Ülkeyi adalet ve iyilikle yöneten iktidarlar tarihe iyi bir isimle geçer.

Her iktidarın başarıya ulaşmak için halkın yarısını değil, tamamını kucaklaması gerekir.

Görevi ehline veren, haramdan uzak duran, haksız kazançlara izin vermeyen, ekonomiyi güçlendiren bir iktidarı herkes sever.

Peki, günümüzün iktidarı böyle mi? Adaletli yönetiliyor muyuz? Herkese eşit davranılıyor mu?

Bu soruya ne yazık ki “Evet” diyemiyoruz.

Günümüzün iktidarı maalesef her vatandaşına eşit mesafede değil... Ülkeyi “Bizden olanlar” ve “Bizden olmayanlar” diye ikiye böldüler. Tarafsızlık bile onlara batıyor! “Bitaraf olan bertaraf olur” sözü bunların prensibi gibidir.

Bu durum iktidarın en büyük hatasıdır.

Adalet olmadan demokrasi, demokrasi olmadan özgürlük ve huzur, özgürlük ve huzur olmadan hiçbir şey olmaz! Sorunlar daha da büyür, iktidarı çürütür ve tabii ki bunu  hazin bir çöküş izler!

Böyle bir sürece girmiş bulunuyoruz!

★★★

Ülkemizde, içte ve dışta tehlikeler büyük...

FETÖ’nün ipliğinin pazara çıkmasından sonra, başka tarikatların devlete sızma girişimi içinde olduklarına dair haberler geliyor.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Dekanı Prof. Dr. Ali Köse’nin:

“Benim bu konudaki kanaatim 15 Temmuz’dan gerekli dersin alınmadığı ve yeterli önlemlere gidilmediği şeklindedir. Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor. Bu uyarıyı yapmak benim vazifemdir.” demesi bundandır.

★★★

Türkiye yalnız içeriden değil, dışarıdan da kuşatılmış durumda... Etrafımız ateş çemberi...

Trump’ın öfkesi, Amerika’nın kepçesi olarak, dünyayı çorba gibi karıştırıyor.

Suriye’de savaş var. Irak karışık... Ermenistan, Türkiye düşmanlarını arkasına alıp Azerbaycan’a saldırdı. Türkiye tabii ki kardeş ülkeye destek olmak zorunda...

Libya’da çatışmaların içindeyiz. Karşımızda Mısır, Rusya, Fransa ve diğerleri var...

Ege ve Akdeniz’de sorunlar artıyor. Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlar sürekli tahrik peşinde... Ege denizinde 18 Türk adasına zorbaca el koyan işgalci Yunanistan, Türkiye’ye küstahça meydan okuyor...

★★★

Türkiye’yi bugünkü çıkmaz yoldan kurtaracak olan Atatürk yoludur.

Ülkemizi iç ve dış tehlikelerden ve etrafımızı saran ateş çemberinden Atatürk’ün politikaları ile kurtarabiliriz. İktidar artık bunu anlamalı! Fakat...

Atatürk’ü karalama kampanyası her vesile ile devam ediyor. Ayasofya kararı bile, Atatürk’e saldırı için kullanıldı.

İktidar, aklını başına toplayıp Atatürk’ün açtığı uygarlık yolunu izlerse, Türkiye’yi kara bir gelecekten kurtarır.

Doğruluktan, bilimden ve Atatürk’ün (içte ve dışta) izlediği akılcı politikalardan şaşmamak gerekiyor.

TEBESSÜM


Patagonya...

Darbe ile iktidara gelen Diktatör Pinochet’in ülkesi Şili’de adamın biri çekmiş kafayı, ona buna küfretmiş, bu arada baskıcı Şili hükümetini de küfürlerinden mahrum etmemiş!

Kafası kıyak ya... Bir türlü susturamamışlar onu.

Yakalayıp karakola götürmüşler. Pos bıyıklı komiser adama sormuş:

“Sen bizim hükümete küfür ettin mi?”

“Hayır efendim, etmedim!”

“Şahitler var, duyan var, yalan söyleme!”

Adam bir süre direnmiş, bakmış ki kurtuluş yok, boynunu bükmüş:

“Evet, ettim komiser bey, küfrettim ama bizim hükümete değil.”

“Ya hangi hükümete?”

“Patagonya hükümetine.”

Komiser babacan, güngörmüş, ayağa kalkmış, gözlerini adamın gözlerine dikerek:

“Bana bak” demiş “Ben otuz yıllık komiserim, hangi hükümete küfredileceğini bilmez miyim?”

GÜNÜN SÖZÜ


İktidar hırsı, aklı ve düşünceyi yok edip insanı kör ve sağır yapar!