İstanbul Tabip Odası; geçtiğimiz günlerde Covid-19, influenza ve diğer mevsimsel virüsler nedeniyle hasta yoğunluğunun ciddi şekilde arttığını kaydetmişti. Açıklamada İstanbul’daki birçok hastanede servislerin dolduğu, yoğun bakım ünitelerinde boş yatak kalmadığı belirtilmişti. Özellikle enfeksiyon, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz polikliniklerinde yoğun hasta birikiminin olduğunu söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sönmezoğlu, hastane yatışlarının da çok arttığına dikkat çekerek, şu açıklamaları yaptı:

Meral Sönmezoğlu 

2020 yılında başlayan ve 2023’e kadar hızını kesmeyen Covid-19 salgınının etkileri yeni yeni kaybolmaya başlarken 2023 yılının kasım ayından itibaren sadece ülkemizde değil, Avrupa’nın çoğu ülkesinde ve Kuzey Amerika ülkelerinde de ağır bir solunum yolu enfeksiyonlarından bahsediliyordu. Bu, bu salgın da “tripledemik” yani 3’lü virüs salgını olarak tanımlandı.

Bağışıklık sistemimiz virüsleri unuttu

Bugün yaşanan durum, bir solunum yolu enfeksiyonu olmakla birlikte Covid-19 gibi tek bir virüs değil, birçok virüsün bazen bir arada, çoğunlukla peş peşe görülmesiyle seyrediyor. 2020 Covid salgını sırasında ve 2022 ve 2023 sezonunda, her kış görmeye alışık olduğumuz influenza görülmedi. Çünkü 3 yıl boyunca insanlar evlerinde kapalı kaldı, dışarı çıkınca maske taktı.

Dolayısıyla insanların bu virüslere karşı bağışıklığı belirgin olarak düştü. Bu yıl da her yıl görmeye alışık olduğumuz influenza salgını yeniden ortaya çıktı. Çünkü insanlar artık bir araya gelmeye başladı, korunma önemleri azaldı. Dolayısıyla bağışıklık sistemimizin unuttuğu virüsler hızlı ve kolayca yayıldı. Şu an özellikle İstanbul ve çevre illerde çok ciddi vaka birikimi var. Hastane acillerinde enfeksiyon, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz, polikliniklerinde çok yoğun bir hasta birikimi yaşanıyor. Acil serviste kuyruklar oluşmaya başladı. Hastane yatışları çok arttı. Hatta yoğun bakımlarda bu grip ve benzeri hastalıkların akciğer enfeksiyonları komplikasyonlarıyla dolmaya başladı.

VİRÜSLER BİRBİRİNE KARIŞTI

Covid, unutulan influenza A (grip) ve pandemi döneminde kaybolan RSV virüsü birbirine karıştı. Önceki yıllarda RSV her zaman salgın yapar ama kasım, aralık gibi biterdi. O biterken de influenza başlardı. Şimdi bu 3 virüs birbirine karışmaya başladı. O nedenle insanlar, burun akıntısı, öksürük ve kırıklık şikayetlerinin tam geçmek üzereyken yeniden başladığını söylüyor. Yani bitmeyen bir enfeksiyon ve buna bağlı şikayetlerden bahsediyor. Aslında bu durumun nedeni virüslerin arka arkaya etki etmesi. Azalmış bağışıklıkla birlikte salgın boyutundaki bu tablo görülüyor.

AŞI OMİCRON’UN YENİ VARYANTINDAN KORUMUYOR

Covid-19 soğuk algınlığı gibi bu virüslerin arasındaki yerini koruyor. Görülen vakalar arasında yüzde 20 oranında Omicron varyantının bir alt grubu olan yeni bir varyant yani JN1 var ve bu çok hızlı yayılan bir varyant. . Aşı olan ya da Covid geçirenlerin de bu varyanta karşı bağışıklığı zayıf olduğu için herkeste görülüyor. Hiç geçirmemiş evinde hep kapalı kalmış ‘ben 3 sene hiç yakalanmadım’ diyen herkes şu dönem Covid geçiriyor. Hatta bunu daha sık duyacağımız söyleyebilirim.”

RİSKLİ GRUPTA OLANLAR DİKKAT!

Bu sorun toplumun her kesiminden ve her yaş grubundaki insanı etkiliyor. Özellikle daha ağır seyreden, hastaneye yatması gereken hatta yaşam kaybıyla sonuçlanan riskli gruplar var. 5 yaşın altındaki çocuklar 65 yaşın üstündekiler daha ağır geçiriyor. Bunun yanında 70 yaşın üstündekileri, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananları riskli gruplar olarak tanımlıyor ve bu kişilerin mutlaka hastane gitmelerini öneriyoruz.

BELİRTİLER AYNI AMA TEDAVİLER FARKLI

Klinik olarak ilk muayene sırasında yaşanan RSV, influenza ya da Covid olup olmadığının kesin olarak ayırt edilemiyor. Çünkü vakaların hepsinde ateş, kırıklık, vücut ağrıları, sırt ağrıları, boğaz ağrısı ve öksürük görülüyor. Öksürük çok uzun bir süre kuru ama daha sonra balgamlı hale dönebiliyor ve alıştığımız enfeksiyonlardan farklı olarak daha uzun süren bir kuru öksürük oluyor. Hastalar göğüs ağrısı, kaburga ağrıları, sırt ağrılarından yakınıyor. Belirtiler aynı olsa da enfeksiyonlarda farklı tedavi protokolleri uygulanıyor. Bu nedenle de özellikle riskli gruptaki kişilerin mutlaka tanıya göre tedavi edilmesi gerekiyor.

Hem Covid hem de influenza için tanı konulduğunda kullandığımız etkin ilaçlar var. RSV, çocuklarda özellikle de bir yaşın altındaki çocuklarda, zatürreye hatta yaşam kaybına yol açabiliyor. Çocukluk astımlarının temelinde de RSV virüsü yatıyor. Bu nedenle tanı koyarak ona göre bir tedavi düzenliyoruz. Dolayısıyla eğer çocuk ya da yaşlı kişiler enfeksiyonu ağır geçiriyorsa mutlaka hastaneye başvurması ve tanı konularak uygun tedavi görmesi çok önemli. Çünkü bu sayede hem kısa sürede iyileşmesi sağlanabilir hem de başkalarına bulaştırması önlenebilir.

Kapalı alanlarda maske takılmalı

Yaşanan bu salgından etkilenmemek için bazı önlemler almak şart. Öncelikle maske ve hijyen önlemlerine karşı dikkatimizi yoğunlaştırmalıyız. Özellikle toplu taşıma araçlarında, asansörde ve daha kalabalık yerlerde maske takmakta fayda var. Çünkü hafif belirtilerle seyreden kişiler bile birkaç metre alandaki herkese enfeksiyonu bulaştırabilir. Her ne kadar insanlar maske kullanmaktan bıkmış olsa da eğer yakın mesafede kapalı alanda bulunacaksa kesinlikle maske kullanılmasını öneriyorum. Hastanelerimizde yeniden bu uygulamaya döndük. Açık havada bir metreden daha uzun mesafe bulunacaksa maske kullanmanın çok anlamı yoktur. Bunun yanında el yıkamak çok önemli. Çünkü dokunduğumuz her yerden virüsü alma riskimiz var. Bu nedenle el hijyeni konusuna aynı bir önem verilmeli. Bir diğer önemli konu da şu kış döneminde tokalaşma belki ama özellikle risk gruplarının kimseyle sarılıp öpüşmemesi gerekir.