Breaking The Attachment: How To Overcome Codependency in Your Relationship adlı kitabında, kelimelerin iyileştirici ve zarar verici gücünü anlatmıştı. Bugün ise, narsisistlerin ilişkiye daha sıkı bağlamak için kullandığı yedi manipülatif ifadeye dikkat çekiliyor.

Hiç kimse seni benim kadar sevemeyecek

Bazı ifadeler, nasıl söylendiklerine bağlı olarak romantik bir etki yaratabilir. İlk bakışta, birinin bağınızın benzersiz ve özel olduğunu söylemesi büyük bir aşk ilanı gibi görünebilir. Ancak, bu cümle bir narsisistin ağzından çıktığında, aslında sizi başkalarının asla tam olarak anlayamayacağı veya değerlendiremeyeceği mesajını taşır.

Bu tür ifadeler, korku tohumları ekleyerek sizi toksik bir döngüye sokabilir: "Ya haklılarsa? Ya bir daha asla beni bu kadar önemseyen birini bulamazsam?" Bu endişe, ilişkinin yanlış gittiğini fark ettikten çok sonra bile sizi bu dinamiğe bağlı tutabilir.

Sağlıklı ilişkilerde, aşk asla üçüncü bir tarafın onayı ya da ültimatomla şekillenmez. Gerçek bir ortaklık, her iki tarafın da birbirine değer kattığını kabul eder ve başkaları tarafından da sevilmeye hakkınız olduğunu savunur. Ancak bir narsisist için bu tür ifadeler kontrol etmekle ilgilidir. Sizi duygusal olarak bağımlı hale getirerek, ayrılma kararlılığınızı sorgulatmayı amaçlar.

Böyle davranmamın tek sebebi seni çok sevmem

Narsisistlerin kullandığı bu tür ifadeler, özellikle sinsi bir etkiye sahiptir çünkü manipülatif ya da incitici davranışları bir bağlılık göstergesi gibi sunar. Bir narsisist, size nasıl davrandıklarını sorguladığınızda, genellikle konuyu tersine çevirir: "Bunu önemsediğim için yapıyorum" diyerek durumu savunurlar.

Bu yaklaşım, sizin eylemleri yanlış yorumlayıp yorumlamadığınızı sorgulamanıza neden olabilir. Hatta ilk başta üzüldüğünüz için suçluluk ya da nankörlük hissedebilirsiniz. Uzmanlar, Psychology Today'de, narsisistlerin müdahaleci veya kontrolcü davranışlarını meşrulaştırmak için sevgi ve ilgiyi çarpıttığını vurguluyor.

Eğer birinin davranışları sürekli olarak sizi kötü hissettiriyor veya kafanızı karıştırıyorsa, hiçbir "Seni seviyorum" ifadesi, kafanızdaki alarm ziline kulak tıkamanıza neden olmamalıdır.

Sensiz yaşayamayacağımı biliyorsun

Bu tür ifadeler ilk bakışta hoş ve romantik gelebilir, ancak aslında güçlü bir duygusal şantaj biçimidir. Bu sözler, korku ve yükümlülük duygularını kullanarak, ayrılmanızın ya da karşı çıkmanızın felaketle sonuçlanacağı mesajını verir. Bu baskı altında, suçluluk hissi nedeniyle ilişkide kalmaya devam edebilirsiniz.

Bazı danışanlarım, partnerlerinin bu ifadeyi sıkça kullanması nedeniyle kapana kısılmış hissettiklerini belirtiyor. Ayrılığın telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağı ya da partnerlerini kendi kendine zarar vermeye yönlendireceği korkusu taşıyorlardı.

Ancak unutulmamalıdır ki, başka bir yetişkinin duygusal iyiliğinden sorumlu değilsiniz. Gerçek aşk, bir kişinin tüm varlığını bir başkasına bağlamaktan çok, büyümeyi ve bağımsızlığı destekler.

Seni kendinden daha iyi tanıyorum

Birisi, sizin zihniniz hakkında benzersiz içgörülere sahip olduğunu iddia ettiğinde, bu son derece kafa karıştırıcı olabilir. Bu tür bir ifade, aslında gaslighting’in bir belirtisidir. Kendi duygularınızı veya motivasyonlarınızı anlayamadığınızı ima ederek, öz güveninizi sarsar.

Zamanla, olayların sadece onların versiyonuna ve ruh halinize dair sundukları açıklamalara güvenmeye başlayabilirsiniz, çünkü belki de gerçekten kaçırdığınız bir şey görüyorsunuzdur. Ancak aslında, şüphe tohumları ekiyor ve duygusal gerçeklik kontrolleri için onlara güvenmenizi sağlıyorlar.

Sağlıklı bir ilişkide, partnerinizin beğenileriniz, beğenmedikleriniz, tuhaflıklarınız ve tetikleyicileriniz hakkında farkındalığa sahip olması normaldir. Ancak, bu bilgiyi sesinizi bastırmak için kullanmazlar. Örneğin, "Üzgün olduğunu hissediyorum, sen de öyle mi hissediyorsun?" şeklinde bir empati gösterebilirler. Narsisist bir partner ise, "Aslında üzgün değilsin, bunların hepsi senin kafanın içinde." gibi ifadelerle durumu çarpıtarak size gerçekliği sorgulatır.

Senin için yaptığım her şeyden sonra, bana böyle mi davranıyorsun?

Eğer bu cümleler alarm zillerini çalıyorsa, içgüdülerinize güvenin.

Narsisistler, yaptıkları her iyilik, gösterdikleri her hoş jest ve algıladıkları her fedakarlık için bir hesap tutar ve uygun zamanı bulduklarında bunu yüzünüze vururlar.

Bu durumda, onların taleplerine uymadığınızda veya şikayette bulunmaya cesaret ettiğinizde, sizi nankör veya sadakatsiz olmakla suçlayabilirler.

Bu, aslında kendi isteklerinize karşı bir suçluluk duygusu yaratma ve sizi borçlu hissettirme amacı güden klasik bir manipülasyon yöntemidir.

Gerçek nezaket, koşullara bağlı olmadan yapılır. Eğer birisi sık sık sizin için ne kadar "yaptığını" hatırlatıyorsa, bu, ilişkilerine işlemsel bir yaklaşım sergilediklerinin bir göstergesidir.

Fazla düşünüyorsun, sadece güzel zamanlara odaklan

Son olarak, geçerli endişelerinizi aşırı düşünme olarak nitelendirip küçümseyen bir ifade var. İlk bakışta masum gibi görünse de, kim güzel anıları hatırlamak istemez ki? Ancak bu reddetme, öz saygınızı zedeleyen gerçek sorunlarla yüzleşmenizi engeller.

Birisi size sürekli olarak "sadece iyi zamanlara odaklan" dediğinde, aslında olumsuz duygularınızın ve deneyimlerinizin geçersiz olduğunu veya orantısız olduğunu ima eder.

Sağlıklı ilişkiler, zor anları kabul etmeyi gerektirir; bunları görmezden gelmek veya halı altına süpürmek yerine. Eğer sürekli olarak sorunlu davranışları çok büyütüyorsunuz deniliyorsa, bunu bir kırmızı bayrak olarak değerlendirin.

Maya Angelou'nun bir zamanlar dediği gibi, "Birisi size kim olduğunu gösterdiğinde, ona inanın." Eğer endişelerinizi sürekli olarak göz ardı ediyorlarsa, o zaman şüphelerinize daha fazla dikkat etmeniz gerektiği zaman gelmiş olabilir.