Daha geniş kitlelere ulaşmak için İlk-Bilimkurgu Seçkisi-Pangea Kitaplığı. Bilimkurgu Kulübü ile ortaklaşa yürüttüğümüz bu projede hem bilimkurgu alanında senelerdir eser veren yazarlar hem de türe yabancı ama edebiyatta tecrübeli isimler yan yana geliyor. Derlemede yer alan tüm yazarlar telif gelirlerini, erken yaşta kaybettiğimiz bilim insanı Özgen Berkol Doğan'ın adını yaşatma gayesiyle kurulmuş bilimkurgu kütüphanesine bağışlayarak bu türün daha geniş kitlelere ulaşması için önemli bir adım attılar. Sunuş yazısını Bülent Somay'ın kaleme aldığı kitabın içinde yer alan 21 yazar ise şöyle; Afşin Kum, Arzu Uçar, Aşkın Güngör, Burak Albayrak, Cem Akaş, Çağrı Mert Bakırcı, Feyza Hepçilingirler, Fuat Sevimay, İsmail Yamanol, Kadire Bozkurt, Mehmet Berk Yaltırık, Murat S. Dural, Müfit Özdeş, Onur Çalı, Onur Güzeldiyar, Öznur Babur, Pınar Duman, Selim Bektaş, Selim Erdoğan, Tuğrul Sultanzade, Volkan Yalçın… (İthaki Yayınları) Cumhuriyet ve Atatürk aşkıyla Güven Çevik’ten Şiirli Günler ve Haftalar. Yazar, yirmi yılı aşan öğretmenlik deneyiminin tanıklığıyla ama hep çocuk gözüyle yazmış şiirlerini, yani hayatı… Kelebeğe bakıp gökkuşağını görmüş, gökyüzünün mavisinden yola çıkıp ormanlara, gelincik tarlalarına uzanmış. Bazen bir güvercin kanadıyla anlatmış hayatı bazen zeytin dalıyla, ama her zaman cumhuriyet ve Atatürk aşkıyla… Nice şiirli günlere, yıllara… (Altın Kitaplar) İslami müelliflere dayanan bir kitap Arif Tekin’den Hz. Muhammed Döneminde Öldürülen Muhalif Kadınlar. Yazar çalışmasında hem Hz. Muhammed'in talimatıyla, sahabiler tarafından katledilen muhalif kadınların yanı sıra birçok kişinin infazını belgelerle okuyucuya sunuyor. Bazı önemli başlıklar şöyle: * Ümmü Kirfen'in katledilmesi * Mervan kızı Asma'nın infazı * Ümmü Mervan'ın infazı * Hz. Muhammed'e sövdü diye ağabeyinin öldürdüğü kadın * Hz. Muhammed'e sövdü diye efendisi tarafından öldürülen kadın * Mekke fethi ve ölüm listesine alınan şarkıcı cariyeler * İnfaz edilen muhalif erkekler * Hz. Ebubekir'in infaz ettiği kadınlar * Hz. Ömer'den, Hz. Ali'den Halid Bin Velid'den infaz örnekleri… (Berfin Yayınları) Evrensel bilince kozmik bakış açısı Francene Hart’tan Doğanın Kutsal Geometrisi İlahi Olanın Yolunda Yolculuk. Yazarın karmaşık suluboya resimlerinin tam renkli reprodüksiyonunu ve bu resimlerin ardındaki hikâyeleri içeren bu kitap evrensel bilince kozmik bir bakış açısı sunuyor. Joseph Campbell ve C. G. Jung’un çalışmalarının keşfiyle başlayan serüven, Amazon Ormanları, Orta Amerika, Mısır, İngiltere, İskoçya, Paris, Kamboçya ve Himalayalara kadar uzanıyor. Kutsal geometrinin matematiksel kesinliğini ve doğaüstü esrarını mükemmel bir şekilde harmanlayan önsezili şamanik bir yol haritasına çeviriyor. Suyun bilincini, Toprak Ana’nın kutsallığını, başka canlıların benliğini, imgelerin doğasını ve her şeyin birbirine bağlılığını birer ilham kaynağına dönüştürüyor. (Beyaz Baykuş) Eğlenceli bir roman Eşref Karadağ’dan Dedem Bir Maymun. Yazar çocukların çok seveceği eğlenceli bir romanla karşımızda . Bölüm başlıklarından birkaçı şöyle: Kilerdeki