Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD'nin başkenti Washington'da düşünce kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
Bakan Fidan, Gazze meselesinin artık giderek bölgesel bir krize dönüşmeye başladığı uyarısında bulunarak, sorunun artık İsrail ve Filistinlileri aşıp bölgesel bir boyut kazandığını ifade etti ve bölgesel devletlerin sorunu sahiplenmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Fidan ayrıca, Gazze meselesinin izole bir şekilde ele alınamayacağını kaydederek, özellikle ABD'nin son dönemde sıkça dile getirdiği "çatışmalar bittikten sonraki ilk gün senaryolarının" kendilerinin öncelikli yaklaşımı olmadığını belirtti.
TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜK ÖNERİSİ
Türkiye'nin garantörlük önerisine de değinen Bakan Fidan, "Temas Grubu olarak şunu söylüyoruz; Gazze meselesi iki devletli çözüm ekseninde ele alınmalıdır. Bizim garantörlük önerimiz de iki devletli çözüm bağlamında bir öneridir. Eğer taraflar iki devletli çözüm noktasında mutabıksa biz her türlü desteği vermeye hazırız." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye olarak bölgedeki sorunların çözümünde bölge ülkelerinin yapıcı katkısının önemli olduğunu ve Türkiye'nin de buna yönelik bir duruş sergilediğini anlattı.
“DEVLETLER SORUNU SAHİPLENMELİ”
Fidan, "Şu an İsrail'in yaptıklarını, Gazze'deki durumu, oradaki zulmü ve insani acıları görüyoruz. Sorun artık İsraillileri ve Filistinlileri aşıyor. O yüzden bölgesel devletler, sorunu sahiplenmeli ve sorumluluklarını bilerek hareket etmeli. Biz Temas Grubu olarak mevcut problemlerin kalıcı çözümü noktasında iki devletli çözümü destekliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Bugün varılacak bir ateşkes sürecinin bir başka güvenlik sorununun kapısını aralamasını istemediklerini dile getiren Bakan Fidan, daha önce iki Gazze savaşının yaşandığını ve şu anda da üçüncü savaşın cereyan ettiğini anımsattı. Fidan, "Eğer elinizde iki devletli çözüm yoksa, bu sorunu bu haliyle bırakırsak (gelecekte bu sorunu) sadece başka bir formatta görürüz. O yüzden yapısal bir çözüme ihtiyacımız var, o da iki devletli çözümdür." yorumunu yaptı.
İki taraf arasında çatışmaların başladığı tarihten itibaren 'savaşın bölgede başka yerlere sıçraması' ihtimali dünyada ortak endişe olarak öne çıkıyor.