CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, kredi kartı borçlarındaki artışın iktidarın ekonomi yönetimindeki başarısızlığının somut bir göstergesi olduğunu söyleyerek bu durumun devam etmesi halinde sadece ekonomide değil, toplumsal dengelerde de büyük kırılmalar yaşanacağını belirtti.
Ateş, ödenemediği için yasal takibe düşen bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının 51 milyar 856 milyon liraya çıktığına dikkat çekerek, "Bu durum ortadayken hâlâ çalışanlara düşük maaş zammı telaffuz ediliyor. Bu borçlar düşük zamlarla nasıl ödenecek? Vatandaşı kaderine terk ederek ülke yönetilemez. BDDK, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi yetkili kurumlar bu borçların ödenebilir hale getirilmesi için acil çalışma başlatmalı” dedi.
Ateş, yaptığı açıklamada, yasal takibe düşen kredi kartı borçlarının 51 milyar 856 milyon liraya, kredi kartı borçlarının ise 50 milyar 862 milyon liraya çıktığına işaret etti. Son bir yılda takibe düşen kredi borçlarının yüzde 79; kredi kartı borçlarının ise yüzde 257 arttığını belirterek, ekonomik zorluk nedeniyle vatandaşların borçlarını ödeyemediğini söyledi.
VATANDAŞ BORÇ KISKACINDA
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) yapılandırma hamlesinin yüksek faiz nedeniyle başarısız olduğunu ve vatandaşların sürdürülemez bir borç kıskacında bulunduğunu ifade eden Ateş, “Bu durum ortadayken hâlâ çalışanlara düşük maaş zammı telaffuz ediliyor. Bu borçlar düşük zamlarla nasıl ödenecek? Vatandaşı kaderine terk ederek ülke yönetilemez. BDDK, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi yetkili kurumlar bu borçların ödenebilir hale getirilmesi için acil çalışma başlatmalı. İcra daireleri, borçlu vatandaşlar için banka şubelerine döndü” diye konuştu.
VATANDAŞ TEMEL İHTİYAÇLARINI BORÇLA KARŞILIYOR
İcra dairelerinin banka şubeleri için çalışır hale geldiğini söyleyen Ateş, BDDK’nın yapılandırma kararının günü bile kurtarmaktan uzak olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri dile getirdi:
"Bu tablo, iktidarın ekonomi yönetimindeki başarısızlığının somut bir göstergesidir. Halkımız gelir yetersizliğiyle temel ihtiyaçlarını dahi borçla karşılamak zorunda kalıyor. Yoksulluğun, adaletsizliğin ve gelir erozyonunun yükünü vatandaş sırtında taşıyor. Yüksek borçlar ödenemedikçe, bankalar soluğu icra dairelerinde alıyor. İcra daireleri banka şubeleri için çalışır hale geldi. Bu sorun giderek büyüyor. İktidardan çözüme yönelik hiçbir ciddi adım yok. Faiz yükü altında ezilen milyonlar, kaderlerine terk edildi, her geçen gün daha derin bir borç çukuruna itiliyorlar. Bu süreç böyle devam ederse, sadece ekonomide değil, toplumsal dengelerde de büyük kırılmalar yaşanacak. Halkın taleplerini görmezden gelen bu anlayışın siyasi bedeli de ağır olacaktır. İktidar elini taşın altına koymalı ve kendi ürünü olan bu ekonomik krizin bedeline dar gelirliye kesme ısrarından vazgeçmelidir.”