Bir dönemin vazgeçilmez mutfak aleti olan mikrodalga fırınlar, artık yolun sonuna mı geldi? Zaman zaman sağlık üzerindeki etkileri nedeniyle eleştirilen bu cihazlar artık eskisi kadar kullanılmıyor.
SESSİZ BİR ŞEKİLDE HAYATIMIZA GİRDİLER
Mikrodalga fırınlar, 1990’lardan itibaren Türk mutfaklarında yaygınlaşmaya başladı fakat bu teknolojinin kökeni çok daha eskiye, 1940’ların sonuna dayanıyor. İlk ticari mikrodalga fırın 1947’de ABD’de üretildi. Devasa boyutları ve 400 kiloyu bulan ağırlığıyla sadece restoranlar ve büyük ölçekli yemek üretimi yapan işletmelerin kullanabileceği bir üründü. O dönemki fiyatı da dudak uçuklatıyor 3000 bin dolara satılıyordu.
Ev tipi mikrodalga fırınlar 1955 yılında kullanılmaya başladı fakat hala pahalı ve hantaldı. Japonların küçük boyutlu magnetronlar geliştirmesiyle, 1960’ların sonlarında daha kompakt ve erişilebilir modeller piyasaya sürüldü. Bu gelişmeler, cihazın kısa sürede tüm dünyada evlere girmesini sağladı.
SAĞLIK ENDİŞELERİ BİTMEDİ
Yıllar boyunca mikrodalga fırınların sağlığa zararlı olduğuna dair pek çok iddia ortaya atıldı. Mikrodalga radyasyonunun yemeklerin besin değerini düşürdüğü veya hücrelere zarar verdiği yönündeki açıklamalar gündem oldu. Ancak bilimsel araştırmalar, mikrodalgaların iyonlaştırıcı olmadığını ve DNA’ya zarar verecek güce sahip olmadığını ortaya koydu. Yani, pişirme sırasında oluşan besin kaybı, tıpkı haşlama ya da kızartma gibi diğer yöntemlerle benzer seviyedeydi.
TEKNOLOJİYE AYAK UYDURAMADI
Günümüzde mikrodalga fırınların esas sorunu, sağlıktan çok teknolojiyle olan yarışta geri kalmaları. Yemekleri eşit şekilde ısıtamamaları, çıtır ya da karamelize tatlar yaratamamaları ve sınırlı işlevsellikleri, onları modern mutfaklarda yetersiz hale getiriyor. Lezzet kaybı, düzensiz ısı dağılımı ve yetersiz pişirme seçenekleri, kullanıcıların bu cihazlardan uzaklaşmasına neden oluyor.
Yeni nesil çok işlevli mutfak aletleri özellikle konveksiyon fırınlar, hava fritözleri ve akıllı tencereler hem daha verimli enerji kullanıyor hem de daha fazla pişirme yöntemi sunuyor. Ayrıca, bu cihazlar yiyecekleri daha homojen şekilde ısıtarak hem tat hem de dokuda mikrodalgalara göre daha başarılı sonuçlar veriyor.
TÜRKİYE'DE ÇOK DAHA AZ KULLANIYOR
Türkiye’de mikrodalga fırınlar uzun yıllardır market raflarında yer alsa da kullanım oranı birçok Batı ülkesine kıyasla oldukça düşük. Uzmanlara göre bunun başlıca sebepleri arasında mikrodalgaların yiyeceklerin besin değerini bozduğuna dair yaygın inanış, geleneksel pişirme yöntemlerine bağlılık ve evlerde mikrodalga kullanımına uygun mutfak düzenlerinin azlığı yer alıyor. Özellikle “taze pişmiş yemek” kültürünün hakim olduğu Türk mutfağında, yemekleri tekrar ısıtmak yerine tencere veya fırın tercih ediliyor.