Science Advances dergisinde yayımlanan araştırma, yalnızca yüksek sıcaklıkların değil, yüksek nemin de sağlık üzerinde ciddi etkileri olduğunu gösteriyor. İnsan vücudu terleyerek serinlemeye çalışsa da, nemli hava buharlaşmayı yavaşlattığı için vücut ısısı dışarı atılamıyor. Bu durum ise "ısı stresi"ne yol açıyor.
Araştırmanın baş yazarı Katie McMahon, düşük sıcaklıklarda bile nemin ısı stresine neden olabileceğini belirtiyor. Gebe kadınların hormonel değişiklikler ve eklenen kilo nedeniyle bu duruma karşı daha hassas oldukları vurgulanıyor. Isı stresi, gebeliğin son dönemlerinde erken doğuma yol açarak çocukta gelişimsel sorunlar ve sağlık problemleri yaratabiliyor.
ÇOCUK GELİŞİMİNİ ETKİLİYOR
Araştırmacılar, 5 yaş altı çocukların sağlık durumunu değerlendirmek için kullanılan boy-yaş oranını inceledi. Her trimesterde hem sıcak hem nemli hava koşullarına maruz kalan çocukların, yaşıtlarına göre ortalama yüzde 13 daha kısa olduğu bulundu. Sadece yüksek sıcaklığa maruz kalanlarda ise bu oran yüzde 1’e düşüyor.
Çalışma, özellikle Güney Asya'da yaşayan hamile kadınlar üzerinde gerçekleştirildi. Araştırmaya göre, eğer sera gazı salımları bugünkü hızda devam ederse, yalnızca bu bölgede 2050 yılına kadar yaklaşık 3,5 milyon çocuk bodurluk yaşayabilir.
ETKİ ÇOK DAHA GENİŞ
McMahon, aşırı hava koşullarının yalnızca ölümlerle sınırlı bir sorun olmadığını, çok daha geniş sağlık etkileri olduğunu vurguluyor. "Aşırı hava koşulları, öldürdüğünden çok daha fazla insanı etkiliyor" diyen araştırmacı, bu etkilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor.
2023 yazında Avrupa'da gerçekleşen sıcak hava dalgalarında yaklaşık 24 bin 400 kişi hayatını kaybetti. Bilim insanlarına göre bu ölümlerin 16 bin 500’ü, insan kaynaklı küresel ısınma olmasaydı yaşanmayacaktı.
Araştırmacılar, küresel ısınma 2°C ile sınırlandırılsa bile Güney Asya’nın her yıl ölümcül sıcak hava olaylarına maruz kalacağını öngörüyor.