Sonbaharın gelişiyle birlikte Türkiye’nin birçok ilinde ormanlar mantar avcılarının akınına uğramaya başladı. İstanbul’dan Kastamonu’ya, Bolu’dan Antalya’ya kadar geniş bir coğrafyada sabahın ilk ışıklarıyla başlayan mantar arayışı, hava kararıncaya kadar devam ediyor. Ormanlara erken saatlerde girenler, yıllardır bildikleri bölgelerde “uzmanlık mantarlarını” bulmak için adeta bir keşif yürüyüşüne çıkıyor.
Özellikle ladin ağaçlarının gövdesinde yetişen doğal istiridye mantarı, mantar avcılarının en çok peşine düştüğü türlerden biri. Yüksek gövdelerde, çoğu zaman ulaşılması güç noktalarda çıkan bu mantar, avcıları ağaçlara tırmanmak zorunda bırakıyor. Doğal istiridye mantarı hem lezzeti hem de pazarda gördüğü yüksek talep nedeniyle son yılların en değerli orman ürünlerinden biri haline geldi.
SABAHIN ERKEN SAATLERİNDE TOPLANIYOR
Türkiye’nin mantar zenginliği yalnızca istiridye ile sınırlı değil. Kastamonu’nun Ilgaz ve Küre Dağları, ülkenin en kıymetli türlerinden biri olan Siğilci/Geyik mantarına (Amanita caesarea) ev sahipliği yapıyor. Halk arasında “imparator mantarı” olarak bilinen bu tür, doğada nadir bulunması ve yüksek lezzet kalitesi nedeniyle kilosu yüzlerce liraya alıcı buluyor. Yöre halkı için önemli bir gelir kaynağı olan bu mantar, sabahın erken saatlerinde en hızlı davrananın topladığı bir hazine niteliğinde.
YURT DIŞINA GÖNDERİLİYOR
Bolu’nun Abant ve Yedigöller bölgesi, hem çeşit hem bolluk açısından Türkiye’nin mantar üssü kabul ediliyor. Burada özellikle karnabahar mantarı ve porçini (ayı mantarı) avcıların hedefinde. Porçini, Avrupa gastronomisinde değerli bir ürün olduğu için bölgeden toplanan mantarlar kimi zaman ihracata kadar uzanıyor.

PAZARDA YÜKSEK TALEP GÖRÜYOR
Antalya, Muğla ve İzmir gibi Ege–Akdeniz hattında ise halk sonbaharla birlikte Kanlıca/Çıntar mantarı için ormana akın ediyor. Turuncu-kırmızı rengiyle bilinen Kanlıca, hem yöre sofralarında hem pazarlarda yüksek talep görüyor. Kimi köylerde bu mantarın toplandığı günler adeta küçük bir “hasat şenliği” havasında geçiyor.
Türkiye’nin doğasına özgü bir başka değerli tür olan kuzu göbeği mantarı ise özellikle Isparta, Burdur, İzmir ve Kastamonu çevresinde bulunuyor. Bahar döneminde ortaya çıkan bu mantar, uluslararası pazarda kilogramı binlerce liraya varan fiyatlarla satıldığı için bölge halkı açısından önemli bir ekonomik faaliyet durumunda.
ÖZEL EĞİTİMLİ KÖPEKLERLE ARANIYOR, DEĞERLİ BİR MADEN GİBİ
Bunun yanında, son yıllarda adını en çok duyuran mantar türlerinden biri de trüf mantarı. Toprak altında yetiştiği için özel eğitimli köpeklerle bulunabilen bu mantar, Türkiye’de Eskişehir, Denizli, Muğla ve Adana çevresinde doğal olarak çıkıyor. İtalya ve Fransa’da “siyah elmas” olarak bilinen trüf, dünya gastronomisinin en pahalı ürünlerinden biri. Bazı türlerinin kilosu 10 bin lirayı aştığı için bölgede trüf avcılığı ciddi bir gelir kapısına dönüşmüş durumda. Toplanması zor olduğu için her bulunan trüf, avcılar tarafından adeta değerli bir maden gibi korunuyor.