Yaratık, Sandıktan Yılan Çıktı, Salvador Dali Bize Taşındı, Panda Kaçtı, Kravat Takan Ağaç. (Bilgi Yayınevi) Bir intikam hikâyesi Mark Twain’den Hadleyburg'ü Yozlaştıran Adam. Kitap, William Faulkner'ın Amerikan edebiyatının kurucusu olarak nitelediği daha çok romanlarıyla tanınan gerçekçi yazarın mizahçı yanının öne çıktığı kısa bir öyküsü. Sarsılmaz dürüstlüğüyle övünen Hadleyburg kasabası halkının bir yabancıyı farkında olmaksızın rencide etmesi, büyük bir intikam hikâyesine dönüşür. Ülkenin en dürüst kasabası olarak tanınan Hadleyburg'ün namını karalamak isteyen bu öfkeli yabancı, yozlaştırılamaz olmasıyla övünen halkı kendi gerçeğiyle yüzleştirmek üzere müthiş bir plan hazırlar. İnsanlığın açgözlülük, kıskançlık, intikam gibi en olumsuz niteliklerini hicvederek irdeleyen Twain bu öyküsüyle ikiyüzlü toplumsal ahlak anlayışına da en ağır eleştirilerden birini yöneltir. (Can Yayınları) Şehir insanının gündelik hayatı Richard Harding Davis’ten Paris Sokakları. 1864-1916 yılları arasında yaşayan ABD'li yazar, döneminin en ünlü gazetecisi ve önde gelen savaş muhabiriydi. Görevi nedeniyle birçok farklı ülkede bulundu ve yaşadığı şehirlerle ilgili gözlemlerini okurlarıyla buluşturdu. Yazar kitabında Paris'in on dokuzuncu yüzyılda nasıl bir atmosfere sahip olduğunu, şehir insanının gündelik hayatını, alışkanlıklarını ve tuhaflıklarını, Paris'te yaşayıp Parisli olmayan insanlara yönelik izlenimleriyle birlikte, bir "Amerikalı" gözüyle ele alıyor. (Çınar Yayınları) Hepsi birbirinin aynı yaşamlar Nilay Türkmen’den Eylemsiz. Dünyada bir metropol, teknolojik yalnızlıklar içinde bir kadın, modern yaşamın içi boşaltılmış koşturmacalarına esir olmuş hepsi birbirinin aynı günler, yaşamlar… Peki ya bir sabah uyandığınızda farkına varırsanız? Yaşamınızı değiştirmek için bu yeterli mi? Kitap, okuru biçim veremediğimiz tekdüze yaşamlarımız hakkında derin bir sorgulamaya davet ediyor. Kimliklerimiz, kariyerimiz, medeni halimiz, unvanlarımız, evlerimiz, eşyalarımızdan oluşan yığının altında kalan bizler; kendimizi bulmak için ne zaman harekete geçeceğiz? Bütün bu etiket kulelerinin arasında nefes almaya nasıl başlayacağız? (Dağhan Külegeç Yayınları) Her birinin ruhuna girmek gerekiyormuş Ayşenur Yazıcı’dan Çit. "Şiddet hem uygulayanı, hem maruz kalanı, hem de üzerinde çalışanı mahvediyor!" diyor ya gazeteci Leyla Pervizat. Doğruymuş! Ben de mahvoldum. Bu kitapta kaleme aldığım gerçek bir vakayı romanlaştırabilmek için yıllarca kendi etimle beslendiğim de doğru maalesef... Çok ağladım, çıkar yol bulabilmek için çok debelendim. Şu "namus" dedikleri şey nasıl bir şeymiş ki biri gelip çaldığında işin suçlusu namusu çalan değil de, namusu yitiren oluyor? Olayın kahramanlarını yazabilmek için her birinin ruhuna girmek gerekiyormuş gerçekliği olduğu haliyle aktarabilmek için... Yazarının tecavüze uğraması gerekiyormuş, üşümesi, yaralanması, morga kaldırılması, kaçması, karanlıkta kalması ve katiliyle evlenmesi. (Destek Yayınları) Doğayı korumak için bir araya geldiler Esra İlter Demirbilek’ten Yeryüzü Takımı 2-Zehirli Topraklar. Tan, Başak, Rüzgâr