MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, emniyet teşkilatındaki bu değişikliklere sert sözlerle tepki gösterdi. Özdemir, “İstatistik veriler paylaşmayı görev sayan anlayış yerine, kahramanlara sahip çıkan ve zafiyet oluşturmayan bir irade ortaya konmalıydı” diyerek atamalara karşı açık bir eleştiri getirdi.
Bahçeli’nin Danışmanından “Paralel Yapı” Uyarısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanı ve Türkgün Gazetesi Başyazarı Yıldıray Çiçek ise kaleme aldığı “Yeni Bir Paralel Yapının İzleri” başlıklı yazısıyla dikkat çekti. Çiçek, Türkiye’yi içeriden kaosa sürüklemeye çalışan bir sistemin inşa edilmek istendiğini iddia ederek, “Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘yeni bir paralel yapının izleri’ne işaret etmesi ne tesadüftür ne de yersiz bir endişedir” ifadelerini kullandı.
Çiçek ayrıca, milli güvenliği sağlayan kritik kurumların –TSK, emniyet ve istihbarat– milli şuura ve mücadele azmine sahip kadrolardan seçilmesi gerektiğini vurguladı. Bu isimlere karşı “vefalı” olunmasının da devletin bekası açısından hayati olduğunu savundu.
Çiçek, "Türkiye’yi içten, asayişsizlik üzerinden bir kaosa sürüklemeye çalışan bir sistemin kurulmakta olduğu yönünde ciddi izlenimler mevcuttur. Hedef ülke olarak seçilen yerlerde, emperyalizmin laboratuvarında bu tür senaryolar her zaman hazır bekler. Türkiye’nin hedef ülke olduğu düşünüldüğünde, Sayın Devlet Bahçeli’nin “yeni bir paralel yapının izleri”ne dikkat çekmesi ne tesadüf ne de yersiz bir endişedir." düşüncesini dile getirdi.
Gazeteci Alican Uludağ da MHP-emniyet hattındaki krizi yorumlayarak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın hazırladığı valiler kararnamesinin de krize neden olabileceği öngörüsünde bulundu.
Çiçek şu ifadeleri kullandı:
-Bu nedenle ülke güvenliği her alanda titizlikle sağlanmalı; Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu kişiler milli şuura, mücadele azmine ve hassasiyete sahip isimler arasından seçilmelidir.
-“Milli güvenlik” ancak bu nitelikteki kadrolarla korunabilir. Bu kadrolara karşı da her zaman vefalı olunmalı, onların mücadele motivasyonunu güçlendiren bir hassasiyet özenle gösterilmelidir.
-Aksi hâlde, devletin en hassas hücrelerine başka ülkelerin hesabına çalışanlar ya da terör örgütleriyle bağlantılı kişiler sızarsa, 15 Temmuz benzeri darbe girişimleri ve toplumun huzurunu, güvenliğini tehdit eden kaos senaryoları kaçınılmaz olur.
-Bölgemizde bitmek bilmeyen ABD’nin emperyalist oyunları ve İsrail’in Ortadoğu’yu büyük bir kaosa sürükleyen, Türkiye’yi de hedef alan pervasızlıkları sürerken; devlet yapısı içinde hiç kimse, kendi saplantıları, takıntıları yahut birilerinin hücresel hesapları uğruna ülkenin milli kadro genetiğini değiştirmeye kalkışmamalıdır. Çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar ve karşı karşıya olduğu tehlikeler, milli güvenlik kuşağını güçlendirmek için milli kadrolara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
-Yaşananlar ve yaşatılanlar ortadayken, Sayın Devlet Bahçeli’nin “yeni bir paralel yapının izleri” uyarısı ihmal edilemez.
-TSK, Emniyet ve istihbarat, milletimizin güvenliğini korumada en hayati alanlardır.