Anadolu'da Kars'tan Sivas'a, Gümüşhane'den Uşak'a kadar pek çok köyde üreticiler, yeni dikilen fidanların gövdesine yün sarıyor. Bu gelenek aslında Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan gibi Orta Asya ülkelerinde sıklıkla uygulanıyor. Koyun yetiştiriciliğin yaygın olduğu bu bölgelerde tarımsal hayatın sıradan bir parçası gibi.

Uzmanlara göre yünün fidanlara sağladığı koruma oldukça ciddi bir boyutta. Yumuşak ve lifli yapı, kemirgen ve böceklerin fidana yaklaşmasını engelliyor. Ayrıca yün, doğal bir yalıtım görevi görerek fidanı ani sıcaklık değişimlerinden koruyor. Çiftçiler, zararlıların özellikle fidanın kök üstünden zarar verdiğini belirterek yünün bu bölgeye yoğun şekilde sarılmasını tavsiye ediyor.

KÖKENİ ESKİ TÜRK İNANÇLARINA DAYANIYOR

Fakat uygulamanın sadece tarımsal bir yönü yok. Eski Türk inançlarında yünün kötü enerjiyi uzak tuttuğuna ve fidana "güç verdiğine" inanılıyor. Altay ve Tuva gibi Şaman kültürünün izlerini taşıyan bölgelerde bu yöntem hala bir ritüel olarak uygulanıyor. Yün, yeni yaşamın korunması ve kötü ruhların uzaklaştırılması için güçlü bir sembol olarak görülüyor.

MODERN TARIMDA DA KULLANILMAYA BAŞLANDI

Bu gelenek sadece günümüzde köy hayatıyla sınırlı değil.  Organik tarım yapan bazı modern üreticiler de yünü doğal malç olarak yeniden keşfederek fidelerde kimyasal kullanmadan koruma sağladığını belirtiyor. Yünün toprağın nemini koruması ve kök bölgesini ısıtması, bu yöntemi ekolojik tarım çevrelerinde yeniden popüler hale getirdi. 

Hem tarımsal hem kültürel açıdan dikkat çeken bu yöntem, yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan nadir geleneklerden biri olarak varlığını sürdürüyor. Anadolu’nun köylerinde ve Orta Asya bozkırlarında fideye sarılan bir tutam yün, hem toprağın bilgeliğini hem de eski bir inancın izlerini taşımaya devam ediyor.