ve Nehir arı dostlarının kovanlarına yaptıkları yolculuk sonrası yaşam kaynağımız olan toprakların zehirlendiğini öğreniyorlar. Doğayı korumak için bir araya gelen Yeryüzü Takımı ve Yaşamın Koruyucusu Umay bu korkunç gerçeği dünyaya anlatmak için bir belgesel çekmeye karar veriyorlar. Ancak karşılarına hiç ummadıkları bir engel çıkıyor: Hep bana Hep bana gıda şirketinin yöneticileri Yaprak Sevmez ve Kıraç Toprak. Çok geçmeden işin içinde, tek isteği yeryüzünü mahvetmek olan Bay Başkötü'nün de olduğunu öğrenen Yeryüzü Takımı temiz gıda ve zehirsiz topraklar için çetin ve herkesin dikkatini çeken yaratıcı bir mücadeleye girişiyor. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Genç adam ilk defa yüreğini birine açar Murat Özsan’dan Umudun Rengi. Gerçek yola koyulduğunda hayal bir adım gerisinde kalır… Umut, gözünü özel bir psikiyatri kliniğinde açtığında kafası karma karışıktır. Son birkaç gününü hatırlayamaz. Onunla ilgilenen doktor, aşırı dozda ilaç aldığı için kliniğe getirildiğini söyler. Umut psikoterapi seanslarında doktora kendini, ailesini ve yaşamını anlatır… “Bazı duygular için genç, bazıları içinse gereğinden yaşlı, fakat kimseden daha istekli ya da cesur olmayan” geçmişi sırlar ve yalanlarla dolu genç adam belki de ilk defa yüreğini birine açar. Genç doktor, saklanması gereken bir hayata doğmuş ve bunun yüküyle baş etmeye çalışan bu genci anlamaya, sırlarını çözmeye başladığını düşündüğünde Umut bir kez daha onu şaşırtacaktır… (Doğan Solibri Yayınları) Dünya kocaman bir hayvan leşi Baran Güzel’den Her Kötü Geceden Sonra. Kitap, bazı klişelerin boynunu vurarak başlıyor. Yazarın tercihi en zayıf halkaları ayıklamak değil, onlara bahaneler sunmak da değil. Güzelce yalanlar, bir kurgu, bir montaj. Güncelin partikülleri saçıldıkları boşlukta, meydanda gözle görülebiliyor: tatminsiz tipler, sıkıntı ağaçları, yas planyası, devrimciler, akran baskısı, ekranlar ve tweet'ler, tweet'ler… Dünya kocaman bir hayvan leşi. Biz insanlar onu kemiriyoruz. Binlerce yıl önceden kalma surlar, orada tarım yapıldığına delil ilkel oraklar, kral mezarları, taştan tekerlekler ve bronz heykeller. Hepsi yok olsun, umurumda değil. Her şeyi yıkıp üzerine binalar yapalım. Tarihi yok edelim. İnsan denen canlı yok oluşuna bir çözüm bulup varlığını sürdürebilirse, binlerce yıl sonra yaşayacaklar da bizden kalanları yok etsin. (Everest Yayınları) Öykü tanışmaya davet ediyor Şöhret Doğruyol Sağbaş’tan Satranç Apartmanı. Satranç Apartmanı sizi hem sevimli bir öyküye hem de satranç karakterleriyle tanışmaya davet ediyor. On altı satranç taşının yaşadığı Satranç Apartmanı’nda, birbirinden farklı sakinleriyle tanışmaya hazır mısın? Makarna bağımlısı Şah Amca, bilge Vezir Ağabey, pofuduk Fil Kardeşler, Uçabilen At Kardeşler ve bıcır bıcır Piyon Çocuklar… Sen de Kurabiyeci Kız gibi Satranç Apartmanı’na konuk olup birbirinden sevimli satranç karakterlerini tanımak ve bu renkli hikâyeye ortak olmak ister misin? (Epsilon Yayınevi) İnsan ezeliyetine ilişkin sorgulama John Ellis Mctaggart’tan Ölümsüzlük ve Ezeliyet. Ölümsüzlüğe olan inanç, ona