İyi bir gelecek vaat edemediği için sevgi dilinden uzaklaşan iktidarın korkusu şu:

“Ya kazanamazsam?”

AKP yönetimi 21 yıldan beri ilk defa panik içinde görünüyor ve akıl almaz davranışlarla korku iklimi yaratmaya çalışıyor.

Erzurum’da çıkartılan olaylar, İmamoğlu’nun otobüsünü taşlamalar, yağdırılan tehditler, son bir kez daha kazanmak için yapılıyor!

Şiddet olayları, uygar Türkiye’ye yakışmıyor!

Dünyada sonu olmayan hiçbir şey yoktur.

Kaybetmek er ya da geç, herkesin, her kurumun başına gelecek bir olgudur.

Tüm şampiyonların kaçınılmaz sonudur yenilgi...

Bu rejim, sizi, bizi, hepimizi dibe çekiyor. Ulusça bugün, dünden daha fakiriz. Bu nedenle değişim şart!

Seçimi kaybetmek, bir görevin devri, emanetin teslimidir.

Her seçimin sonucu milletin iradesidir ve bu iradenin üstünde hiçbir güç yoktur.

Kabul etmemek kimin haddine?

Millet, mızıkçılık yapanı sevmez!

Seçimi şaibeli bir hale getirmek istiyorlar.

Erzurum’daki gibi taşlı saldırılarla amaçlanan budur!

Sanırım, seçimi kaybettikleri an bunu darbe olarak gösterip, koltuğu bırakmamak niyetinde oldukların anlatmaya çalışıyorlar!

Meclis eski Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı, deneyimli siyaset adamı Hikmet Çetin bu görüşte.

Ruhat Mengi ile yaptığı söyleşide Hikmet Çetin, durumun Türkiye demokrasisi açısından acı verici olduğunu belirterek “O zaman ’Biz seçim yapmıyoruz, kapattık gittik’ deyin, millet ona göre tavır koyar. 21 yıldır iktidardasınız, bir şey bırakmadınız, her şeyi altüst ettiniz, artık bırakın!” dedi.

Güzel memleketimizi ne hale getirdiler?

Bu ülke bir kabile devleti değil.

Demokrasi dışı tüm davranışlar iktidarı biraz daha yıpratıyor.

Kimse hayale kapılmasın: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Bu yüce milletin iradesinin üstünde bir güç olamaz! Seçmenin tercihine herkes saygı duymak zorundadır!

Mazlumun ahı, indirir şahı!


Büyük felaketin üzerinden üç ay geçti...

Deprem bölgesinde yürekleri parçalayıcı yokluk, acı ve ıstırap hâlâ hüküm sürüyor!

Konteynır, çadır, su, temizlik malzemeleri hâlâ çok eksik.

Depremin ilk günlerinde yurt dışından yağan yardımlar ve “Türkiye Tek Yürek” adıyla düzenlenen kampanyada toplanan 115 milyar lira ne oldu, nereye harcandı?

1999 Gölcük depreminden sonra hayatımıza giren “Deprem Vergisi” ile 24 yılda 740 milyar lira vergi toplandı.

Ne oldu bu paralar? Ne kadarı deprem için harcandı? Bilmiyoruz!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptığı açıklamada, televizyonda düzenlenen “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında taahhüt edilen 115 milyar liranın 74 milyar lirasının yatırıldığını söylemişti.

O günden bu yana üç ay geçti. Kalan 41 milyar lira ne oldu? TV’de caka satarak reklamlarını yapıp yardım taahhüt edenler paraları verdi mi? Vermediyse haklarında bir işlem yapıldı mı?

Mazlumun ahını almayın! “Mazlumun ahı, indirir şahı” sözünü unutmamak gerek!

TEBESSÜM

Başkanı nasıl bilirsiniz?


Eski dönemin ünlü Hollywood aktörü Bob Hope, “Başkan Reagan da senin gibi bir aktördü ve filmlerde arkadaşındı... Onu nasıl bilirsin?” diye sorduklarında:

“Reagan tipik politikacılara benzemez” demiş ve sözlerine şöyle devam etmiş:

“O, nasıl yalan söylenir bilmez. Dalavere nedir, hırsızlık nasıl yapılır hiç anlamaz...”

Herkes ağzı açık onu dinlerken eklemiş:

“Fakat tüm bunlar için diğer liderler gibi, yanında daima bir yardımcı bulundurur!

GÜNÜN SÖZÜ


Oyun bittiği zaman şah da, piyon da aynı kutuya konur!