Deneyde kedilere, bakıcılarının koltuk altı, kulak arkası ve ayak parmakları arasından alınmış pamuklu çubuk örnekleri ile hiç tanımadıkları bir insanın aynı bölgelerden alınmış örnekleri sunuldu; kontrol için boş bir tüp de kullanıldı. Kediler, bakıcılarına ait kokuyu hızlıca tanıyıp kısa süre kokladı; yabancı kokuları ise daha uzun süre inceleyerek ayrıntılı bilgi toplamaya çalıştı.
Bu davranış, kedilerin sosyal çevrelerindeki bireyleri kokuyla belirleme stratejisine uyuyor. Araştırmacılar, “kısa süreli koklama”nın tanıdıklığa işaret ettiğini, uzun süreli koklamanın ise bilgi toplama ihtiyacını gösterdiğini söylüyor. Benzer kalıplar daha önce yavru kedilerin annelerinden, yetişkin kedilerin de grup dışındaki bireylerden gelen kokuları daha uzun süre incelemesinde görülmüştü.
Çalışma aynı zamanda ilginç bir “burun lateralizasyonu” bulgusuna ulaştı: Kediler tanıdık kokuları sol burun deliğiyle, yeni kokuları sağ burun deliğiyle koklamaya eğilimliydi. Tanımadıkları kokulara alıştıklarında ise sağdan sola geçiş yaptılar. Bu, köpeklerde de gözlenen ve beynin sağ yarım küresinin yeni bilgiyi, sol yarım küresinin ise alışılmış uyaranları işlediğini düşündüren bir model.
Kedilerin kokuya dayalı iletişimi yalnızca tanıma değil, grup bütünlüğünü koruma ve stres azaltma gibi işlevler de görüyor. Uzun bir tatilden döndüğünüzde kediniz size mesafeli davranıyorsa sebep muhtemelen “yabancı” kokmanızdır; evde kullandığınız ürünlerle duş almak ve günlük kıyafetlerinizi giymek eski düzeninize hızla dönmenize yardımcı olabilir.
Araştırma, kedilerin “ilgisiz” olduğu algısını bir kez daha çürütüyor. Yabancı bir şahsı uzun süre koklayan kediniz aslında o kişiye ilgi duymuyor; sizi zaten tanıdığı için ekstra çabaya gerek görmüyor ve sizin kokunuz ona “evde olduğunu” hatırlatıyor.