Türkiye genelinde yaz mevsiminde en çok yoğunluğun yaşandığı illerden biri olan Trabzon’da uçuş rekorları kırılırken, Trabzon Havalimanı ile ilgili yaşanan gelişmeler endişeye sebep oldu. Yıllardır uçuş pistinin zemininde meydana gelen çökme ve tümsekler nedeniyle periyodik şekilde tadilata alınan ve uçuş iptalleriyle gündeme gelen Trabzon Havalimanı 1957 yılından bu yana hava trafiğine hizmet veriyor ve yıllık 23 bin 479 sefer gerçekleştiriliyor. Ancak son günlerde artan yağışlarla birlikte pistte çatlak ve çökmeler meydana geldi. Havalimanının pist zemini altında bulunan kırmızı killerin, artan yağışlarla birlikte asfaltta şişme, kabarma, çatlak ve oturmalar oluşturduğu belirtildi.
Trabzon Havalimanı, yıllardır dolgu zeminden kaynaklanan ciddi sıkıntılar yaşıyor. 2021 yılında çatlaklar nedeniyle kapatılan pist 58 milyon liralık gizli ihaleyle onarılmış ancak sorun devam edince 2022 ve 2023 yılında zaman zaman kapatılmak zorunda kalmıştı.
Konuyu yakından takip eden uzmanlar, havalimanını bulunduğu alanın jeolojik olarak çok hareketli olduğunu, Karadeniz'in her yıl 3 milimetre yükseldiğini, belirterek ciddi risk uyarısında bulunuyor. Mevcut dolgunun ve üzerindeki yapıların yapım tekniğiyle ilgili sıkıntılar olduğu da uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Bu sorun nedeniyle son 3 yılda 6 kez bakım çalışmaları yapıldı ve uçuşlar aksadı. Uzmanlar, özellikle turizm sezonunda günde 35 uçak seferi gerçekleşen havalimanının pistinde kalıcı çözüm ve güçlendirme çalışmaları yapılması gerektiğini önerdi.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, havalimanının pist zemini altındaki kırmızı killerin artan yağışlarla şişme, kabarma, çatlak ve oturmalara yol açtığına dikkati çekti.
EROZYONDAN DOLAYI DARALIYOR
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon Havalimanı'nın iki temel sorunu olduğunu belirtti. Birincisi, kıyı erozyonundan dolayı pistin daralması. İkinci sorun ise pistte meydana gelen oturmalar, kalkmalar ve şişmeler. Bektaş, bu sorunların temelinde zeminin oluşturan kırmızı killerin yer aldığını ifade etti. Mevcut bakım çalışmalarının sürdürülebilir bir çözüm olmadığını belirten Bektaş, pistin zemininin iyileştirilmesi ve fore kazık gibi yöntemlerin kullanılması gerektiğini söyledi.
Yamaçlardan gelen suların havalimanı pistinin zemininde çökme ve tümseklere neden olduğunu ifade eden Bektaş, “Pistin altında killi bir zemin var. Bu killi zemin suya çok duyarlı. Zaman zaman su alınca şişiyor. Yamaçlardan gelen sular pistin altına doğru sızıyor. 2021 yılında havalimanı pisti bakıma alındı. 58 milyon lira para harcandı. Sızıntıyı önlemek için kanalizasyon yapmışlardı ancak bu yeterli olmadı, daha sonra yamaçlardan gelen su pist zeminin altına sızdı. Suya doygun killer, zemin oturmasına ya da zeminin yükselmesine neden oluyor” dedi.
"UÇUKLAR İNİŞ SIRASINDA SAVRULABİLİR"
Uçakların çökme ve tümseklere denk gelmesi halinde savrulma ihtimali olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Uçak trafiği çok fazla olduğu için ve uçaklar darbe şeklinde zemine indiği için pistin bazı yerlerinde çökmeler meydana gelebiliyor. Bunlar palyatif çözümlerle giderilmeye çalışılıyor ama bu oturma ve çökmeler fark edilmezse uçuşlarda müthiş bir risk oluşturur. Uçaklar iniş sırasında çökmeye denk gelirse savrulabilir. Gece uçuşlarında çökmeleri pilotlar fark ediyor” diye konuştu.
"UÇUŞLAR RİZE VE ORDU HAVALİMANI’NA YÖNLENDİRİLMELİ"
Trabzon Havalimanı’nın uçuşlara tamamen kapatılması gerektiğini ifade eden Bektaş, “2021 yılındaki çalışma çözüm olmadı, hala tamiratlar yapılmaya devam ediyor. Bir risk var. Her gün artan bir risk, bir tehlike var. İnsan hayatı turizmden daha önemli, popülist politikalardan da daha önemli. Kim bu sorumluluğu alacak bilmiyorum.
İnsanların hayatıyla kumar oynanıyor. İzledikleri yöntem çok yanlış, uçuşları iptal edip tamirat yapıyorlar, tekrar sorun çıkarsa yine iptal, yine tamirat yapıyorlar. Riski var mı? Var. Yapılması gereken; uçuşları belli bir süre Rize ya da Ordu’ya yönlendirmek, Trabzon Havalimanı’nı uçuşlara kapatıp yeniden ele almaktır. Bunu yaz sezonu olmadan önce yapmak gerekirdi. Kimsenin de bu riski alacağını zannetmiyorum” dedi.