Muğla’da vatandaşlar meydanlara indi. Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen “Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü- Geleceğe yürüyoruz” eyleminde Akyol pazaryerinden adliye binasına kadar yürüyüş gerçekleştirildi. Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri'nden Haluk Özsoy adliye binası önünde açıklama yaptı.

Eyleme katılanlar, “Yoksulluğa karşı yürüyoruz”, “Adalet istiyoruz”, “Laiklik için yürüyoruz”, “Can Atalay’a özgürlük”, “Gezi direnişi tarihimizin yüz akıdır”, “Geleceğimiz için yürüyoruz”, “Demokratik üniversite için yürüyoruz”, “Barış ve kardeşlik için yürüyoruz”, “Yetti gariiiii” ve daha çeşitli sloganların yazıldığı pankartlar taşındı.

"ARTIK MEŞRU DEĞİLSİNİZ"

Özsoy, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

* Her yurttaşın hakkı olan eşit, adil, demokratik ve özgür bir yaşamı kurmak için yola çıktıklarını belirten Haluk Özsoy, “Toplum sözleşmemizi ihlal ettiniz. Bağımsızlığımızın bir kısmından hukukun üstünlüğü güvencesiyle vazgeçiş akdimize ihanet ettiniz. Artık meşru değilsiniz. Seçilmiş iktidar olarak yasal olabilirsiniz ama siyasi, ekonomik, ekolojik, toplumsal çoklu krizin nedeni olarak gayrı meşrusunuz.

* 31. Asliye hukuk Mahkemesi’nin, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve merkez konseyi üyelerini görevden alma kararının halkta bir karşılığı yoktur, kabul etmiyoruz. Unutulmamalıdır ki eşitlik yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, adalet yoksa, sağlık yoksa mücadele haktır. 

"MÜCADELE, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ'NİN ADIDIR"

* Kimsenin bir darbe yasasıyla, darbe yargısıyla TTB’nin başına kullanışlı kuklaları yerleştirip mücadeleden düşürme hakkı ve şansı yoktur. Emre amade yargı kararlarını kullanarak demokratik yapılara yönelttiğiniz darbe girişimlerinizle gayrı meşrusunuz. Kayyyumlar atayarak seçilmiş -başta eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere HDP milletvekillerini, belediye başkan ve meclis üyelerini düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehine tutarak milyonlarca insanın en temel anayasal hakkı olan, seçme ve seçilme hakkını yok saydığınız için gayri meşrusunuz.

* Daha iyi bir yaşam umuduyla sendikal mücadele verdikleri için işten atılan, fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda yoksun güvenlik nedeni ile katledilen emekçilerin haklarını savunan -başta Selçuk Kozağaçlı olmak üzere- ÇHD'li avukatları düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz.

"CAN ATALAY'I ANAYASAYI ÇİĞNEYEREK REHİN TUTUYORSUNUZ"

* Yaşam alanlarını savunmak isteyen yüz binlerin sahip çıktığı gezi direnişini yasadışı göstererek geziyi savunan, her biri birbirinden değerli yaşam savunucularını düzmece mahkeme ve delillerle, anayasayı da çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz. Gezi direnişinin ve ezilenlerin avukatı TİP milletvekili Can Atalay'ı milletvekili olarak seçilmesine rağmen anayasayı çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayri meşrusunuz.

* Askeri vesayeti yok edeceğim diyerek ordu içinde size biat etmeyenleri, o zamanki ortağınızla birlikte düzmece mahkemelerde düzmece delillerle mahkum ettiğiniz, önceden planlı darbe düzenlemelerini bahane ederek yüz binlerce insanı işinden, aşından, özgürlüğünden yasadışı biçimde yargısız mahkum ettiğiniz için gayrı meşrusunuz. Bugün meydanlarda/sokaklarda olan, emekten, özgürlükten, demokrasiden, Adaletten Yana olan bizler: En temel insan hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesini kabul etmiyoruz.

* Bir avuç sermaye sahibi yandaşla ilişkiler içinde,  ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını rahatça talan edebilmek uğruna, emrindeki bürokrasi ve kolluk güçlerine ilaveten yasaları ve hukuku hiçe sayarak yargı güçlerinin işini, toprağını, suyunu, ormanını, şehrini korumak isteyenlere karşı silah gibi kullanılmasına seyirci kalmayacağız.

"YOKSUNLUK VE YOKSULLUKTAN İNTİHARLARA SESSİZ KALMAYACAĞIZ"

* Üniversite gençlerinin yoksunluk ve yoksulluktan intihar etmelerine, evine bir lokma ekmek götürebilmek için iş arayan, asgari ücretle çalışıp yaşam mücadelesi veren emekçilerin, ürünü para etmeyen, her geçen gün yoksullaşan köylülerin, emeklilerin bu durumuna sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin en büyük zenginliği olan farklı dil, din, inanç sahibi insanların on yıllardır yok sayılmalarını, baskı ve zulüm ile asimile edilmeye çalışılmalarını, katledilmelerini ve buna yol açan tekçi anlayışı reddediyoruz.

* Din kisvesi altında bize biat ve şükür kültürü dayatan anlayışı kabul etmiyoruz. Yargı organları içine yerleştirdiğiniz, hukukun temel ilkelerini dahi hiçe sayan kuklalarınız aracılığı ile yargı organlarını karşı karşıya getirip buradan fırsat çıkartarak bireysel haklarımızın tamamen yok edildiği bir anayasa girişimine izin vermeyeceğiz.