Manisa’nın Şehzadeler ilçesine yakın konumda bulunan Spil Dağı, ulaşım kolaylığı sayesinde uzun süredir yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Milli park statüsündeki dağ, zengin bitki örtüsü ve tarihi anlatılarının yanı sıra manyetik yapısıyla da öne çıkıyor. Bölge, hem doğa tutkunlarının hem de araştırmacıların dikkatini çekti.

MANYETİK TAŞIN TARİHİ BİNLERCE YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR

Spil Dağı’nın manyetik özelliğinin kökeni Antik Çağ’a kadar uzandı. Kaynaklara göre MÖ 6. yüzyılda filozof Thales, bölgede demiri kendine çeken özel bir taş keşfetti. Bu taş, daha sonra “Magnesia taşı” olarak adlandırıldı ve hem manyetizmanın bilimsel temellerine hem de bölgenin adına ilham verdi. Spil Dağı, bu yönüyle mitoloji ile bilimin kesiştiği noktalardan biri olarak kabul edildi.

UÇUŞ GÜVENLİĞİ NEDENİYLE YASAK BÖLGE

Spil Dağı’nı benzersiz kılan unsurlardan biri de üzerinden sivil hava trafiğine izin verilmemesi oldu. Uzman değerlendirmelerine göre, dağın çevresinde yoğunlaşan manyetik alan, uçakların navigasyon ve elektronik sistemlerini olumsuz etkileyebiliyor. Uçak gövdelerinde ve sistemlerinde bulunan metal parçaların bu manyetik etkiden zarar görme ihtimali, uçuş güvenliği açısından risk oluşturuyor.

Bu nedenle yetkililer, Spil Dağı’nın üzerinden uçuş yapılmaması yönünde karar aldı. Böylece Spil Dağı, Türkiye’de hava sahasında özel kısıtlamaya tabi nadir bölgelerden biri olarak kayıtlara geçti.

GİZEMİYLE DİKKAT ÇEKMEYE DEVAM EDİYOR

Doğal yapısı, tarihi geçmişi ve bilimsel özellikleriyle öne çıkan Spil Dağı, bugün hâlâ araştırmalara konu olmaya devam ediyor. Manyetik taşlarıyla ün kazanan bölge, hem efsaneleri hem de somut bilimsel verileriyle Türkiye’nin en dikkat çekici doğal alanları arasında yer alıyor.