BBC Türkçe’nin bir yıl süren araştırmasına göre, “mültecilerin dedesi” olarak tanınan Sadettin Karagöz’ün, başkentteki çaresiz Suriyeli kadınlara yönelik taciz ve istismar iddialarının merkezinde olduğu öne sürülüyor.

Altındağ’da 2014 yılında kurulan Umut Hayır Mağazası’nda gönüllü yardım çalışmaları yürüten Karagöz’ün, yardıma muhtaç kadınlara yardım bahanesiyle cinsel tacizde bulunduğu iddia edildi.

(Sadettin Karagöz)

Üç kadın, Karagöz’ün yardım dağıttığı sırada kendilerine dokunduğunu ve cinsel saldırı girişiminde bulunduğunu anlattı. Kadınlar, korktukları için uzun süre şikâyetçi olamadıklarını belirtti.

"TECAVÜZ EDECEKTİ"

Savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan Medina, Nada ve Batoul, yardım almak için gittikleri dükkânda Karagöz’ün kendilerini taciz ettiğini iddia etti.

(Suriyeli Nada Hanım)

Medina, “Bağırmasaydım bana tecavüz etmeye çalışacaktı” derken, Nada “Yalnız kalmamı istedi, gelmezsem yardım etmeyeceğini söyledi” ifadelerini kullandı.

Medina, yaşadıklarından sonra başka bir şehre taşındı ve “Hâlâ onu rüyalarımda görüyorum. Ölmek istedim ama çocuklarım için hayatta kaldım” dedi.

Batoul ise yardım paketini almak için döndüğünde Karagöz’ün kendisine dokunduğunu ve tepki gösterince dükkândan ayrıldığını anlattı.

(Suriyeli Batoul)

"BİZ SADECE İYİLİK YAPTIK"

Emekli bir banka çalışanı olan Sadettin Karagöz, tüm suçlamaları reddediyor.

Karagöz, mağazasında bugüne kadar 37 binden fazla kişiye yardım ettiğini belirterek, “Biz sadece iyilik yaptık, birkaç kişinin iftirasıyla yıkılmayız” dedi.

Cinsel ilişkiye giremeyeceğini öne süren Karagöz, sağlık raporlarını da basınla paylaştı. Ancak uzmanlar, bu raporun iddiaları çürütmeye yetmeyeceğini ifade etti.

SAVCILIK HAREKETE ÇEKTİ

Başsavcılıkça hazırlanan iddianamede, sanık Sadettin Karagöz'ün 2014 yılında Umut Hayır Mağazası adında bir işletme kurduğu, bu işletme aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine yiyecek, giyecek, kömür, kırtasiye gibi temel ürünler sağladığı, müştekilerin de erzak yardımı almak amacıyla işletmeye gittiği belirtildi.

İddianamede beyanlarına yer verilen müştekiler F.M. ve S.H.M, yıllar önce Suriye'den Ankara'ya geldiklerini, Umut Hayır Mağazası'na erzak yardımı almak amacıyla gittiklerinde, sanığın kendilerine cinsel saldırıda bulunduğunu aktardı.

"SANA PARA VEREYİM..."

Sanığın her iki müştekiye de "sana para vereyim, benimle birlikte ol" teklifinde bulunduğu belirtilen iddianamede, teklifi kabul etmeyen müştekilerin yardıma muhtaç olmaları nedeniyle 5-6 yıl boyunca birçok kez mağazaya gittikleri, her defasında cinsel saldırıya uğradıkları kaydedildi.

İddianamede tanık olarak ifadesine yer verilen U.H, 12 yıl önce Suriye'den Türkiye'ye geldiğini, eşi görme engelli olduğu için yaşadığı mahalledeki diğer kadınlarla birlikte sanığın yardım dağıttığı yere gittiğini anlattı.

Sanığın yardım yapacağı kadınları kendisinin seçtiğini belirten U.H, bir seferinde kadınların arkasına geçerek sıkıca sarıldığını gördüğünü, durumdan korktuğu için yardımları almayı bırakıp dernekten ayrıldığını, maddi sıkıntı yaşayan kadınların ise sanığın davranışlarına ses çıkaramadığını ifade etti.

Sanık ise beyanında, emekli olduktan sonra hayır işleriyle uğraşmaya başladığını, bir süre sonra "Umut Hayır Mağazası" adıyla işlettiği depoda iyi durumda olan vatandaşların yaptığı bağışları mültecilere dağıtarak yardımda bulunduğunu, müştekilere cinsel saldırıda bulunmadığını ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini savundu.

35 YIL HAPSİ İSTENDİ

Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, müştekilere karşı eylemlerde bulunarak cinsel saldırı suçunu zincirleme şekilde işlediğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, sanığın zincirleme şekilde "basit cinsel saldırı" suçundan 35 yıla kadar hapsi istendi. İddianame, Ankara 62. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.