Kaynatma işlemi suyun içindeki bakteri ve parazitleri etkisiz hale getiriyor. Asıl risk ise kaynatma sonrasında başlıyor. Uzmanların aktardığına göre, kaynatma sırasında yok olan mikroorganizmalar suda organik kalıntılara dönüşüyor. Bu kalıntılar, su bekledikçe havadan ve çevreden gelen yeni bakteriler için uygun bir ortam oluşturabiliyor. Özellikle ağzı açık bırakılan kaplar, yeniden kirlenme riskini artırıyor.

AÇIKTA BEKLEYEN SUDA YENİDEN BAKTERİ OLUŞABİLİR

Kaynatılıp soğutulan su birkaç saat boyunca açıkta kaldığında, çevredeki yüzeylerden ve havadan mikroorganizmaların suya karışması mümkün hale geliyor. Uzmanlar, gece boyunca bekleyen suyun bu nedenle taze olmadığını ve içilmesinin önerilmediğini belirtiyor.

FİLTRELENMİŞ SU DA AYNI TEHLİKEYİ TAŞIYOR

Suyun filtrelenmiş olması da bekletme sorununu ortadan kaldırmıyor. Filtrelenmiş suyun da açık bir kapta saatlerce beklemesi durumunda içilmemesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca filtrelerin düzenli olarak değiştirilmemesi halinde, su kalitesinin daha hızlı bozulabileceği uyarısı yapılıyor.

TADIN DEĞİŞMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Bazı kişiler beklemiş suyun tadında farklılık olduğunu fark ediyor. Bu durum genellikle suyun havadaki karbondioksiti emmesinden kaynaklanıyor. Tek başına ciddi bir sağlık riski oluşturmasa da, suyun uzun süre çevreyle temas ettiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

KAYNATILMIŞ SU NASIL SAKLANMALI?

Uzmanlar, kaynatılmış suyun güvenli şekilde tüketilebilmesi için bazı temel kurallara dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Buna göre suyun bir gün içinde tüketilmesi, gece boyunca açıkta bırakılmaması, eski suya taze su eklenmemesi ve temiz, tercihen cam kaplarda ağzı kapalı şekilde saklanması öneriliyor.