Türkiye’ye zam yağıyor ve üstelik bu zamlar çifter çifte geliyor!
Ülkemiz önceki yıllarda böyle bir zam fırtınası görmemişti ama inanın ki bu daha başlangıç...
SÖZCÜ’nün dünkü “Kötü günler bitti, daha kötü günler geliyor!” manşeti, acınacak halimizi en çarpıcı şekilde özetliyor...
Her türlü temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlara bir de KDV zammı eklenince, bütün ürünlerin fiyatları uçtu... Maaşlara yapılan yetersiz zamlar şimdiden önemli oranda eridi gitti.
Kısa bir süre sonra vatandaşın durumu eskisinden farklı olmayacak, “Öldük, bittik, yandık” şeklindeki acıklı sözleri dinlemeye devam edeceğiz!
★★★
Müjdat Gezen’in de zamlara tepkisi ilginç... Bir sanatçı hassasiyetiyle şöyle yazdı:
“Zamlara bakıyorum, dış politikaya bakıyorum, iç politikaya bakıyorum. Aklıma eski bir şarkı geliyor:
BİR İHTİMAL DAHA VAR!”
Peki, nedir o ihtimal?
Sanatçı, o ihtimalin ne olduğunu söylemiyor ama bizim gibi eski kuşak bunu çok iyi biliyor. O şarkının sözleri aklımda kaldığı kadarıyla şöyle:
“Bir ihtimal daha var,
O da ölmek mi dersin?
Söyle canım ne dersin?”
★★★
Sevgili okurlar... Müjdat Gezen’in hatırlattığı şarkı sözleri günümüzün dramını yansıtıyor. Çünkü...
Milyonlarca kişinin hayatını kurtaracak, onların sağlıklı yaşamasını sağlayacak olan en hayatî ilâçların bile KDV oranı zamlandı. İlaç zammı zaten yapılmıştı, şimdi ikinci defa zam gelecek!
7 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanan “İlaç KDV oranı”nı yüzde 10’a çıkartan düzenlemenin, tüm ilaçların fiyatlarını aynı oranda arttıracağı kesin...
KDV yükünün zararını, hem SGK, hem de vatandaşlar karşılamak zorunda kalacak.
Nasıl bir sosyal devletiz biz? Vatandaşımıza sağlıklı bir yaşamı bile çok görüyoruz.
★★★
Gelişmiş Batı ülkelerinde ilâç gibi yaşamsal ürünlerin vergileri yüzde 1 olarak sınırlandırılıyor.
Güzel halkımız, insan sağlığına yeterince önem vermeden en yaşamsal maddelere bile ağır zamlar yapmaktan çekinmeyen bir zihniyete oy vermenin sıkıntısını daha çok çekecek. Durum ne yazık ki, pek hoş değil!
Bu defa doğrudur inşallah!
Uzun yıllardır her seçimden önce “Doğalgaz bulduk”, “Zengin petrol yatakları keşfettik” gibi müjdelere alıştık... Sonuçta elde bir şey yok ama siyasiler nedense bunu hep yapıyor.
Gerçekten bulunacak zengin bir petrol ya da doğalgaz yatağı ekonomimizi rahatlatabilir. Fakat şimdiye kadar verilen müjdelerden dişe dokunur bir şey çıkmadı. Bulunan doğal gazlar da petroller de seçimden sonra unutuldu!
Bu defa farklı bir durum var sanki... İlk defa seçim sonrası “petrol müjdesi” geldi.
İktidara yakın bir gazetenin haberine göre “Keto Dağı’nda petrol bulunmuş.”
Bu petrolün Türkiye’yi kurtaracağı iddia ediliyor. İnşallah öyledir.
Müjdenin gerçek olmasını elbette ki her Türk vatandaşı ister... Fakat bugüne kadar hep kandırıldığımız için “Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yer” misali, verilen müjdeye tereddütle bakıyoruz.
Sakın bu da 8 buçuk ay sonra yapılacak belediye seçimleri için bir yatırım olmasın!
TEBESSÜM
Avanta - lavanta!
Adam, arkadaşına sorar:
“Söyle bakalım, lavanta ile avanta arasında ne fark vardır?”
“Bilmem... Ne fark var ki?”
“Lavantanın sakinleştirici, rahatlatıcı bir özelliği vardır ve hafızayı güçlendirir... “
“Peki, ya avanta ne yapar?”
“Avanta ise insanların ahlak duygularını silip yok eder. Bizim siyasette bir hayli yaygındır!”
GÜNÜN SÖZÜ
Küçümseme kimseyi, nokta da küçüktür ama bitirir cümleyi!