Manipülatif insanlar, tartışmalar sırasında normal gibi görünen ama aslında istismar içeren bazı taktikler kullanabilirler. Bu taktikler, genellikle kurbanlarını kontrol altında tutmak, suçluluk hissettirmek ve onları duygusal olarak manipüle etmek için tasarlanmıştır. Başlangıçta masum görünen bu davranışlar, zamanla duygusal ve psikolojik zararlar verebilir. İşte manipülatif kişilerin tartışmalarda kullandığı ve çoğu zaman fark edilmeyen altı yaygın taktik....
Gaslighting, bir kişinin kendi akıl sağlığını sorgulamasına yol açmaya çalışan manipülasyon tekniklerinden biridir. Terim, 1944'te filme uyarlanan Gaslight adlı oyundan türetilmiştir. Bu oyunda bir kadının kocası, kadını manipüle ederek onu deli olduğuna inandırmış ve böylece servetini çalmıştır.
Mağdurlarda kafa karışıklığına yol açıyor
Tartışmalarda manipülatif kişiler, suçluluk ve dikkati kendi eylemlerinden saptırmak, yaşananları inkar etmek veya olaylarla ilgili hatırladıklarınızı sorgulamak için gaslighting tekniğini kullanır. Bu şekilde, karşı tarafın kendi versiyonunu kabul etmesini sağlamaya çalışırlar. Gaslighting, o kadar etkili bir taktiktir ki, mağdurlarda kafa karışıklığı ve düşük benlik saygısı gibi duygulara yol açabilir. Bu manipülasyon, kişinin kendi algısını sorgulamasına neden olarak, duygusal olarak zayıflamasına sebep olabilir.
Kurbanlarını suçlu hissettirmeye çalışırlar
Psikolog ve psikoterapist Rosario Linares'in açıklamalarına göre, "suçluluk duygusu, davranışın arkasındaki güçlü bir itici güçtür, bu yüzden manipülatörler genellikle kurbanlarını suçlu hissettirmeye çalışırlar." Manipülatörler bunu, dikkatleri konudan uzaklaştırarak ve avantaj elde etmek için kurbanlarının hatalarını gündeme getirerek yaparlar. Böylece, diğer kişi yaşananlardan kendini suçlu hisseder. Bu tür manipülasyon durumlarında, kişi genellikle sizi endişelendiren meseleleri tartışmak yerine, geçmiş eylemlerini savunmaya veya haklı çıkarmaya çalışır.
Kasıtlı olarak öfkelendirir
Psikolog Andrea Serrant’a göre, tepkisel istismar, "kurbanın ruhundaki belirli düğmelere basmak, böylece narsisistik kişinin manipülasyon ve kışkırtma oyununa düşmek" olarak tanımlanır. Bu, mağdurun kasıtlı olarak öfke gibi olumsuz tepkiler vermesi için kışkırtılmasıdır. İngilizce’de "baiting" olarak bilinen bu davranış, "yem koymak" olarak çevrilebilir. Manipülatör, tekrarlanan ve örtülü saldırılarla kurbanı kışkırtarak, onların tepkilerini bir araç olarak kullanır.
Kelimelere yanlış yorum yükler
RAE'ye göre, yanlış tanıtmak, "kelimelere veya olaylara zorla veya yanlış bir yorum yapmaktır." Manipülatif bir kişi, bu anlamı kullanarak sözlerimizi değiştirir, onları farklı bir anlama büründürür ve manipülatörün kendi hikayesine daha uygun hale getirebilir. Bu tür kişiler, söylediklerimizi alıp değiştirme ve onları bize karşı kullanma konusunda uzmandırlar. Sonuç olarak, kendi bakış açınızı sorgulamanıza, şüphe duymanıza ve kafa karışıklığına yol açabilir. Çünkü duyduğunuz şey, söylediklerinizin tam karşılığıdır, ancak aynı zamanda değildir.
Görmezden gelir
Psikoterapist Lara Borrell, sessiz tedaviyi, psikolojik istismarın en ince araçlarından biri olarak tanımlamaktadır. Borrell, bu davranışın, mağduru görmezden gelmeyi amaçlayan bir dizi eylemle karakterize olduğunu ve kişinin kendisini suçlu, reddedilmiş veya endişeli hissettirmek için tasarlandığını belirtmektedir. Mesajlara yanıt vermemek, göz teması kurmamak ya da tartışmaların ardından sevgi reddi gibi davranışlar, sessiz tedavinin örneklerindendir ve duygusal istismarın açık bir işareti olarak kabul edilir.
Duygusal santaj yaratır
Duygusal şantaj, Dr. Susan Forward’ın 1997 yılında yayımlanan Duygusal Şantaj: İnsanlar Sizi Manipüle Etmek İçin Korku, Yükümlülük ve Suçluluk Kullandığında adlı kitabında tanımladığı önemli bir kavramdır. Bu manipülasyon türü, bir kişinin istediğini elde etmek için sevgi, sempati ya da korku gibi duyguları kullanmasını içerir ve güçlü, zararlı bir etki yaratır. Duygusal şantajın günlük dilde ve görünüşte zararsız ifadelerle nasıl kullanıldığını gösteren örnekler arasında şunlar yer alır: "Beni sevseydin, yapardın...", "Senin için yaptığım onca şeyden sonra bunu bana nasıl yaparsın?", "Senden istediğimi yapmazsan, bana ne olacağını kim bilebilir?" veya "Bunu benim için yaparsan, seni...". Bu tür ifadeler, kişinin kendisini suçlu hissetmesine veya talepleri yerine getirmek zorunda olduğunu düşünmesine yol açar, bu da duygusal olarak kapana kısılmış, tehdit altında veya güçsüz hissetmesine neden olabilir.