İBB'ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı 'Kamu kaynaklarının halk için kullanımında neredeyiz?' sorusuna yanıt aramak üzere bir araştırma gerçekleştirdi.
Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, 'Türkiye’nin israf karnesi' başlığıyla rapor olarak yayımlandı. Raporda, ekonomik kriz ağırlaşırken kamuda israfın arttığına ve kaynakların etkin kullanılmadığına dikkat çekildi.
Kur korumalı mevduat uygulamasının, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı tarafından bütçeye dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldığı hatırlatılarak "Ancak kur korumalı mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı" tespiti yapıldı.
“YATIRIM MALİYETLERİNİN KAT KAT ÜSTÜNE ÇIKIYOR”
Türkiye’nin israf karnesinde öne çıkan diğer tespitler şöyle:
- Kamu-Özel İş birliği Projeleri: Uygulamada normal bütçede görülmeyen kamu özel iş birliği uygulamalarına yapılan harcamalar gizleniyor. Sayıştay ve Dünya Bankası verileri araştırılınca garanti ödeme tutarlarının yatırım maliyetlerinin kat kat üstünde olduğu görülüyor. Örneğin Kuzey Marmara Projesi'nin Kınalı-Odayeri kesimi yatırım tutarının 1 milyar 40 milyon dolar olmasına rağmen garanti tutarı yatırım tutarının 2.4 katına ulaşıp 2.5 milyar dolar oldu.
- Kamu yönetiminde liyakat esasının göz ardı edilmesi, istisnai kadro uygulamaları, sınavsız atamalarla ehliyetsiz kişilerin üst düzey görevlere getirilmesi hem hizmet kalitesini düşürmekte hem de maliyeti artırmaktadır. 19 yıldır bu konuda hiçbir iyileştirici adım atılmamış ve bu uygulamalar yaygınlaşarak mevcut yönetim anlayışı için bir ekol haline gelmiştir.
“TASARRUF KAMUDAN DEĞİL VATANDAŞTAN BEKLENİYOR”
- Ekonomik kriz koşullarında vatandaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamu tasarruf etmemektedir. Merkezi yönetim baskı ve cilt giderleri, büro mefruşat alımları, lojman kiralama giderleri, taşıt bakım ve onarım giderleri ve ilan giderleri gibi harcama kalemlerinde de ciddi artışlar yaşanmaktadır.
- Halkımız zor koşullarda yaşarken merkezi yönetimin kendisinden başlayarak israfla mücadele etmesi, kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanması beklenir. Rapor; tam aksi bir tabloyu bizlere gösteriyor.