Keşfedilen bölgeler, eskiden nehir ağızlarına yakın yerleşim yerleri olan alanlarda bulundu. Bu, Taş Devri insanlarının deniz tarafından yutulmadan önce bu bölgelerde yaşamış olduğunu gösteriyor. Bölgenin ekonomisinin genellikle kızıl geyik ve yabandomuzu avı ile kabuklu deniz ürünlerinin toplanmasına dayandığı düşünülüyor.

Kuzey Denizi’nin dibi, insan yerleşimlerinden neredeyse hiç etkilenmemiş olması nedeniyle arkeolojik açıdan büyük bir öneme sahip. Karada, Neolitik Çağ’dan günümüze kadar olan yerleşimler, yollar ve tarım faaliyetleri, erken insanlık dönemine ait birçok arkeolojik buluntuyu yok etti. Ancak deniz tabanındaki Taş Devri kalıntıları, büyük ölçüde korunmuş durumda.

BÜYÜK BİR FELAKETİN HİKAYESİ

İndependent'ta yer alan habere göre; Buzul Çağı’nın sona erdiği dönemde yaşanan yoğun küresel ısınma, bu kayıp kara parçasının yok olmasına neden oldu. MÖ 8000’de yaklaşık 208 bin kilometrekarelik bir kara parçası, 1500 yıl gibi kısa bir süre içinde sular altında kaldı. 

Her yıl ortalama 130 kilometrekare kara kaybı yaşandı ve bu durum, bölgedeki Taş Devri insanlarını geleneksel avlanma ve yaşam alanlarından uzaklaştırdı.

Araştırmayı yöneten Profesör Vince Gaffney, bu dramatik olayların modern insanlık için önemli bir uyarı olduğunu belirtti. 

Gaffney, “Geçmişte yaşanan deniz seviyesi yükselmesi, günümüzdeki küresel ısınmanın kıyı bölgeleri ve alçak yerleşim alanlarına yapabileceği etkiyi daha iyi anlamamızı sağlıyor” dedi. Profesör, bu araştırmaların, gelecekteki felaketleri önlemek için atılan adımlara da katkıda bulunduğunu vurguladı.