inananların çoğunu göz önüne aldığımızda daha da inanılmaz bir hâl alır. İnsanların çoğu doğru olmasını temenni ettikleri için ölümsüzlüğe inanır; öyle ki, arzuları muhakeme yetilerini kör etmiş gibidir. Birçoğu da ona, dinlerin otoritesine dayanarak inanır, ancak bunların ne kadarı sağlam hipotezlere dayanır? Yol uzun ve belki sonsuz olsa da, tek bir yaşamdan daha bıktırıcı olamaz. Zira ölümle birlikte hafızamızı, yaşlılığımızı ve bitkinliğimizi geride bırakırız. Bu kitapta, İngiliz İdealizminin son dönem temsilcilerinden yazarın, insan ölümsüzlüğü ve ezeliyetine ilişkin sorgulamasını felsefe tarihinden örneklerle ve özgün bakışıyla ele almaktadır. (Fol Kitap) Mahalleyi saran sesin gizemi etkiliyor Berna Durmaz’dan Ağaçlı Gül ve Hayal.  Köyündeki okul kapanınca eğitimini sürdüremeyen Hayal’in en büyük isteği okumaktır. Ancak, hasta Gül Nine’sine eşlik etmek için amcasının İstanbul’daki evine gitmesi gerekir. Büyük şehirde onu, dev gökdelenlerin gölgesinde, çamur içinde bir gecekondu mahallesi karşılar. Okula gönderilmeyi umsa da beklediği gün bir türlü gelmez, çaresiz kuaförde çalışmaya başlar. Mahalleyi saran sesin gizemi ise her geçen gün insanları daha fazla etkilemektedir... (Günışığı Kitaplığı) Yeni yaşamlar ve farklı beslenme sorunları Senem Eke Yıldız’dan Psikodiyet. Yeme bozukluğu olan ve birbirini tanımayan 8 kişi 10 hafta sürecek olan psikodrama grup terapisine alınırlar. Bu kez bedenini sev ruhunu besle ilkesiyle yola çıkılıyor. Beslenme ile yaşam arasında inkâr edilemez bir bağ bulunmaktadır. Beslenme tarzımız nasılsa hayatı yaşama şeklimiz de öyledir. Hayatımızda yönetemediğimiz stresler olduğunda besinleri sakinleştirici olarak görmeye başlarız. Besinlerden bizi rahatlatmalarını bekleriz ve sorunları yiyerek çözmeye çalışırız. Bu da hem bedenimize hem de ruhumuza yük olur. Yeni üyelerle birlikte yeni yaşamlar ve farklı beslenme sorunları ele alınırken grup üyeleri son derece etkin ve katılımcı olmaya davet edilmekte cesaretlendirilip eyleme yönlendirilmektedir yani kendi rollerini oynamaya. (h2o Kitap) Yeni bilgilerle yeni alışkanlıklar Seçil Akaygün Cüntay’dan Alıştığımız Gibi Değil - Pandemi Döneminde Ebeveyn Olmak, Sorunlar ve Çözümler. “Alıştığınız gibi değil, üstelik sadece alıştığınız gibi değil, bildiğiniz gibi de değil. O nedenle yeni bilgilerle dönemin gerekliliklerine uygun yeni alışkanlıklar geliştirirken pusulalarımızı ayarlayacağımız ilkelere ihtiyacımız var. Çocuklarınızın gelecekte bugünlerden hatırlayacakları şeyin sıcak, kabul edici, gerçekçi bir ev ortamı olmasını istediğinizden kuşkum yok. Bu isteğiniz yönünde adımlar atarken çok yararlanacağınız bu kitap, su gibi akıp gidecek.” Prof. Dr. Yankı Yazgan. (İnkılap Kitabevi) Köylünün meseleleri Nabizade Nazım’dan Karabibik. "Henüz gerçekçi bir roman okumadıysanız işte size bir tane ben takdim edeyim." Kitap edebiyatımızda hem gerçekçilik ve natüralizmin hem de köy romanının başarılı ilk örneğidir. Köy hayatını, köylünün meselelerini, uğraşlarını dilleri ve yaşantılarıyla olduğu gibi aktaran eser, Kaş'ın Beymelek köyünde geçer. Karabibik