Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde Genel Başkan Ahmet Davutoğlu'nu ziyareti sonrası bir açıklama yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Alevi, biri Kürt olsun” sözlerini değerlendiren Erbakan, bu açıklamaların etnik ayrışmaya neden olabileceğini belirtti.
Erbakan şunları söyledi:
"IRKÇI VE MEZHEPÇİ BİR ANLAYIŞ"
"Yine değinmek istediğimiz bir diğer önemli husus, 'terörsüz Türkiye' sürecinin tam olarak ne olduğu, neyin kastedildiği ve neyin hedeflendiği bilinmeden, birdenbire Sayın Devlet Bahçeli’nin sözleriyle karşı karşıya kalmamızdır: 'Efendim, 'Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Alevi, biri Kürt olsun' şeklindeki açıklamalar. Bu ifadelerin, biraz önce görüşmemizde de gündeme geldiği gibi, büyük bir etnik ayrışmaya yol açacağına inanıyoruz ve bunları son derece sakıncalı buluyoruz. Liyakati, eğitimi, ehliyeti, vatan ve millet sevgisini bir kenara bırakıp bir kimsenin mezhebiyle, etnik kimliğiyle mi uğraşacağız? Buna göre mi Cumhurbaşkanı veya Cumhurbaşkanı yardımcısı belirlenecek? Öyleyse Cumhurbaşkanı da Türk olsun, yardımcısı Kürt ve Alevi olsun! Bunun arkasından gelecek adım bu. Öyleyse bir Kürt vatandaşımız neden Cumhurbaşkanı olamasın? Bir Alevi vatandaşımız neden Cumhurbaşkanı olamasın? Bu yaklaşımı ırkçı ve mezhepçi bir anlayış olarak değerlendiriyor, son derece mahsurlu buluyoruz."
“CUMHURBAŞKANI'NIN SESSİZLİĞİNİ YADIRGIYORUZ”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bahçeli’nin sözleri karşısında sessiz kalmasını eleştiren Erbakan, sözlerine şöyle devam etti:
"'Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet' derken nereden nereye geldik diyoruz. Bu noktada, bu sözü en çok tekrar eden Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Sayın Bahçeli'nin bu sözleri karşısındaki sessizliğini yadırgadığımızı belirtmek isterim. Çünkü 'tek millet' vurgusunu en sık yapanlardan birisi Sayın Cumhurbaşkanıydı. Ama Sayın Bahçeli böyle bir ifade kullandığında, 'Tek millet olamadık mı? Bu neyin nesi?' demekten imtina ediyor ve sessizliği tercih ediyor. Biz yüzyıllardır bu topraklarda tek millet olduk, bu ilkeden vazgeçmeye de niyetimiz yoktur. Son yüzyılda kanatılmaya çalışılan yaraların kabuklarının yeniden kaldırılmaya çalışıldığını görüyor ve bunu son derece tehlikeli buluyoruz."
“BU YAKLAŞIM AYRIŞTIRICIDIR”
Siyasi ayrımcılığın tehlikeli olduğunu vurgulayan Erbakan, Türkiye’de daha önce farklı kimliklerden insanların önemli görevlerde bulunduğunu hatırlattı:
"Biz, tek millet ilkesiyle yola devam etmemiz gerektiğine inanıyoruz. 'Efendim Kürt Cumhurbaşkanı olamaz, Alevi şu olamaz, Sünni şu olabilir' gibi bir yaklaşımın Türkiye için son derece tehlikeli olduğunu ifade etmek istiyoruz. Türkiye’de bir Kürt vatandaş geçmişte Cumhurbaşkanı oldu. Son seçimlerde bir Alevi vatandaş Cumhurbaşkanı adayı oldu, ikinci tura kaldı. Kazansaydı Cumhurbaşkanı olacaktı. Dolayısıyla ne yapılmak istendiğini, neyin hedeflendiğini gerçekten anlayabilmiş değiliz. Sanki bir hak veriliyormuş gibi görünse de aslında haklar geri alınmaktadır. Bu yaklaşım milletimizi ayrıştırmaya yönelik bir yaklaşımdır ve biz bunu tehlikeli buluyoruz."
“SÜREÇ, TÜM PARTİLERLE ŞEFFAF ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMELİ”
Erbakan, “Terörsüz Türkiye” sürecine dair Yeniden Refah Partisi'ne bir görüşme daveti yapılıp yapılmadığına ilişkin bir soruya da açıklık getirdi:
"Herhangi bir randevu talebi şu ana kadar gerçekleşmedi. Oysa ki biz süreci başından beri sadece DEM Parti tarafından bilgilendirilmek yerine devlet tarafından da bilgilendirilmemiz gerektiğini, bunun sürecin sağlıklı işlemesi açısından önemli olduğunu ifade etmiştik. Tabii ki Meclis'te grubu olan partilerle MİT başkanının görüşmesi olumlu bir gelişme. Ancak bunu grubu olan olmayan diye bir ayrıma tabi tutmadan Meclis'te temsil edilen bütün partiler için yapılsaydı daha yerinde daha uygun olurdu."