Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) yılın üçüncü ‘olağan’ toplantısını bugün yapacak. Ocak ve mart aylarında yapılan toplantılara, 20 Mart’ta bir olağanüstü toplantı eklenmişti. Temel senaryo, TCMB’nin politika faizini %42.50 seviyesinde sabit tutacağı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu operasyonu ile birlikte geçen ay üstü örtülü %46 seviyesine yükselttiği koridor stratejisini ise devam ettireceği yönünde. ‘Faizi artırmamış gibi görünmek’ uğruna örtülü faiz artışlarına gidilmemesi gerektiğini savunan ekonomistler, her durumda ekonominin yavaşlayacağına dikkat çekti.
Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, TCMB’nin önünde iki yol olduğunu belirttiği sosyal medya paylaşımında, “1) Hiçbir şey yapmamak ve ilerde daha sert tedbirler almak zorunda kalmak. 2) Politika faizini fiili faiz olan %46 civarına çekip, üst bandın esnekliğini korumak. Her durumda ekonomi yavaşlar, ama 2. seçenekte daha az yavaşlar” dedi.
‘MIŞ GİBİ GÖRÜNÜR’
İktisatçı Mahfi Eğilmez ise 19 Mart sonrası piyasalarda oluşan dalgalanmanın önüne geçmek amacıyla devreye alınan gecelik borç verme uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini savundu ve gizli faiz artırımlarının piyasa güvenini zedelediğini belirtti. Ünlü iktisatçı şunları söyledi: “Yapılacak şey; haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme yöntemine dönerek bunun faizini yüzde 46’ya çıkarmaktır. Faizi artırmamış gibi görünmek uğruna geçmişte sıkça yapıldığı gibi politika faizi bazını değiştirmek, itibar kaybı yaratmak suretiyle, enflasyonun düşeceğine olan inancın yitirilmesine yol açıyor.”
Faiz liginde liderliği kimseye bırakmıyoruz
19 Mart tarihinde patlak veren gelişmeler sonrasında TCMB’nin paranın maliyetini artırıcı yönde attığı adımlara paralel iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 48.70 seviyesine yükseldi. Türkiye bu faiz ile Mısır, Nijerya, Pakistan gibi çok sayıda ülkeyi açık ara farkla geride bıraktı. X hesabında paylaştığı grafikte ülkelerin 2 yıllık devlet tahvili getirilerini karşılaştıran EastCapital Stratejisti Emre Akçakmak, “Türkiye, düşük faiz oranı söyleminin yüksek getiri gerçekliğiyle buluştuğu yer” yorumunu yaptı. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakkı Öztürk de 10 yıllık devlet tahvili faizinin yüzde 34.8 ile son 15 yılın en yüksek seviyesine çıktığını belirtirken, “Faizleri düşürmek isterken yerli ve milli faiz artışı” dedi.