İBB avukatlarından Yiğit Akalın, kararı SÖZCÜ’ye şu ifadelerle değerlendirdi.

'HTS KAYITLARI TEK BAŞINA SUÇ ÖRGÜTÜ SUÇLAMASI İÇİN KULLANILAMAZ'

"Bir: dosyada, belediye başkanının tüm ihalelerden haberdar olduğu ve sorumlu tutulabileceği iddiasının "farazi" olduğu, bu iddianın delillerle desteklenmediği belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararda, HTS kayıtlarının tek başına suç isnadı için yeterli olmadığı, bu kayıtların ancak yan delillerle (örneğin, fiziki takip tutanakları veya tanık ifadeleri) desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarına atıfla, özellikle büyük şehirlerde insanların tesadüfen aynı baz istasyonundan sinyal vermesinin doğal olduğu, HTS kayıtlarının tek başına örgüt suçlaması için kullanılamayacağı ifade edilmiştir.

'BELEDİYE PERSONELİNŞN BİRBİRİYLE İLETİŞİM KURMASI KADAR DOĞALDIR'

Ancak, İBB dosyasında ve diğer bazı dosyalarda (Beykoz, Beşiktaş, Esenyurt) tam tersi bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu dosyalarda, belediye başkanı ve diğer şüpheliler (örneğin, Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun ve diğer bürokratlar) hakkında, HTS kayıtları üzerinden örgüt suçu iddiası ortaya atılmıştır. Örneğin, şüphelilere "Neden belediye başkanı veya korumasıyla bu kadar sık görüştün?" gibi mantıksız sorular yöneltilmiş; belediye personeli veya ihale alan şirketlerin birbirleriyle iletişim kurmasının doğal olduğu göz ardı edilmiştir. Bu dosyalar, klasik örgüt soruşturmalarında kullanılan yöntemlerin, hukuka aykırı bir şekilde İBB personeli ve bürokratlarına uygulandığını göstermektedir.

Avukat Kazım Yiğit AKALIN

'AYNI KURAL BEYKOZ’DA YOK'

Öte yandan, Beykoz dosyasında çıkan iddianamede, belediye başkanı Alaattin Köseler hakkında, "Mevzuat uyarınca ihalelerden sorumlu olmasa da bilgisi dahilinde olduğu" iddia edilerek suçlama yapılmıştır. Bu iddia, takipsizlik kararındaki "Belediye başkanının ihalelerden haberdar olduğu farazidir ve delilsizdir" ifadesiyle çelişmektedir. Bu çelişkili kararlar, adaletin eşit uygulanmadığına işaret etmektedir.

'TÜM ŞÜPHELİLER EŞİTTİR, BAZILARI DAHA EŞİT'

Bu durum, George Orwell’in Hayvan Çiftliği eserindeki “Bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir” sözünü akla getirmektedir. Köseler, belediye başkanı iktidar partisine yakın olsaydı, muhtemelen takipsizlik kararı alabilirdi. Ancak, İBB ve benzeri dosyalarda şüpheliler tutuklu durumdadır. Bu çifte standart, kanun önünde eşitlik ilkesine ve adalete olan güveni zedelemektedir. Toplumun devlete ve adalete güveni, ancak kanunun herkese eşit uygulanmasıyla sağlanabilir. İBB soruşturmasındaki tutuklamalar ile takipsizlik kararını yan yana koyduğumuzda, ‘Tüm şüphelerin eşit, bazılarının daha eşittir’ sonucun ortaya koyuyor."