Batı Nil Ateşi, arbovirüs grubunda yer alan virüslerin neden olduğu ve en sık enfekte sivrisineklerle bulaşan bir hastalık olarak tanımlanıyor. 2024 yılında Türkiye'de 6 kişide tespit edilen vakaların ardından "Batı Nil Virüsü nedir, nasıl bulaşır? Batı Nil Virüsü ölüm oranı ve belirtileri nelerdir, tedavisi var mı?" sorularının cevapları araştırılıyor. Bu kapsamda; Sağlık Bakanlığı'ndan konuyla ilgili açıklamalar yapıldı. İşte detaylar.
BAKANLIK'TAN "BATI NİL VİRÜSÜ" AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanlığı'ndan Batı Nil Virüsü ile ilgili şu açıklama geldi:
"Ülkemizde 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu 2024 yılında 6 kişide tespit edilmiştir. Hastalarımızın takip ve tedavilerine devam edilmektedir. Bakanlığımızca gerekli çalışmalar yürütülmekte ve süreç hassasiyetle takip edilmektedir. Güncel gelişmeler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır."
Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de de vakaları görülen Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu ile açıklamada bulundu.
Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler kaydedildi:
"Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu, virüsü taşıyan sivrisineklerin sokmasıyla bulaşan viral bir hastalıktır. Hastalık genelde mevsimsel olup yaz boyunca ve sonbaharın erken dönemlerinde görülmektedir. Hastalık, kişiden kişiye doğrudan bulaşmamaktadır.
"2024 YILINDA 6 KİŞİDE TESPİT EDİLDİ"
Ülkemizde 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu 2024 yılında 6 kişide tespit edilmiştir. Hastalarımızın takip ve tedavilerine devam edilmektedir.
Bakanlığımızca gerekli çalışmalar yürütülmekte ve süreç hassasiyetle takip edilmektedir. Güncel gelişmeler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır"
BATI NİL VİRÜSÜ'NÜN GÖRÜLDÜĞÜ ÜLKELER
BNV ilk olarak 1937 yılında Uganda’da Batı Nil bölgesinde bir kadında izole edilmiştir. Kuşlarda (kargalar ve güvercinler), ilk defa 1953 yılında Nil Deltasında tanımlanmıştır.Hastalığa yönelik insan enfeksiyonları, dünya genelinde birçok ülkede 50 yıldan daha uzun süredir görülmektedir. Hastalık, çoğunlukla Afrika, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya’da görülür. 2018 yılında Avrupa Bölgesinde ve komşu ülkelerinde vaka sayılarında artışlar görüldüğü bildirilmektedir.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Batı Nil Virüsü'nün kuluçka dönemi genellikle 2-14 gün arasında değişir, en sık olarak 2-6 gün sürer. Ancak bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bu süre daha uzun olabilir.
Enfekte olan kişilerin büyük bir çoğunluğu (%70-80) hiçbir belirti göstermez.
Bazı hastalarda ise ateşle birlikte ishal, kusma, eklem ve baş ağrıları, vücut ağrıları ya da cilt döküntüleri gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Virüsü kapan yaklaşık her 5 kişiden 1’inde bu tür belirtiler görülür. Genellikle, bu hastalar tamamen iyileşse de, yorgunluk ve halsizlik birkaç hafta veya aylarca sürebilir.
Nadir durumlarda ise, virüs ciddi belirtilerle seyreder. Enfekte olan kişilerin %1’inden azında ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ağır nörolojik rahatsızlıklar gelişebilir. Bu tür nörolojik belirtiler arasında baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, bilinç bulanıklığı, koma, titremeler, nöbetler veya felç yer alır. Bu ciddi hastalıkların iyileşmesi haftalar ya da aylar sürebilir ve bazı nörolojik hasarlar kalıcı olabilir. Batı Nil Virüsü nedeniyle nörolojik komplikasyonlar yaşayan hastaların %10’u hayatını kaybeder.
Kanser, diyabet, yüksek tansiyon ve böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunları olan kişiler, virüse bağlı ciddi hastalık riski açısından daha fazla tehdit altındadır.
BATI NİL VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNULUR?
Bu hastalığa karşı en etkili korunma yöntemi, sivrisinek ısırıklarını önlemektir.
Açık havada bulunduğunuzda böcek kovucular kullanın. DEET, picaridin, IR3535 ve bazı limon okaliptüs yağı veya para-menthane-diol içeren ürünler uzun süreli koruma sağlar.
Sivrisineklerin en aktif olduğu akşam saatlerinde uzun kollu giysiler ve pantolon giymeye özen gösterin.
Kapı ve pencerelerinize sineklik takın veya mevcut sineklikleri onarın; mümkünse klima kullanın.
Sivrisineklerin üreme alanlarını azaltmak için çevrenizdeki durgun su birikintilerini, çiçek saksılarında, oluklarda, kovalar ve havuz örtülerinde biriken suyu boşaltın ve evcil hayvanlarınızın su kaplarını düzenli olarak temizleyin.