Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Şabanözü Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Bozkurt, lisans öğrencisi Arda Emre Kandil ile birlikte 2023 yılında Eldivan ilçesinde yürüttükleri arazi çalışmaları sırasında Osmanlı engereği ile karşılaştı. Aynı bölgede üç farklı bireyin gözlemlenmesi üzerine bilimsel bir çalışma başlatıldı.

Yapılan incelemeler sonucunda, Osmanlı engereğinin Çankırı’da ilk kez resmi olarak kayıt altına alındığı ve türün yayılış sahasının yaklaşık 100 kilometre kuzeydoğuya genişlediği belirlendi. Çalışma, uluslararası bilimsel yayınlardan "Journal of Animal Diversity" dergisinde yayımlandı.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ UYARISI

Araştırmada, Osmanlı engereği küresel iklim değişikliği senaryoları doğrultusunda ekolojik niş modellemesi ile de analiz edildi. Doç. Dr. Bozkurt, gelecekte türün yaşam alanlarının ciddi risk altında olabileceğine dikkat çekerek, Çankırı’daki bu yeni kaydın koruma açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

1 METREYE KADAR BÜYÜYEBİLİYOR

Bölgede yapılan sonraki saha çalışmalarında yavru bireylerin de gözlemlendiğini aktaran Bozkurt, Osmanlı engereğinin zehirli ancak insanlar için ciddi bir tehdit oluşturmayan bir tür olduğunu belirtti. Genellikle gece ve sabaha karşı aktif olan yılanın, 1 metreye kadar uzayabildiğini ifade etti.

"Çankırı, bu türün dünyadaki dağılımının en uç noktalarından biri. Sınır bölgede yer aldığı için korunması son derece önemli" diyen Bozkurt, türün Türkiye’de ağırlıklı olarak Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Trakya bölgelerinde görüldüğünü, ülke dışında ise yalnızca Yunanistan’da sınırlı bir alanda yaşadığını söyledi. Türün yayılışının yaklaşık yüzde 90’ının Türkiye sınırları içinde bulunduğu belirtildi.

DOĞAYA KATKISI VAR

Osmanlı engereğinin fiziksel özelliklerine de değinen Bozkurt, türün üçgen baş yapısı, dikey göz bebekleri ve sırtındaki zikzak desenle ayırt edilebildiğini söyledi. Kuyruğunun kısa ve küt, gövdesinin ise boyuna oranla kalın olduğunu ifade etti.

Zehirli olmasına rağmen saldırgan bir yapıya sahip olmadığını vurgulayan Bozkurt, "İnsanla karşılaştığında önce tıslayarak uyarır. Ancak üzerine basılması ya da çok yakınına gidilmesi durumunda ısırabilir" dedi.

Sürüngenlerin ekosistemde önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Bozkurt, özellikle zehirli yılanların fare gibi hastalık taşıyabilecek kemirgenlerle mücadelede doğal dengeyi sağladığını belirterek, vatandaşlara şu çağrıyı yaptı:

"Yılanlar görüldüğünde öldürülmemeli. Hem doğa için faydalılar hem de insanlara durduk yere zarar vermiyorlar. Bu nedenle korunmaları büyük önem taşıyor."

Araştırma bulgularının Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğüne iletildiği, yapılacak değerlendirmeler sonucunda türün resmi olarak koruma altına alınabileceği bildirildi.