Geleneksel bir tat olan akide şekeri sadece bir tatlı değil aynı zamanda tarih boyunca bağlılık ve sadakatin sembolü olmuş bir kültürel mirastır. Osmanlı İmparatorluğu’nun mutfak kültüründe önemli bir yere sahip bu şeker geçmişin izlerini bugünlere taşır. Akide şekerinin hikayesi, özellikle Eminönü'nde başlayarak Osmanlı sarayına uzanan, zamanla Türkiye’den tüm dünyaya yayılan bir lezzet yolculuğudur.

OSMANLI'DA SADAKATİN SİMGESİYDİ

Akide şekeri, Osmanlı İmparatorluğu döneminde halkın devlete olan bağlılığını ve sadakatini simgeleyen bir tatlıydı. Osmanlı'nın kadim sokaklarında, Hacı Bekir tarafından 1777’de Eminönü’nde açılan küçük bir dükkânda ilk kez üretilmeye başlanan akide şekeri, zamanla ulufe törenlerinde Yeniçerilere ikram edilerek, devlete olan sadakati pekiştiren bir ritüel haline geldi. "Akide" kelimesi, Arapça kökenli olup, bağlılık ve anlaşma anlamına gelir. Osmanlı'da akide şekerinin halk tarafından reddedilmesi, bir şekilde padişahın politikalarına karşı duyulan memnuniyetsizliği ifade eden bir gösterge olurdu. 

AKİDE ŞEKERİ DÜNYA GENELİNDE BÖYLE TANINDI

Akide şekeri, Osmanlı’dan sadece Türk halkına değil, tüm dünyaya ulaşan bir lezzet yolculuğuna çıkmıştır. 19. yüzyılda, bir İngiliz turistin Hacı Bekir’den aldığı lokumları Avrupa’ya götürmesiyle Türk lokumu, dünya çapında tanınmaya başladı. Akide şekeri de aynı şekilde, yerel bir lezzet olmanın ötesine geçerek, uluslararası alanda popülerlik kazandı.

AKİDE ŞEKERİ NEREDE SATILIYOR? 

İstanbul’un tarihi çarşılarında, Eminönü'nde, eski tatlıcılarda ve büyük şekercilerde farklı çeşitlerde akide şekerlerine rastlamak oldukça mümkün özellikle Kapalı Çarşı ve Edirne Tarihî Çarşı gibi yerlerde, renk renk akide şekerleri tezgâhlarda sergilenir ve ziyaretçilere nostaljik bir tat deneyimi sunar.