Filistin'in BM Temsilcisi Ebu Amr, BMGK'nin bakanlar düzeyinde düzenlenen "Orta Doğu" oturumunda konuştu.

Filistin halkına karşı yapılan tarihsel haksızlığın yaklaşık yüz yıldır devam ettiğine işaret eden Ebu Amr, Filistinlilerin "tüm halklar gibi kendi kendini yönetme, özgürlük, güvenlik, barış içinde bağımsız şekilde yaşama arzusunu taşıdığını ve bu uğurda fedakarlık gösterdiğini" söyledi.

Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) sorunun çözümü için müzakerelerde tarih boyunca eşi görülmemiş tavizler verdiğine dikkati çeken Ebu Amr, Filistin'in 2012'de BM'de üye olmayan gözlemci ülke statüsü kazandığını hatırlattı.

Ebu Amr, "Filistin, iki devletli çözümü desteklemesi ve Filistin halkının bağımsız bir devlete sahip olma talebini somutlaştırması için BM'ye tam üye olarak kabul edilmeyi istiyor, bunun için çabalıyor." ifadesini kullandı.

Filistin'in BM'ye tam üye olarak kabul edilmesinin Filistin halkına kuşaklar boyu yapılan haksızlığın bir kısmını telafi edeceğini ifade eden Ebu Amr, tam üyeliğin adalet ve barış için yeni bir ufuk doğuracağını söyledi.

Ebu Amr, Filistin'in BM'ye tam üye ülke olarak kabul edilmesinin iki devletli çözüm çabalarına katkı sağlamayacağı görüşünü savunanlara ise İsrail'in kuruluşunun 1948'de BM kararıyla resmileştiğini hatırlattı.

ABD 'HAYIR' DEDİ

15 üyeli BMGK'de Cezayir tarafından Filistin'in BM'ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısı oylamaya sunuldu. ABD'nin "hayır" oyu kullandığı tasarı, 12 "evet" ve 2 "çekimser" oy aldı.

İngiltere ve İsviçre "çekimser" kalırken, Rusya, Çin, Fransa, Cezayir, Malta, Ekvator, Guyana, Slovenya, Sierra Leone, Mozambik, Güney Kore ve Japonya "evet" oyu verdi.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin "hayır" oyu kullanmaması ve toplamda 9 "evet" oyu alması gerekiyordu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın brifinginde, Filistin'in BM'ye tam üyeliğiyle ilgili tasarı hakkındaki pozisyonlarını değerlendirmişti.

Patel, "Filistin'in devlet olmasına giden en hızlı yolun, ABD'nin de desteğiyle, İsrail ile Filistin yönetimi arasındaki doğrudan görüşmeler olduğuna inanıyoruz." ifadesini kullanmıştı. 

Cezayir'in sunduğu ve Filistin'in BM'ye tam üye olmasını öngören tasarı hakkında Patel, "BM Güvenlik Konseyindeki tasarıya ABD 'hayır' oyu verecek." demişti. 

"ERKEN BİR EYLEM"

ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert A. Wood, Güvenlik Konseyi’ndeki oylamadan sonra konuştu.

Wood, ABD’nin “iki devletli çözüm” önerisini desteklemeye devam ettiğini savunarak, “New York'ta erken eylemlerin, en iyi niyetlerle bile olsa, Filistin halkının devlet olmasını sağlayamayacağını uzun zamandır açıkça belirtiyoruz.” diye konuştu.

Filistin’in BM Şartı’na göre tam üyelik için gerekli şartları taşımadığını öne süren Wood, Filistin Yönetimi’ne devlet olabilmek için gerekli reformları gerçekleştirme çağrısı yaptıklarını, öte yandan Hamas’ın Gazze’de hala güç ve nüfus sahibi olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Wood, iki devletli çözümün Filistin barışını, İsrail’in güvenliği ve Arap komşuları ile entegrasyonunu sağlayan tek yol olduğunu savunarak, bunun için tarafların İsrail ile müzakerelere devam etmesi gerektiğini savundu.

FİLİSTİN'İN ÜYELİK BAŞVURUSU

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak bu müracaat, BM Güvenlik Konseyinde gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında "gözlemci statüsü" almıştı.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması için talepte bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebini gündeme alma çağrısında bulunmuştu.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.