Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, demanstan korunmak için yapabileceğiniz en etkili üç şey, trafik kirliliğinden kaçınmak, daha az alkol tüketmek ve tip 2 diyabet geliştirme riskinizi azaltmak olarak belirlendi.
Araştırmacılar 161 farklı "demans için değiştirilebilir risk faktörlerini" incelediler. Bunlar, insanların üzerinde bir dereceye kadar kontrol sahibi olduğu ve Alzheimer hastalığı gibi durumların gelişmesi riskinin artmasıyla bağlantılı olan sağlık ve yaşam tarzı faktörlerini ifade ediyor.
Risk faktörleri; tansiyon, kolesterol, diyabet, kilo, alkol tüketimi, sigara içme, depresif ruh halleri, iltihaplanma, kirlilik, işitme, uyku, sosyal aktivite, diyet, egzersiz ve eğitim olmak üzere 15 kategoride gruplandırıldı.
Araştırmacılar daha sonra bu faktörlerin “beynin özellikle kırılgan olan belirli kısımları” üzerindeki etkisini analiz ettiler.
Bunları, duyularımızdan gelen bilgileri işleyen, beyindeki "üst düzey bölgelerden oluşan bir ağ" olarak tanımladılar. Araştırmacılar, bu bölgelerin "sadece ergenlik döneminde daha geç gelişmediğini, aynı zamanda yaşlılıkta daha erken dejenerasyon gösterdiğini" ve şizofreni ve Alzheimer hastalığı gibi hastalıklara karşı özellikle savunmasız olduklarını ve bu durumların onları "zayıf bir nokta" haline getirdiğini söyledi.
40 BİN KATILIMCI DAHİL OLDU
Nature Communications dergisinde yayınlanan çalışma, Birleşik Krallık Biobank'ta tutulan 40.000 kişinin beyin taramalarını analiz etti. Yaşları 44 ila 83 arasında olan bu kişiler "genel olarak oldukça sağlıklı" olarak sınıflandırıldı, taramalardan önce yalnızca birkaç düzinesine demans tanısı konuldu.
Araştırmayı yürüten profesör Gwenaëlle Douaud, "Demans için tüm yaygın değiştirilebilir risk faktörleri arasında, bu zayıf noktaya en zararlı olanın diyabet, trafikle ilişkili kirlilik ve alkol tüketimi olduğunu bulduk" dedi.
Bu üç faktörü; yetersiz uyku, aşırı kilo, sigara ve yüksek tansiyon takip etti.
"DEĞİŞTİRİLEBİLİR FAKTÖRLERE DİKKAT EDİN"
Douaud, kirliliğin etkisinin "özellikle trafik ve yanmalı motorlarla" yani nitrojen dioksitle ilgili olduğunu, alkolün etkisinin ise "alış sıklığıyla" ilgili olduğunu söyledi. "Her gün veya neredeyse her gün" alkol içtiklerini söyleyenler; haftada üç ila dört kez, haftada bir veya iki kez, ayda bir ila üç kez, yalnızca özel günlerde içen veya hiç içmeyenlerden daha fazla risk altındaydı.
Çalışmada tip 1 ve tip 2 diyabet arasında ayrım yapılmasa da Douaud, rapor edilen vakaların yüzde 90'ının muhtemelen tip 2 olduğunu belirterek, çalışmanın diyabetin beynin hassas bölgeleri üzerindeki etkisini bağımsız olarak incelediğini belirtti.
Çalışma; trafiğe maruz kalma, alkol alımı ve diyabet riskini azaltmanın demans geliştirme olasılığınızı kesin olarak azaltacağını kanıtlayamadı, ancak Douaud şunları söyledi: "Hastalığın başlangıcını önlemek veya geciktirmek için değiştirilebilir risk faktörleri yaşam boyunca potansiyel olarak değiştirilebilir ve böylece yaşlanma sürecini frenleyebilirsiniz.”
Times'a yaptığı açıklamada, "Beynin bu hassas bölgelerini korumak için, eğer mümkünse tip 2 diyabete yakalanmaktan kaçınmaya çalışın derim." diye ekledi.