Burada kalan mahkumlar Türkiye'deki çeşitli cezaevlerine gönderildi.
Depremden hasar alan binanın akıbeti konusunda herkes bir şeyler söyledi.
Başka cezaevlerine giden mahkumların yakınları da sıkıntılı.
Ceyhan'a gidip gelmeye alıştıklarını söyleyen mahkum yakınları, yeni şartların ne olacağı konusunda karamsar durumda.
Hatta bazı mahkum yakınları bizi arayarak, özellikle Bolu'ya gönderilen mahkumlara zorluk çıkarıldığı, orada kalan diğer mahkumlarla cezaevi çalışanlarının yeni gelenlere iyi davranmadığını öne sürdüler.
Ceyhan Cezaevi ile ilgili söylentiler artmaya başlayınca hemen konu hakkında net bilgiye sahip olmak için Adalet Bakanlığı’nı aradım.
Bakanlık yetkilileri sorularıma içtenlikle yanıt verdi.
Bakanlık yetkililerinden gelen bilgiler kafalarda oluşan soru işaretlerine cevap verecek türden.
YENİ YATIRIMLAR
"Kahramanmaraş merkezli depremden sonra ceza infaz kurumlarımızda deprem sebebiyle hiçbir can kaybı meydana gelmedi.
Deprem sonrası yaptığımız inceleme sonrasında hasarlı binalarla hasar almasa dahi risk taşıdığı ortaya çıkan kurumlarımızı boşaltarak olası bir felaketin önüne geçtik.
Burada kalan hükümlü ve tutuklularımız, durumlarına uygun başka ceza infaz kurumlarına nakledildi.
Ceyhan M Tipi Ceza İnfaz Kurumu da depremden az hasar aldığı için ve ekonomik ömrü yeni bir felakete karşı risk taşıdığı için boşaltıldı.
Yeni bina yapılması için yatırım teklifinde bulunuldu.
Eğer kabul edilirse Ceyhan'a yeni bir kapalı cezaevi yapımı planlanmıştır.
Ceyhan Açık için prefabrik yapı, yemekhane ve idari bina yapılıyor.
Yatırım için M tipi kapalı ceza ve ile açık cezaevi yapımı teklif edildi.
Yeni binalar yapılıncaya kadar açık cezaevi faaliyetine devam edecek.
Kalmak isteyen personel olursa burada görevine devam edecek"
Ceyhan’dan Bolu’ya gönderilen mahkumların aileleri, cezaevinde kalan hükümlü ve tutuklularla cezaevi personelinin kendi yakınlarına kötü davranışta bulunulduğunu iddia ettiler.
Bu konuyu da ilgililere ilettim.
En kısa zamanda gerekli incelemeleri yapıp bilgi verecekler.
Bende okurlarımla paylaşacağım.
Ancak burada mahkum ailelerine bir çift sözüm olacak.
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım“YILDIRIM” GİBİ
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım'ı yakından tanırım.
Aslen Elazığlı olan sayın Yıldırım göreve geldiği günden beri ülkemizdeki tüm ceza ve tevkif evlerinde yaşam şartlarının son derece iyileştirilmesi, burada kalan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklı ortamlarda cezalarını çekmeleri ve insanca muameleye maruz kalmaları konusunda çok güzel işlere imza attığını biliyorum.
Adana’da bir mahkumun dövülmesi olayında duyarsız kalmamış, konuyla ilgisi olduğu iddiasıyla müdür, müdür yardımcısı ve infaz koruma memurlarından oluşan 11 kişiyi derhal açığa almıştı.
Görevini son derece hakkaniyet çerçevesinde yürüten Genel Müdür Yıldırım’ın bu konuya da çözüme kavuşturacağına inanıyorum.

UYUZ SALGINI İDDİASI
Adana E Tipi Cezaevi T1 ve T2 cezaevlerinde uyuz salgını olduğu yolundaki iddiaları da Adana Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş'e sordum.
Her zaman görev bilinci ile hareket eden Başsavcı Gümüş, mahkumlardan ve ailelerinden gelen iddialara ilişkin hemen cezaevi savcısı ve müdürlerini arayarak durum hakkında bilgi istedi.
Yapılan çok titiz bir inceleme sonunda böyle bir iddianın söz konusu dahi olamayacağı, bütün mahkumlara olası salgınlara karşı her türlü ilacın verildiği, koğuşların periyodik aralıklarla ilaçlandığı, hastalığın hangi türü olursa olsun mücadelenin tam olarak yapıldığını vurguladı.
İNCİ MUTLAKA ÇÖZER
Başsavcının cevabı ile rahat nefes alan mahkum aileleri, “Aslında eski hükümlü ve tutukluların kaldığı koğuşlarda bu salgın yok. Yeni gelenlerde görülüyor. Doğal olarak emniyet müdürlüğü ile karakollardaki nezarethanelerin de ilaçlanması salgının önünü keser” diye görüş bildirdiler.
Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci'nin bu tür konularda çok hassas olduğunu biliyorum.
Konuya derhal el atarak iddiaları araştıracağını ve söylendiği gibi nezarethanelerde bu tür vakalara rastlanıyorsa kökten çözüm getireceğine inancımız tam.