sekiz on dönümlük toprağını ekip biçerek, kızıyla beraber kıt kanaat yaşamaya çalışan bir köylüdür. Hayallerini süsleyen tek bir şey vardır, bir çift öküz. Nabizade Nâzım bu kısacık hikâyesinde Anadolu köylüsünün neredeyse bütün bir hayatını ustalıkla yansıtmıştır. (İş Bankası Kültür Yayınları) Özgürleşme hareketi Ersan Üldes’ten Modern Meram-Büyük Romanları Okumak. Bugüne kadar ağırlık, daha çok derinlerde dolaşan deşifre edici çalışmalarda ve mitlere yaslanan simgesel araştırmalarda oldu. Ne yazık ki bunlar, modernist romanları genelde olduğundan “büyük” gösterirken yazarlarını da bir nevi peygamber mertebesine taşıdı. İlginçtir, teorik olarak modernizmin karşısında duran postmodernizm dahi, olumlayarak olmasa bile bu aşırılığa katkı sundu. Bu kitap, hem okur hem de edebiyat adına bir özgürleşme hareketi olarak tanımlanabilir: Herkesi tüm “izm”lerden kurtarıp eserlere atfedilen ulvi değerleri bir kenara bırakma ve onları yeniden birer “roman” olarak görme gayreti. (Kafka Kitap) Aşık adamın yaşadıkların Halil Gökhan’dan Urbaga. Şu dünyada kendinizi korumanız gereken durumlardan birisi erkek dedikodusuna, diğer de erkek duygusallığına maruz kalmaktır. Zira çoğunlukla kadına atfedilen bu iki hususta da, aslında kadınlar erkeğin eline su bile dökemez. Hele terk edilen, aldatılan, ilişkisinde mutlu olmayan bir erkeğin yakınlarındaysanız, vay halinize. Tabii ki kişisel bir yargı bu ve böyle bir erkeği anlatmada yazarın başarısını yadsıyamayız. Son kitabında yazar, ‘âşık’ bir adamın yaşadıklarını anlatıyor. Net olarak bir kadından bahsetmiyoruz ama burada, aşka âşık bir adam bu. Belki yıllar önce terk edilmiş hâlâ onun acısını yaşıyor, belki bizzat o terk etmiş onun pişmanlığını çekiyor. (Kafe Kültür Yayıncılık) Uçurumda açıyor ama zehirli değil Tarhan Gürhan’dan Uçurumu Koruyan Korkuluk. Ne yazı ne şiir, ikisi de edebiyat değil. İnsanın yazısı, elyazısı, alınyazısı, olyazısı, yolyazısı. Bazen büyük okyanuslar gibi gözüken, hem içimizi hem aklımızı kavuran, yakan, susuzluktan boğulduğumuz bu çölden çıkmak için gereken yolluğumuz bizim. Yazı da yolluk şiir de. Uçurumdan da, azgın nehirlerden de, çölden de onlarla çıkıyor insan ve onlara çıkıyor. Yazarın kitabı, Cemal Süreya'nın Uçurumda Açan kitabının adını hatırlattı, ‘uçurumda açan çiçek' oldu. Uçurumda açıyor ama zehirli değil, yakıcı. Zehri atmak için kaçınılmaz olarak yakıcı.-Haydar Ergülen. (Karakarga Yayınları) Felsefenin değiştirici gücü Serhan Kansu’dan Nietszche ile Yaşam ve Felsefe. Her türlü öğretinin mutlak sorgulanması gerektiğini savunan Alman filozof Friedrich Nietzsche, kendisinden sonra gelen felsefecileri en çok etkileyen isim olmuştur. İnsanın aşılması gereken bir varlık olduğunu söylemiş ve bugün bile çok konuşulan üstinsan kavramını ortaya çıkarmıştır. Eserlerinde insan, ahlak, öğreti, toplum, bilinmezlik ve inanç konularını ele almıştır. Bu kitap, Nietzsche'nin felsefesinden, sözlerinden, fikirlerinden ilham alınarak yazıldı. Onu anlamak, sözlerini modern çağa göre yorumlamak ve felsefenin hayata dokunan değiştirici gücünü keşfetmek