Spor salonlarında sıkça tercih edilen dar şortlar ve taytlar, kadınları tehlikeli bir enfeksiyon riskiyle karşı karşıya bırakabilir.
Uzmanlar, bu kıyafetlerin terledikten sonra çıkartılmamasının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Özellikle sentetik kumaşlardan yapılan spor giysileri, bakterilerin gelişmesi için mükemmel bir ortam sunuyor.
EGZERSİZ SONRASI DEĞİŞİM ÖNELİ
Sentetik kumaşlardan üretilen spor kıyafetleri, nefes aldırmadıkları için terle birlikte nemi hapseder. Bu durum, bakterilerin çoğalması için elverişli bir zemin oluşturur. Egzersiz sonrası terli ve ıslak spor kıyafetlerinin uzun süre giyilmesi ise kadınların sistit adı verilen ağrılı bir enfeksiyon riskini artırır.
SİSTİT NEDİR?
Sistit, idrar yolu enfeksiyonlarının (İYE) en yaygın türüdür ve idrar yaparken ağrı, yanma, sık idrara çıkma ve acil tuvalet ihtiyacı gibi belirtilerle kendini gösterir. Özellikle idrar yolundan mesaneye ulaşan bakteriler bu enfeksiyona neden olur. Uzmanlar, kadınların %33'ünün hayatlarının bir döneminde sistit geçirdiğini belirtiyor.
DAR SPOR KIYAFETLERİNİN RİSKLERİ
Daily Mail'de yer alana habere göre; kadın sağlığı uzmanı Dr. Catherine Hood, sistitin yayılmasında spor kıyafetlerinin de etkili olabileceğini belirterek şunları söylüyor. Doktor, “Dar taytlar ve şortlar, kasık bölgesine sürtünme yapar ve hava akışına izin vermez. Bu durum, terle birlikte bakterilerin çoğalmasına yol açar ve enfeksiyon riskini artırır.” Dr. Hood, kadınları egzersiz sonrası terli kıyafetleri hemen değiştirmeleri konusunda uyarıyor.
SİSTİT BELİRTİLERİ NELER?
Sistit, genellikle hafif vakalarda birkaç gün içinde kendiliğinden geçebilir. Ancak, sık sık tekrarlayan vakalarda uzun süreli tedavi gerekebilir. Sistitin başlıca belirtileri arasında:
- İdrar yaparken yanma ve ağrı,
- Sık sık idrara çıkma isteği ama çok az idrar yapma,
- Bulanık, koyu renkli veya kötü kokulu idrar,
- Alt karın bölgesinde ağrı,
- Yüksek ateş ve halsizlik yer alır.
ENFEKSİYONDAN KORUNMA YOLLARI
Dr. Hood, sistit riskini azaltmak için kadınların spor kıyafetlerini çıkardıktan sonra genital bölgelerini suyla temizlemelerini tavsiye ediyor. Ancak, sabun, pudra veya kadınsı temizlik mendillerinden kaçınmalarını da öneriyor çünkü bunlar tahrişe neden olabilir. Ayrıca, pamuklu iç çamaşırı giymek ve tuvaletten sonra önden arkaya doğru silmek de enfeksiyon riskini azaltabilir.
CİNSEL İLİŞKİ İLE SİSTİT İLİŞKİSİ
Sistiti olan kadınlara, enfeksiyon süresince cinsel ilişkiden kaçınmaları öneriliyor. Cinsel ilişki, idrar yolunda sürtünmeye ve tahrişe neden olarak enfeksiyonun kötüleşmesine yol açabilir. Ayrıca, Dr. Hood cinsel ilişki sonrası idrar yapılmasının da bakterilerin temizlenmesi açısından önemli olduğunu vurguluyor.
BOL SU İÇMEK ÖNEMLİ
Sistitten korunmanın en etkili yollarından biri, bol su içmektir. Günlük iki litre su içmek, mesane ve idrar yolunun temiz kalmasını sağlar ve enfeksiyon riskini azaltır. Dr. Hood, özellikle yatmadan önce ve uyandıktan sonra büyük bir bardak su içilmesini tavsiye ediyor. Bu, bakterilerin mesaneye tutunmasını zorlaştırır.
İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
İdrar yolu enfeksiyonları (İYE), idrar sisteminin herhangi bir bölümünde meydana gelebilir ve farklı isimler alabilir:
- Sistit: Mesane enfeksiyonu,
- Piyelonefrit: Böbrek enfeksiyonu,
- Üretrit: Üretra enfeksiyonu.
İYE belirtileri şunları içerir:
- İdrar yaparken yanma hissi,
- Sık idrara çıkma isteği,
- Bulanık, koyu veya kötü kokulu idrar,
- Halsizlik,
- Ateş ve titreme,
- Alt karın veya sırt bölgesinde ağrı
Urosepsis: Tehlikeli Bir Sonuç
Tedavi edilmeyen İYE'ler, hayati tehlike arz eden urosepsis adı verilen bir duruma yol açabilir. Urosepsis, bakterilerin kana karışmasıyla oluşur ve vücudun enfeksiyona karşı verdiği yanıt nedeniyle sistemik bir iltihaplanma meydana gelir. Urosepsisin belirtileri arasında:
- Yüksek ateş,
- Sırtın alt kısmında ağrı,
- Mide bulantısı ve kusma,
- Nefes almada zorluk,
- Zihinsel bulanıklık veya deliryum yer alır.
Araştırmalar, İYE belirtilerinden sonra hızlı bir şekilde antibiyotik tedavisine başlanmayan hastalarda kan enfeksiyonu riskinin yedi kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Urosepsisin ölüm oranı ise %30 ile %40 arasında değişmektedir.