Gizemli bir tarih olan 13. Cuma, birçok kişi için uğursuzluk ve kötü olayların sembolü fakat bu korkunun arkasında yüzyıllardır anlatılan mitler, tarihsel olaylar ve dini inanışlar yatıyor. Peki 13. Cuma gerçekten neden kötü anılıyor?

BİR İSKANDİNAV EFSANESİYLE BAŞLADI

13 rakamının uğursuz sayılmasının kökenlerinden biri, eski İskandinav mitolojisine dayanıyor. Tanrıların evi Valhalla’da verilen bir akşam yemeğinde 12 tanrı huzurla yemek yerken, düzenbaz tanrı Loki davetsiz olarak gelerek 13. kişi olur. Loki’nin ihanetiyle sevgi tanrısı Balder ölür. Bu olay, 13’ün dengeyi bozan sayı olarak görülmesine neden olur.

Hristiyan inancında da 13 sayısı sıkıntılı bir yere sahiptir. İsa’nın Son Akşam Yemeği’nde 13 kişi bulunuyordu ve 13. kişi olan Yahuda, ona ihanet etti. Bu olayın ardından cuma günü çarmıha gerilen İsa, 13. Cuma efsanesinin dini temelini oluşturdu.

TARİHSEL FELAKETLER BATILA GÜÇ KATTI

Cuma korkusu sadece inançlarla sınırlı değil. 13 Ekim 1307 Cuma günü, Fransa Kralı IV. Philip, Tapınak Şövalyeleri’ni topluca tutuklatmış ve birçok üyesini işkenceyle öldürtmüştü. Bu tarih, ortaçağdan bu yana “kara cuma” olarak anılır oldu.

Modern tarihte de bu güne denk gelen dikkat çekici felaketler oldu:

– 1940: Luftwaffe, Londra'da Buckingham Sarayı’nı bombaladı.
– 1972: Şili Hava Kuvvetleri’ne ait uçak And Dağları’nda kayboldu.
– 2012: Costa Concordia gemi faciasında 30 kişi öldü.

HER KÜLTÜR İÇİN UĞURSUZ DEĞİL

Ancak 13 her kültürde kötü sayılmıyor. Çin kültüründe 13 sayısı “garantili büyüme” anlamına gelebiliyor. İtalyanlar için 17 uğursuz, 13 ise uğurlu sayılıyor. Yahudi mistisizmi ve Hinduizm gibi inanç sistemlerinde de 13 bazen kutsal kabul ediliyor.

UĞURSUZ MU, YOKSA YANLIŞ ANLAŞILMIŞ BİR RAKAM MI?

Psikolojide “triskaidekafobi” olarak bilinen 13 korkusu, batının kültürel kalıtında derin izler bırakmış olsa da, bu inanç her toplumda karşılık bulmuyor. Bugün bile birçok otel ve binada 13. kat atlanıyor, uçaklarda 13 numaralı koltuk bulunmuyor. Ancak 13'ün uğursuzluğu, evrensel bir gerçek değil; büyük ölçüde kültürel şartlanmalarla ilgili. Bu nedenle bazı uzmanlar, bu batıl inancı daha geniş bir perspektiften değerlendirmeyi öneriyor.