Hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aletlerin başında gelen telefon, yıllar içerisinde kendine özgü bir dil ortaya çıkmasına neden oldu. 

Dünyanın birçok farklı ülkesinde insanlar, telefonu 'alo' ifadesine benzer bir ses ile açmakta. Bu kelimenin telefonun mucidi Graham Bell’in sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo’nun isminin kısaltması olduğuna yönelik iddia ise gerçeği yansıtmamakta. Nereden geldiği tam olarak bilinmeyen bu ifade, görgü kuralları uzmanlarına göre bir telefon görüşmesinde kullanılmamalı. 

TELEFONLA NASIL KONUŞMALISINIZ?

Elbette her kültürün farklı öğeleri bulunuyor olsa da, kibar bir telefon görüşmesi için telefonu açılış sözcükleri 'merhaba, günaydın ya da buyurun dinliyorum' olmalıdır. Daha sonrasında konuşmayı sürdüreceğiniz kişi ile olan durumunuzu tartmalı ve iletişimin rahat olup olmadığına karar vermelisiniz. 

Bir konuşmayı bitireceğiniz sırada karşınızdaki insana veda ettiğinizden ve onun da son sözlerini kullandığından emin olun. Ayrıca telefonu her zaman arayan tarafın kapatması gerektiğini unutmayın. Aramayı yapan kişi siz değilseniz, telefonu kapatmak birçok ülkede kabalık olarak değerlendirilir. 

ALO İFADESİ NEREDEN GELİYOR?

Hakkında birçok tartışma bulunmaya devam etse de, dünyada kabul edilen görüş, 'alo' ifadesinin Fransızca'da bir selamlama çeşidi olan 'Allo'dan geldiği yönünde. Bu sözcük Türkçeye 1909’da Posta Nezareti’nin telefonun dahliyle Posta Telefon ve Telgraf Nezareti’ne dönüşmesi ve bir selamlama sözcüğü ihtiyacıyla girdi.

Telefonun icadını takip eden yıllarda ise, selamlama sözcükleri hususunda bir tür rekabet söz konusuydu. Graham Bell, İngilizce bir ünlem olan “Ahoy!”un kullanılmasında ısrarcıyken Thomas Edison, Orta Çağ diyalektinde bir selamlama sözcüğü olan ve günümüzde de kullanılan “Hail!”in tahrif edilmiş bir biçimi olan “Hello!”dan yanaydı.