Rektum kanseri ülkemizde kadınlarda ve erkeklerde yaygın görülen 3. kanser türü. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu ile rektum kanserinin ameliyatsız tedavisini konuştuk. İşte sorularım ve Asoğlu’nun açıklamaları:

- Meslek yaşamınızda hedefinize ulaştınız mı?

Her insanın hayatında bir hedefi ve yol haritası olmalı. Benim kişisel hedefim kalın bağırsak kanserleri üzerine dünya biliminde söz sahibi olmaktı. İnsanların daha iyi tedavi alabilmelerini sağlayacak bilimsel gelişmelerin öncülerinden biri olabilmekti. Bu amaçla çalışmalarımı kolorektal kanser özellikle de rektum kanseri üzerine yoğunlaştırdım. Günümüze kadar 1500’den fazla rektum kanserli hastanın tedavi sürecini yönettim, bu bilgilerin sonuçlarını ve deneyimlerimi uluslararası makalelerle insanlığın yararına sundum. Sadece rektum kanseriyle ilgi yayınladığım makale sayısı basılmış 37 tanedir. Dünyada rektum kanseriyle ilgili 40’dan fazla makalesi olan bilim adamı sayısı ancak onlarcadır.

YÖNTEMİN ÖZELLİKLERİ

- Biraz da uyguladığınız yöntemden bahseder misiniz?

2002 yılından itibaren rektum kanser tedavisinde temel değişimler açık cerrahiden önce laparoskopik yönteme sonra da robotik cerrahiye doğru evrilirken, ameliyat öncesi radyoterapi ve kemoterapi tedavisi, alınan iyi yanıtlar sayesinde ameliyatsız rektum kanser tedavisini de bir seçenek halini getirdi. 2013 yılında İstanbul’da düzenlediğim bir kolorektal kanser tedavisi toplantısına davet ettiğim ve özellikle ameliyatsız rektum kanser tedavisinin temel yapı taşlarından biri Dr. Garcia Aquliar ile kişisel sohbetimde dünyada ilk defa bu yöntemi tanımlayan bilim insanı Brezilyalı kadın cerrah Angelita Habr Gamma’dır. Ancak herkesin mesafeli durduğu bu yönteme ait kişisel görüş ve deneyimlerini benimle paylaşınca çok etkilendim. Biz de radyoloji doktorumuzu, tedavi öncesi ve sonrası tümör yanıtı belirleyecek en önemli araç MR olduğu için yurtdışındaki iki önemli merkeze yolladık. 2013-2015 yılı arasında pilot çalışma yaparak ameliyatsız tedavi seçeneğini kazanmış, tedaviye tam yanıtı elde etmiş hasta grubunu yüzde 90’dan fazla başarı ile seçebildiğimizi görerek, 2015 yılında Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nin protokolünü benimseyerek uygulamaya başladım. Işın ve kemoterapi ile rektum kanserinin klinik olarak silindiği hastalarda ameliyatsız yöntemi uygulamaya başladık.

HERKESE UYGULANIR MI?

- Ameliyatsız tedavi hangi hasta profili için uygun?

Bu tedavi ışın tedavisi gereken hastaların çok büyük bir kısmı için mümkün. Amaç ışın ve ilaç tedavisiyle tümörü yok etmektir. Burada yıllar içinde anladığımız şey ışın ve ilaç tedavisi sonrası bekleme süresi idi. Benim ilk başladığımda dünya 8-10 hafta bekliyordu ve tedavi yanıtları düşüktü (yüzde10-25). Biz bu bekleme süresine hastanın ameliyattan sonra alması gereken kemoterapiyi ekleyip bekleme süresini 24-30 haftaya yükselterek çok yüksek oranda bir başarı elde ettik. Buna Total Neoadjuvan Tedavi yani ‘ameliyattan önce tüm tedavinin bitirilmesi’ denir. Bunu 2019’da Avrupa cerrahi onkoloji dergisinde ilk kez, uzun dönem sonuçlarının da bu yıl dünya cerrahi dergisinde yayınladık. Bu yıl yayınlanan bir meta analiz de Angelita Habr Gamma, Garcia Aguliar ile birlikte dünyada bunu ileriye yönelik planlayan 4 gruptan biri olduk. Ameliyat öncesi çok çeşitli tedavi protokolleri var. Biz 6 haftalık bir ışın tedavisine eklenen ağızdan alınan kemoterapi sonrası 24-30 haftalık beklenme süresinde 6-8 kür kemoterapi verilerek ile en iyi sonuçların alındığını gösteren az sayıdaki gruplardan biriyiz ve dünyadaki en uzun süreli takibi veren grubuz. Hastalarımıza üç yıl boyunca her iki ayda bir rektoskopi ve dört ayda bir MR çekerek, tüm bulguları kaydederek her seferinde önceki görüntülerle karşılaştırarak tümörün yeniden gelme olasılığına karşı (yaklaşık olarak yüzde 25) aktif takibe alıyoruz. Üç yıldan sonra tümörün geri gelme olasılığı çok azalıyor.

BİRÇOK AVANTAJI VAR

- Başarı oranı nedir?

Bizim şu an 76 hastamız var, sağ kalım sonuçları ameliyat olan hastalarımız ile aynı. Bu nedenle Uluslararası Bekle Gör İzlem Grubu’na davet edildim ve bu grubun sorumlu araştırıcılarından biri oldum. Bu grup konu ile ilgili dünyanın kriterlere uygun merkezlerinden gelen bilgileri bilgisayar ortamında toplar, değerlendirir, takip eder ve sonuçlarını yayınlayarak dünya tedavi kılavuzlarını oluştururlar. Bu grup Lancet gibi en önemli dergilerde sonuçlarını yayınladı. Buraya veri sağlayan Türkiye’den tek merkez biziz. Bugün, için tüm kılavuzlarda hastaların tedavi yönetiminin en önemli bilimsel kanıtlarından birisi buradan geliyor ve çorbada tuzumuz, emeğimiz var. Garcia Aguliar aynı protokolü faz II olarak uyguladı, bizimle bire bir aynı olan bu protokolün tüm sonuçları aynı çıktı. Amerika şimdi yaygın olarak bu yöntemi uyguluyor. 10 yıl önce başlattığımız bu tedavi yöntemine ülkemde oldukça karşı çıkılmıştı, şimdi ülkemizde de giderek artan bir oranda uygulanmasından dolayı mutluyum, buna öncülük etmekten, uluslararası algoritmaların belirlenmesinde katkımızın olmasından dolayı gururluyum.

- Peki ne gibi avantajları var?

Ameliyatsız tedavide amacımız organı koruyabilmektir. Böylelikle hastaları kalıcı torbadan kurtarıp, normal dışkılıma ve cinsel fonksiyonlarını koruyoruz. Bu sayede hastaların cinsel ve dışkılama fonksiyonları mükemmel şekilde devam eder.