isteyenler için. (Nemesis Kitap) Hayatını tamir edemeyen adam Audur Ava Olafsdottir’den Sessizlik Oteli. Bir adamın ve bir toplumun umutsuzluğun derinliklerinden yeniden doğmaya giden yolunu anlatan kitapta yazar, hayatın sonsuz olasılıklarına, dönüşümlere ve ikinci şanslara hüzünlü olduğu kadar mizahi bir dille selam çakıyor. Jónas Ebeneser kırklı yaşlarının sonlarında, bir şeyleri tamir etmeye tutkuyla bağlı ama kendi hayatını tamir edemeyen becerikli bir adamdır. Karısı tarafından terk edilmiş, annesi demansın derinliklerine giderek daha çok dalan ve kısa bir süre önce kızının biyolojik babası olmadığını öğrenen Jónas, bir varoluş krizine girer ve yaşama isteğini kaybeder. Huzurevinde kalan annesini ziyaretinde ona sefaletine nasıl, ne zaman ve nasıl son vereceğini fısıldar. (Nebula Kitap) Yolculuğunuzu kolaylaştırmak için Tara Brach’ten Buda'nın Kalbi - Korkuyu ve Utancı İyileştiren Şefkati Uyandırmak. “Bende bir sorun var” cümlesini hayatı boyunca her an içinde taşıyanlar, insanların kendisindeki sorunu görüp ondan kaçacaklarını düşündüğü için yakın ilişkiler kurmakta zorlananlar, içindeki boşluğu bir türlü dolduramadığı için zararlı maddelere ya da daha masum görünen gıdaya karşı bağımlılık geliştirenler ve ömrümü daha nice mesele ile boğuşarak geçirenler, bu kitap sizin yolculuğunuzu kolaylaştırmak ve umudunuzu tazelemek için yazıldı. Kitap yazarın danışanları ve Budist öğrenciler ile yaptığı yirmi yıllık çalışmaları sonucunda geliştirdiği ve günlük pratikler de dahil olmak üzere bütünsel bir rehberlik sunan, sizi kendinizle yeniden buluşturacak bir başucu kitabı. (Omega) Biriken yazıyı gördükçe de ürküyoruz Hasan Öztürk’ten Üç Duraklı Yolculuk. Coşkun akan ırmak gibi edebiyat verimleri, serinliğini değdirerek yüzümüze ve başkalaşarak hızla uzaklaşıyor gözlerimizin önünden. Akışının ahengiyle içimizde bir tür şarkıya dönüşen suyun, üstümüze doğru gelen kabaran görüntüsünden tedirgin olmadığımız söylenemez. Yazılanı okurken etkileniyoruz ve biriken yazıyı gördükçe de ürküyoruz açıkçası. Irmağın kaynağına ulaşmaya gücümüz yetmiyor çok zaman; çağıldayan suyun sakinleşip durulduğu engine ulaşmak şansı da bahtımızda yok gibi. Kitap, uygun bir geçiş yeri bularak karşıya geçip öte taraftan bakmayı deneme çabasıdır; enginlere ulaşabilmek hayaliyle akıntıya karışıp tenha bir köşede kaybolup gitmeden elbette. Kitap, söz yerindeyse 'cümlesi edebiyat' olan yazılardan oluşmaktadır. Yolculuğun; edebiyat, öykü ve kitap duraklarında duyarlı okurunu bekleyen yazılar, öncekilerin okunması olduğu ölçüde yeni üretimleri mümkün kılan okumaları arzulayan metinlerdir. Edebiyat kültürünü var eden okumalar da kuşkusuz bu yeniden okumalardır. (Önce Kitap) Saat okumayı bilen ayı Jean-Luc Fromental’dan Ayı Saate Karşı. Ayım yetişebilmek için bir yerlere, koşturup duruyor delicesine. Ah şu saatleri bir öğrenebilse! Saat okumayı bilmeyen bir ayı, sürekli zamana karşı bir yarış içinde. Her yere geç kalıyor, başına çok dert açıyor. Neyse ki birlikte yaşadığı ailenin ona saatleri öğretmek için harika bir yöntemi var! (Redhouse Kidz Yayınları)