Yaklaşık iki ay önce ilk kez ortaya çıkan bu “yaşlı” leke, nadir görülen bir kararlılıkla üçüncü kez güneşin ön yüzeyine dönerek gökbilimcileri şaşkına çevirdi.

Kuzey yarımkürede, güneş ekvatorunun hemen üzerinde bulunan dev leke, ilk olarak 5 Nisan’da AR 14055 adıyla kaydedildi. Ardından güneşin arka yüzeyine geçerek gözden kayboldu ve 28 Nisan’da AR 14079 adıyla tekrar belirdi.

Son olarak 26 Mayıs Pazartesi günü bir kez daha ortaya çıktı ve bu kez AR 14100 adını aldı. Güneş lekeleri her dönüşlerinde yeni bir adlandırma alıyor, böylece bilim insanları bu yapıların uzay hava durumu üzerindeki etkilerini daha iyi takip edebiliyor.

Bu devasa lekenin boyutu zaman içinde dalgalanmalar yaşadı. Mayıs ayı başında, yani AR 14079 olarak adlandırıldığı dönemde, en büyük haline ulaşarak yaklaşık 140 bin kilometrelik bir genişliğe ulaştı.

Bu, Dünya’nın çapının yaklaşık 11 katı büyüklüğünde ve 2025’in şu ana kadarki en büyük güneş lekesi anlamına geliyor. Ancak şu anda bu dev leke, o dönemin yaklaşık yarısı büyüklüğünde.

Çoğu güneş lekesi yalnızca bir hafta kadar yaşarken, bazı büyük lekeler güneşin arka yüzeyine geçip tekrar ortaya çıkacak kadar uzun süre dayanabiliyor. Güneşin bir tam dönüşü yaklaşık iki hafta sürdüğünden, bu tür durumlar oldukça nadir.

Uzmanlar, AR 14100’ün “emektar” bir leke olduğunu belirtiyor. Spaceweather.com, esprili bir dille “AARP’yi [Amerikan Emekliler Derneği] arayın, Güneş Lekesi 14100 üye olmak istiyor” ifadelerini kullandı.

En uzun ömürlü güneş lekesi rekoru kesin olarak bilinmese de, 1840-1841 yıllarında 18 ay boyunca süren bir lekenin, aslında aynı yerde oluşan birden fazla leke olduğu sonradan ortaya çıkarıldı. Günümüzde kaydedilen en uzun süreli güneş lekesi, 1919 yılına ait ve 134 gün, yani dört aydan uzun bir süre boyunca gözlemlenmişti.

Her ne kadar AR 14100 şimdilerde küçülmüş olsa da, tamamen kaybolma belirtisi göstermiyor. Hatta yeniden belirdikten bu yana birçok güneş patlaması da yaydı. Ancak mevcut rekoru kırabilmesi için önümüzdeki iki ila üç ay daha dayanması gerekiyor. Spaceweather.com, “Bu mümkün olabilir; leke son derece kararlı” diyor.

Almanya’dan amatör astronom Harald Paleske ise “Bu lekenin bizimle ne kadar kalacağını merak ediyorum” diyerek, lekeyi üçüncü kez fotoğrafladığını belirtiyor. Onun heyecanı, gökyüzünü izleyen herkesin heyecanına ortak oluyor.

Güneş lekeleri, güneşin manyetik alanının yüzeye çıktığı bölgelerde oluşuyor. Çevresine göre biraz daha soğuk olduklarından, optik bir illüzyonla çok daha karanlık görünseler de aslında sadece biraz daha sönükler.

Şu anda güneşin yaklaşık 11 yıllık etkinlik döngüsünün en aktif aşaması olan “güneş maksimumu” dönemindeyiz. 2024 başında başlayan bu dönem, artık yavaş yavaş sona eriyor. Bu süreçte güneş lekesi sayıları da zirveye ulaşıyor; örneğin Ağustos 2024’te bir gün içinde kaydedilen güneş lekesi sayısı 337 ile son 23 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı.

Yeni teknolojiler, bu devasa lekelerin ne kadar tehlikeli olabileceğini tahmin etme konusunda bilim insanlarına büyük avantaj sağlıyor. Hawaii’deki Daniel K. Inouye Güneş Teleskobu, şimdiye kadarki en net güneş lekesi görüntülerini yakalarken, NASA’nın Mars gezginleri de Dünya’ya dönük olmayan lekeleri gözlemlemek için kullanılıyor.