Tanzimat döneminde yaşamış, Türk milliyetçiliğinin öncülerinden, Genç Osmanlı Hareketi mensubu, gazeteci, devlet adamı, ünlü yazar ve şair Namık Kemal’in Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine bağlı Bolayır köyündeki mezarının bakımsızlığı, ünlü şair ve devlet adamını yad etmeye gelenleri isyan ettirdi.

Çünkü Namık Kemal’in mezarı, kuru otlarla bürünmüş, bakımsız, harabe bir haldeydi. Namık Kemal’e ve Türk milletinin hatırasına yakışmayacak bu virane haldeki mezarı görüntüleyen ve aynı adı taşıyan Namık Kemal Avşar isimli Adanalı vatandaş bir video çekerek bunu bana ulaştırdı.

Namık Kemal Avşar videosunda çok sevdiği ve şükranla andığı Namık Kemal’in mezarını ziyaret etmek, aziz hatırası önünde bir saygı duruşunda bulunmak istediğini belirterek şunları söyledi:

"Ben Namık Kemal’in mezarının hep Bolayır’da olduğunu duyardım ve kendisinin mezarını bir ziyaret etmek istedim. Çünkü Namık Kemal büyük bir vatansever, devlet adamı, şair ve gazetecidir. Türk aydınlanmasının öncülerindendir. Kendisi Mustafa Kemal dahil birçok vatansevere öncülük etmiş, ilham vermiştir. Bu nedenle ben Namık Kemal’in mezarının en azından kendisine yakışacak biçimde olduğunu düşünmüştüm. Ancak buraya geldiğimde hayal kırıklığına uğradım. Çektiğim video ve fotoğraflardan da görüleceği gibi mezarının çevresini kuru otlar bürümüştü. Büyük şairin hatırasına yakışır bir mezar düzenlemesi yoktu. Bu duruma çok ama çok üzüldüm. Bir millet geçmişine karşı bu kadar duyarsızlık ve vefasızlık içinde olamaz. Bu insanlar bizim için hayatlarını feda ettiler. Namık Kemal her ne kadar mezarı Bolayırlı olsa da Tekirdağlı olduğu için konu Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nin de sorumluluk alanındadır diye düşünüyorum.

Hem Gelibolu hem de Tekirdağ Belediyesi'nin bu bakımsızlıktan sorumlu olduğunu düşünüyorum. Bu iki belediyede bir an önce büyük şairimizin mezarını yakışır biçimde yaptırmak için kolları sıvamalı. Eğer kendileri yaptırmayacaklarsa ben kendi cebimdem bunu yaptırmaya talibim. Bu büyük insanını hatırasının böyle boynu bükük kalmasına bir Türk evladı olarak müsaade edemem."

Evet, Adanalı sayın Namık Kemal Avşar’ın sözleri haksız değil. Yazdıklarının tümüne katılıyorum. Burada hem Gelibolu Belediyesine hem de Tekirdağ Belediyesi'ne sorumluluk düşüyor. Belediye yetkilileri bir an önce bu büyük şairimizin mezarını hak ettiği biçimde düzenlemeli, yön tabelaları koyarak insanların buraya gelmelerini teşvik etmelidir. Unutmayalım ki, geçmişine saygı göstermeyen bir ulusun geleceği olamaz! Haydi belediyeler görev başına!...

Namık Kemal kimdir? Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal 1840 yılında Tekirdağ’da dünyaya geldi. 18 yaşına kadar dedesi Abdüllâtif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde yaşadı. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşında geldiği İstanbul'daki Bâb-ı Âli Tercüme Odasında kâtip olarak çalışmaya başladı.

Osmanlı devletinde o güne dek duyulmamış “yurtseverlik”, “özgürlük”, “ulus” gibi kavramlara yazılarında yer veren Namık Kemal Türk düşünce hayatına ve edebiyatına soktuğu bu kavramlar çerçevesinde “Tasvir-i Efkâr” gazetesinde hükûmeti eleştiren yazılar yazdığı için tutuklanmak istenildiğini öğrenince Paris’e kaçtı.

Genç Osmanlılar hareketine katılan Namık Kemal ardından Londra’ya geçti, “Muhbir” gazetesinde yazmaya başladı. Ardından ve “Hürriyet” isimli bir gazete çıkardı. Dönemin Zaptiye Nazırı Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü. “İbret” gazetesinde yazdığı yazı nedeniyle İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı.

Orada yazmaya başladığı “Vatan Yahut Silistre” oyunu, İstanbul’da Gedikpaşa Tiyatrosunda sahnelendiğinde izleyicileri ayaklandıran olaylara neden oldu. Oyunu yasaklandı. İstanbul’a dönüp “İbret” gazetesinde yaşananları kaleme alınca gazeteyi çıkaran arkadaşlarıyla birlikte Magosa'ya sürüldü.

I. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü. Şûra-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-i Esasi'yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II. Abdülhamid'in Meclis-i Mebusan'ı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra mutasarrıf olarak Midilli, Rodos, Sakız adalarına gönderildi ve sürgünde öldü.

Romanları, tiyatro eserleri, şiirleri, eleştiri ve tarihi kitapları bulanan Namık Kemal, özellikle “İntibah” ve “Cezmi” isimli romanları, “Vatan yahut Silistre” isimli tiyatro oyunu ve çok sayıda tarih kitabı ile tanınır.