Enflasyonun beli kırılmış filan...
TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 43.68 olarak açıkladı.
İnanan var mı? Ben inanmadım şahsen... Çok şükür aklım başımda... Benim enflasyonum yüzde 100’den fazla...
Seçim öncesi Karadeniz’de doğalgaz, Gabar Dağı’nda petrol bulmuşuz... Fakat, doğru bile olsa inanamıyoruz. Çünkü bugüne kadar çok aldatıldık !
★★★
İktidar övünüp duruyor:
TOGG marka otomobil, modern bir çıkartma gemisi, İHA’lar, SİHA’lar yapmışız...
Bunlar tabii ki iyi... İyi de, siz biraz da açlıktan haber verin...
İnsanlar aç kaldıktan, aileler yavrularına süt alamadıktan, ucuz et ve ekmek kuyruklarında helak olduktan, aylarca et yiyemedikten sonra otomobiller, gemiler, hava araçları neye yarar?
Önce ekonomi düzelecek, fakir-fukaranın karnı doyacak...
Yoksulluğu bitirip halkı refaha kavuşturacaksınız...
“Aç ayı bile oynamaz” denirken, “Aç insan nasıl oynar?”
Ekonomi bilimine saygı göstermeyen, bilim dışı teorilerle ekonomiyi yönetmeye çalışan bu yönetimin, kurları kontrol altına alması, enflasyon ve pahalılığı önlemesi mümkün değil.
Bugün çektiğimiz sıkıntıların en önemli sebebi budur.
Türkiye’de yaşanan işsizlik ve yüksek enflasyon, toplumun refahını her yıl değirmen gibi öğütüp azaltıyor, milyonlarca insanımızı yoksulluk sınırına itiyor!
★★★
İktidarın, aldığını söylediği önlemlerin hepsi boş çıktı ve hâlâ boş çıkmaya devam ediyor.
Son 10 yılda hane halkı refahı resmen çöktü, eridi, bitti!
Bunu biz söylemiyoruz...
Uluslararası bir kuruluş olan Legatum Enstitüsü söylüyor.
Enstitü’nün hazırladığı önceki yılki “Küresel Refah Endeksi” sonuçlarına göre:
Türkiye 167 ülke arasında 93’üncü sıraya geriledi.
2011 yılında 66’ncı sıradaydık... 10 küsur yılda 27 sıra birden düştük!
AKP politikalarının ülkemize armağanı bu!
Tanrı’ya yalvarıyoruz:
Ya bizi kurtar, ya da bir teselli ver!
“Bir teselli ver” deyince aklıma hep şu ünlü arabesk şarkı geliyor:
“Bir teselli ver, bir teselli ver.
Yarattığın mecnuna bir teselli ver.
Yoksulun halinden yoksullar anlar,
Gel gör şu halimi bir teselli ver!
Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum,
Ömür boyu bitmeyen derdimle yorulmuşum!”
★★★
Bu arabesk şarkının sözleri halimizi anlatır gibi... Fakat, haksızlık da etmeyelim...
Tüm Avrupa’dan ve bazı komşularımızdan daha kötü durumdayız ama 3 komşumuzdan, İran, Irak ve Suriye’den daha iyiyiz.
Aynı endekste İran 123’üncü, Irak 141’inci, Suriye 158’inci durumda...
Bu da bizim tesellimiz ama yetmiyor! Başka teselliler lâzım!
14 Mayıs seçimleri belki en büyük tesellimiz olacak! Altı gün kaldı!
Seçimlerde hile mümkün mü?
Muhterem yetkililerin “Seçimlerde hile yapılması hukuken mümkün değil.” diye konuşmaları yüreğime su serpiyordu ama arayan bir arkadaşım:
“O sözlere bir güldüm, bir güldüm...” diyerek keyfimi kaçırdı.
“Neden?” diye sordum...
“Aklıma eski seçimler geldi de ondan” dedi ve izah etti:
“2017’de Yüksek Seçim Kurulu’nun yasaya aykırı bir şekilde ‘Bir buçuk milyon mühürsüz oyu geçerli kabul ederek” referandumun kaderini değiştirmesi, İstanbul seçimlerinde aynı zarftan çıkan 4 oydan 3’ünün geçerli kabul edilip, yalnızca birinin, İmamoğlu’na verilen oyların iptal edilişi aklıma geldi. Bir de ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ sözünü hatırlayınca gülmeden edemedim. Tabii zevkten değil... Acı acı güldüm!”
Karşımızda, kaybedince seçim iptal ettiren bir zihniyet var. Her türlü faul olabilir. Fakat, 191 bin seçim sandığına ve ıslak imzalı tutanaklara hâkim olduktan sonra kötü niyetlilerin yapabileceği fazla bir şey kalmıyor. O zaman atı alan Üsküdar’ı geçemez!
GÜNÜN SÖZÜ
İşin içine büyük para girdi mi, kardeşe bile güven olmaz!