Dün “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” idi...

Çeşitli kutlama mesajlarının arasında en çok dikkati çeken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayınladığı mesajdı...

Türkiye’de basın özgürlüğünden vazgeçilmeyeceğinin altını çizen Erdoğan mesajında şöyle diyordu:

“Yeni medya mecralarının gazetecilik adına sunduğu imkânların, meslek ilkeleri ve basın ahlâkından taviz vermeden kullanılması hayatî önemdedir.

Türkiye olarak basın özgürlüğünden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğimiz gibi, bu kavramın istismar edilmesine de asla müsaade etmeyeceğiz.”

Güzel ifadeler bunlar... Okunduğu vakit Türkiye’de basın özgürlüğü olduğu ve bunun devam edeceği anlamı çıkıyor. Ancak... Bir de işin şu cephesi var:

★★★

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 154’üncü sırada olduğunu” açıkladı.

Oysa aynı endekste 2002 yılında 99’uncu sıradaydık...

AKP’nin 19 yıllık iktidarı sırasında dünya basın özgürlüğü sıralamasında 55 basamak geriye düşerek basını özgür olmayan ülkeler sınıfına girdik!

TGC’nin açıkladığı bilgilere göre:

- Türkiye’de gazetecilerin yüzde 30’u işsiz.

- 70 gazeteci cezaevinde.

- Yalnızca iktidara biat eden gazetecilere olanak sağlanıyor.

- Gazetecilerin yıpranma hakkı basın kartı şartına bağlandı.

- Binlerce gazetecinin basın kartı “İncelemede” denilerek verilmiyor!

★★★

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in hazırladığı “2020 Basın Özgürlüğü Raporu” da ilginç. Buna göre:

- 2020’de gazeteciler 479 kez hâkim karşısına çıktı, toplam 140 yıl hapis cezası verildi.

- 78 gazeteci gözaltına alındı, 25’i tutuklandı.

- SÖZCÜ ve Korkusuz Gazeteleri’ne 46 gün, Cumhuriyet Gazetesi’ne 110 gün ilan kesme cezası verildi.

- SÖZCÜ’nün yayınlarından rahatsız olan iktidarın müfettişleri vergi rekortmeni SÖZCÜ’ye 14.5 milyon vergi cezası verdi.

- SÖZCÜ TV’nin yayın için yaptığı başvuru, siyasi nedenlerle bekletiliyor. SÖZCÜ TV yayına başlamadığı halde 26 bin lira para cezası verildi.

- Metin Yılmaz, Emin Çölaşan ve Necati Doğru’nun da aralarında bulunduğu SÖZCÜ Gazetesi çalışanlarına yönelik davada toplam 20 yıl hapis cezası verildi. Milli Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın açtığı davada Yılmaz Özdil 5 ay hapisle cezalandırıldı.

Türkiye’de gazetecilerin hal-i pür melâli (acınacak hâli) işte böyle...

Ne diyelim? Allah beterinden saklasın!

Böyle başa böyle tıraş!


Türkiye Futbol Federasyonu’nun önceki başkanlarından Mustafa Kemal Ulusu’dan şikâyet dolu bir serzeniş mektubu aldım.

“Binmişiz bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Hep Türk futbolu neden kötüye gidiyor?’ diye soruyoruz.

Böyle bir yönetimle iyi gitmesi mümkün mü?

Böyle başa böyle tıraş!

Şu ‘Korona salgını’ döneminde bütün kulüplere, takımlara, futbolculara acıdım. Hele 1-2-3’üncü lig takımları tam anlamıyla perişan. Uzak deplasmanlara ne şekilde gittiklerini bilen bilir. Otobüslerde yan yana, iç içe, yüz yüze ve maskesiz... Bu nedenle çok sayıda futbolcu koronaya yakalandı...

Diyeceksiniz ki, onlar da maske taksalardı, mesafeyi kollasalardı...

Senin Federasyon Başkanın bile maske takmıyor ki!

Saldım çayıra, Mevlâm kayıra misali...

Başkan Nihat Özdemir, Bodrumspor’u ziyaret etmiş. Sağ olsun destek de vermiş ama tüm bilim adamları ‘Maskesiz gezmeyin. Özellikle kalabalık ortamlara maskesiz girmeyin’ derken, bizim Başkan Bey, tamamı maskesiz olan futbolcu ve kulüp idarecilerinin arasına maskesiz girmiş... Bu ne vurdumduymazlık! (Kemal Ulusu’nun eleştirisini kanıtlamak için gönderdiği fotoğraf bende mahfuz.)

Koronanın kol gezip can aldığı ülkemizde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı böyle sorumsuz davranırsa, gerisini siz düşünün...

Balık baştan kokuyor’

(M. Kemal Ulusu)

GÜNÜN SÖZÜ


Keşke Türkiye krize gireceğine Avrupa Birliği’ne girseydi!