İzolösin, vücut tarafından üretilemeyen ve mutlaka dışarıdan alınması gereken üç dallı zincirli amino asitten biri. Yumurta, süt ürünleri, et ve soya proteini gibi kaynaklardan alınan bu amino asidin fazla miktarda tüketilmesinin, daha yüksek vücut kitle indeksi ve metabolik bozulmalarla ilişkilendirildiği daha önceki çalışmalarda da görülmüştü.

Yeni çalışmada araştırmacılar, genetik çeşitliliğe sahip fareleri üç farklı diyet grubuna ayırdı: Biri standart amino asitlerle beslenen kontrol grubu, diğeri tüm amino asitlerin azaltıldığı bir grup ve üçüncüsü yalnızca izolösin seviyesinin düşürüldüğü grup. Fareler yaklaşık altı aylıktı, bu da insan yaşına çevrildiğinde yaklaşık 30 yaşa denk geliyor.

İzolösin kısıtlaması yapılan farelerde sadece yaşam süresi değil, aynı zamanda sağlık süresi de uzadı. Bu gruptaki fareler 26 farklı sağlık ölçütünde daha iyi sonuçlar verdi; kas gücü, kan şekeri düzeyleri, tüy dökülmesi ve hareket kabiliyeti gibi parametrelerde gözle görülür iyileşmeler sağlandı.

Erkek farelerde yaşa bağlı prostat büyümesi gibi hastalıkların azaldığı ve tümör gelişiminin önüne geçildiği de dikkat çekici bulgular arasında yer aldı. İlginç bir şekilde, bu fareler diğer gruplardan daha fazla kalori almasına rağmen daha fazla enerji harcayarak daha zayıf ve sağlıklı kaldılar.

Araştırmacılar, bu sonuçların insanlara da uyarlanabileceğini düşünüyor. Ancak protein alımının genel olarak kısıtlanmasının zararlı etkileri olduğu için, bu tür bir yaklaşımın doğrudan uygulanması şimdilik mümkün görünmüyor. Ayrıca insan diyeti, farelerin aksine çok daha karmaşık bir kimyasal yapıya sahip olduğu için benzer etkilerin görülüp görülmeyeceği belirsiz.

Çalışmayı yürüten metabolizma uzmanı Dudley Lamming, “Herkesi düşük izolösinli bir diyete geçiremeyiz ama bu amino asidi izole ederek bu etkilerin biyolojik temeline yaklaşmış oluyoruz” diyerek araştırmanın insanlara yönelik potansiyel müdahalelere kapı aralayabileceğini ifade etti.