katlanarak aktarılacak, sonuç kimsenin yararına olmayacaktır.